GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:11
Tarih:03.11.2020

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle, yüksek heyetinizi hürmetle selamlıyorum.

Bu teklifte de olduğu gibi, kanun tekliflerinde torba düzenlemeye gidilmesi, etki analizinin olmaması, bazı maddelerin ilgili ihtisas komisyonlarında görüşülmemesi gibi hususlar uzun yıllardır hep eleştirdiğimiz konulardır. Yasama kalitesinin artırılması, yasama işlerinin sağlıklı ve düzenli bir şekilde yürütülmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün yepyeni bir anlayışla ele alınması konusunda tüm siyasi parti gruplarına sorumluluk düşmektedir. İç Tüzük yenilenmez ise Meclisin ve siyaset kurumunun itibarını da zedeleyen ve yıllardır yaşanan gereksiz tartışmalar ve zaman kayıplarının hâliyle aynen devam edeceği açıktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine de uyum sağlanması dikkate alınarak Meclis İçtüzüğü'nün bir an önce gözden geçirilip yeniden yazılması gerektiği görüşümüzü buradan yineliyorum.

Değerli milletvekilleri, insanlığın sağlığını ve varlığını direkt hedef alan çok tehlikeli bir salgın ağır bir mesele olarak gündemdeki sıcaklığını daha da yakıcı bir şekilde sürdürmektedir. Beşeriyet büyük bir musibet ve melanetin pençesinde âdeta kıvranmaktadır. Bütün ülkeler salgına karşı büyük uğraşlar vermektedir. Son günlerde aktif vaka sayılarının hızla yükselişe geçmesi bazı ülkelerde salgına karşı ekonomik ve sosyal hayatı kısıtlayıcı önlemleri yeniden gündeme getirmiştir. Covid-19 salgını küresel ekonomik aktiviteyi çok olumsuz etkilemiş, arz ve talebin önemli ölçüde daralmasına, tedarik zincirlerinin aksamasına, ticaret hacminin gerilemesine ve işsizlik oranlarının yükselmesine neden olmuştur. Tüm dünyada atılan normalleşme adımlarının da katkısıyla öncü göstergeler yılın üçüncü çeyreğinde ekonomik aktivitede toparlanma eğilimine işaret etse de son günlerde vaka sayısındaki yüksek artış önümüzdeki döneme ilişkin belirsizlik yaratmaktadır. Türkiye, salgına yönelik sağlık, güvenlik ve ekonomi başta olmak üzere her alanda etkili önlemleri süratle uygulamaya koymuş; ihtiyaç duyulan her girişimi akıl, sabır ve soğukkanlılıkla tereddütsüz ifa etmiştir. Devlet tüm kurum ve kurullarıyla seferber edilmiştir. Salgınla mücadelede bugüne kadar önemli bir aksama yaşanmamıştır. Böylesi bir felaket karşısında seri ve etkili kararlar alınarak kaosa ve karmaşaya asla müsaade edilmemiştir. Türkiye, filyasyon çalışmaları, tanı ve tedavi hizmetleriyle dünyayı kendisine hayran bırakmıştır. Covid-19 hastalarına ücretsiz tedavi hizmeti veren ve bu süreçte birçok ülkeden vatandaşlarını uçakla getiren ülke Türkiye'dir. Sağlık diplomasisi ve yumuşak güç kapsamında 155 ülkeye tıbbi yardımıyla müşfik ve merhametli yüzümüz gösterilmiştir.

Salgının ekonomimiz ve vatandaşlarımız üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak amacıyla bir dizi tedbir süratle uygulamaya konulmuştur. 18 Mart 2020 tarihinde açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi daha sonra ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda alınan yeni tedbirlerle genişletilmiş, toplumun tüm kesimlerinin bu süreçte desteklenmesi sağlanmıştır. Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi ve alınan diğer tedbirler kapsamında ihtiyaç sahibi hane halkına nakit desteği verilmiş, en düşük emekli aylığı yükseltilmiş, kısa çalışma ödeneğinin kapsamı genişletilmiş ve ödemesi kolaylaştırılmış, telafi çalışma süresi artırılmış, istihdamın sürekliliği desteklenmiş ve bireylerin krediye erişim imkânları artırılmıştır. Salgından yoğun etkilenen sektörlerdeki işletmelerin üç aylık vergi ve prim ödemeleri ertelenmiş, işletmelere sektörel odaklı vergi indirimleri yapılmış, kredi ödemelerinin ertelenmesi imkânı tanınmış, temerrüde düşen firmalara mücbir sebep açıklama imkânı getirilmiş ve kredi teşvikleri verilmiş, Kredi Garanti Fonu'nun limiti artırılarak teminat sıkıntısı yaşayan işletmelerin finansmana erişimine imkân sağlanmıştır. Üretimin ve tedarik zincirinin kesintiye uğramaması, istihdamın korunması ve finansal sistemin sağlıklı işleyişinin sürdürülmesi için eş güdümlü politika adımları atılmıştır. Böylece, salgının ekonomiye etkisi en aza indirilmiş olup ekonomik faaliyette yılın üçüncü çeyreğinden itibaren V tipi bir toparlanma görülmektedir. Alınan etkili önlemler sayesinde bazı hizmet sektörleri dışında tüm sektörlerde hareketlilik başlamış, üretim çarkları hızla dönmeye başlamıştır. Haziran ve sonraki aylara ait sanayi üretimi, imalat sanayi kapasite kullanım oranı, Satın Alma Yöneticileri Endeksi, güven endeksleri, kurulan şirketlerin sayısı, rekor kıran ihracat ve elektrik tüketimi gibi veriler ekonomideki toparlanmanın hız kazandığını açıkça göstermektedir.

Dün açıklanan ekim ayı Türkiye İmalat Sanayi Raporu PMI verisinin 53,9'a yükselerek Türk imalat sektörünün üst üste beş ay büyüme gerçekleştirdiğine, üretimdeki artışın ivme kazandığına, istihdam yaratma hızının son otuz iki ayın en yüksek düzeyinde gerçekleştiğine işaret etmektedir. Yine, 17,3 milyar liralık ekim ayı ihracat rakamı, cumhuriyet tarihinin aylık ihracat rekoru olarak tarihe geçmiştir.

Türkiye'nin salgının başından itibaren gösterdiği kriz yönetimi bir başarı hikâyesi niteliğindedir. Vatan ve vicdan hassasiyetini kaybetmemiş her Türk vatandaşı bu gerçeği bihakkın teslim edecek ve onaylayacaktır. Nitekim, onaylamakta ve bununla iftihar etmektedir. Elbette Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bu başarıda büyük katkısı bulunmaktadır.

Ekonomi üzerinden sürekli kara propaganda yapan odakların Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini karalama konusunda da emel ve ağız birliği içinde olmaları dikkat çekmektedir. Türkiye bir yandan salgınla, bir yandan terörle başarılı bir mücadele verirken diğer yandan da yoğun bir şekilde maruz kaldığı bölgesel ve küresel dayatmaları, ekonomik ve siyasi baskıları, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin de sağladığı imkânlarla, alınan etkili tedbirler sayesinde boşa çıkarmaktadır. Bilinmelidir ki döviz ve faiz üzerinden Türk ekonomisini sıkıştırma girişimleri de sonuçsuz kalacaktır. Yeni hükûmet sistemine yönelik yıpratma taktikleri beyhude bir gayrettir. Egemenliğin sahibi aziz milletimiz, 16 Nisan 2017'de kati sözünü söylemiştir. Bizim sözümüz Türk milletinin sözüdür, bu söz yere düşmeyecek, Türkiye geriye gitmeyecek, eskiye dönmeyecektir.

Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifi Covid-19 salgınının ekonomik ve sosyal hayata olumsuz etkilerinin azaltılması amacıyla daha önce uygulamaya konulan tedbir paketlerine ek olarak istihdamı korumaya ve artırmaya yönelik işe hızlı dönüş desteği, ilave istihdam teşviki, işini kaybetmiş kişiler ile kayıt dışı çalışanlara yönelik istihdama dönüş desteği, kısmi süreli çalışmanın ilave istihdam şartıyla teşviki gibi birtakım teşvik düzenlemeleri ile süresi yıl sonunda sona erecek bazı uygulamaların süre uzatımları, esnek çalışmayla ilgili düzenlemeler, indirim ve istisna öngören bazı vergi düzenlemeleri, varlık barışı ve kamu alacaklarının yapılandırılması ile kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyacı olan bazı düzenlemeleri içermektedir. Esnek çalışmayla ilgili düzenlemelerin çalışanların güvencesiz kalmasına yol açmaması hususu dikkate alınmalıdır. Yine, kayıt dışı çalışanlara yönelik destek uygulamasının hem istismar edilebileceği hem de kayıt dışılığı özendirebileceği dikkate alınarak uygulamada sıkı denetim yapılmalıdır.

Başta vergi ve SGK primi olmak üzere kamu alacaklarının yapılandırılması hem ekonomimiz için hem de vatandaşlarımız için olumlu olacaktır. Esasen yapılandırma uygulamalarının devletin gelir yapısını tahrip ettiği, vergi ahlakını bozduğu, vergi sistemine olan güveni sarstığı, sürekli bir beklenti ortamının doğmasına neden olduğu doğrudur. Ancak küresel salgın nedeniyle içinden geçtiğimiz sıkıntılı dönem de dikkate alınarak yeni bir yapılandırma yapılması kaçınılmaz olmuştur. Kamu alacaklarının yapılandırılmasıyla ilgili düzenlemede 31 Ağustos 2020 tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan kesinleşmiş alacaklar yapılandırmaya konu edilmektedir. Bazı para cezaları kapsama alınmamıştır. Vergi dairelerinin takip ettiği adli para cezaları ile düzenleyici ve denetleyici kurumlarca verilen idari para cezaları, Covid-19'la mücadele kapsamında verilen idari para cezaları, tütün ve tütün mamulleri kullanımından kaynaklanan idari para cezaları yapılandırma kapsamı dışındadır.

Yapılandırma kapsamına alınan kamu alacakları genel olarak şunlardan oluşmaktadır: Vergi dairesinin alacaklı olduğu tüm vergiler, belediyelerin takip ettiği emlak vergisi, çevre temizlik vergisi, ilan ve reklam vergisi gibi tüm vergiler; vergi cezaları, gümrük vergileri idari para cezaları; sosyal güvenlik sigorta primleri, genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri idari para cezaları; rücu alacakları, yersiz ödemeden doğan alacaklar; BAĞ-KUR sigortalılarının dondurulan dönemlere ilişkin primlerinin ihyası; belediyelerin su, atık su, katı atık ve katılma payı ücreti alacakları; il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile bunlara ait şirketlerin taşınmaz satış, irtifak hakkı ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan kira alacakları ve hasılat payları; kalkınma ajanslarının il özel idareleri ve belediyeler ile sanayi ve ticaret odalarından olan alacakları; yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının amme alacakları; Vakıflar Genel Müdürlüğü ve mazbut vakıfların kira alacakları; Kredi ve Yurtlar Kurumu öğrenci kredileri, trafik para cezaları; seçim, nüfus ve askerlik para cezaları; kara yollarından usulsüz geçiş para cezaları; Karayolu Taşıma Kanunu'na göre kesilen para cezaları; Çevre Kanunu'na göre kesilen para cezaları; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesinden organize sanayi bölgelerine ve sanayi sitesi yapı kooperatiflerine kullandırılan krediler; KOSGEB'in geri ödemesiz destekler, kredi faiz destekleri, geri ödemeli desteklerden ödenmemiş destek tutarları ile KOSGEB aidatları; Türk Standardları Enstitüsünün hizmet alanları kapsamında bulunan alacakları; TOBB kapsamında oda, borsa ve birlik aidatları, navlun hasılatı oda payları ve borsa tescil ücretleri ile sigorta eksperleri ve sigorta acenteleri levha aidat borçları; ihracatçıların ihracatçı birliklerine olan üyelik aidat borçları; TESK kapsamında esnaf ve sanatkârların oda aidatları ile oda ve federasyonların katılma payları; Esnaf ve Sanatkârların Meslek Eğitimini Geliştirme ve Destekleme Fonu borçları; TÜRMOB kapsamında meslek mensuplarının oda aidat borçları ile odaların birlik payı borçları; avukatların ve stajyer avukatların baro kesenekleri ile staj kredisi borçları yapılandırma kapsamına girmektedir.

Alacak asılları ile buna Yİ-ÜFE (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi) aylık değişim oranları uygulanarak hesaplanacak tutarın bu kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi öngörülmektedir. Böylelikle faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi ferî amme alacakları silinmekte, yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları uygulanarak hesaplanacak tutar esas alınmaktadır. Asılları ödenmiş alacaklardan kalan ferîlerin yüzde 60'ı, idari para cezaları aslının yüzde 50'si silinerek kalanının Yİ-ÜFE'yle hesaplanarak yapılandırılması öngörülmektedir.

Yapılandırılan alacaklar ikişer aylık devreler hâlinde 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitle ödenebilecektir. Belediyeler için 120, özel idareler ve spor kulüplerine 72 aylık bir ödeme planı sunulmaktadır. Yapılandırılan alacağın ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi hâlinde hesaplanmış olan Yİ-ÜFE tutarından yüzde 90 oranında, ilk 2 taksit içerisinde ödenmesi hâlinde ise yüzde 50 oranında indirim yapılacaktır. Kanundan yararlanmak isteyen borçluların 31 Aralık 2020 tarihine kadar ilgili idarelere başvurması gerekmektedir. Genel olarak Hazine ve Maliye ile Gümrük İdaresine yapılacak ödemeler 2021 yılının Ocak ayında, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemeler de Şubat ayında başlayacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak kanun teklifinin Komisyon görüşmelerinde çiftçimiz, köylümüz ve esnafımızın kooperatifleri aracılığıyla kullandığı ve zamanında ödeyemediği kredi borçlarının da yapılandırma kapsamına alınması önerimiz olumlu görülmekle birlikte üzerinde çalışılması gerekçesiyle teklifte yer almamıştır.

Sanayi Bakanlığı bütçesinden organize sanayi bölgelerine ve sanayi sitesi yapı kooperatiflerine kullandırılan krediler yapılandırma kapsamına alınırken Tarım Bakanlığınca ve Orman Genel Müdürlüğünce tarımsal kooperatiflere ve orman köylüsüne kullandırılan kredilerin de kapsama alınması doğru olacaktır.

Ayrıca çiftçimiz ve üreticimizin Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankasından kullandığı krediler; esnaf ve sanatkârlarımızın kredi ve kefalet kooperatifleri ve Halk Bankasından kullandığı krediler de kapsama alınmalıdır.

Yine, sulama kooperatifleri birliklerinin TEDAŞ'a olan elektrik borçları kapsama alınmalı, hatta 2009 yılı öncesinden gelen ve ödenmesi mümkün görünmeyen bu borçlar, 2018 yılında DSİ'nin sulama kooperatiflerinden alacaklarına yapıldığı gibi tümüyle silinmelidir.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifiyle Esnaf Ahilik Sandığı uygulaması yeniden ertelenmektedir. Esnaf Ahilik Sandığı, 2017 yılında kurulmuş ve 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girmesi hüküm altına alınmıştır. Ancak yürürlük tarihi 2017 ve 2020 yıllarında ertelenmiş, bu kanun teklifiyle de 31 Aralık 2023 tarihine ertelenmektedir. Esasen, iş yeri kapanan, işini kaybeden esnafa destek olmak üzere kurulan Esnaf Ahilik Sandığının, esnaf için büyük yarar sağlayacağı açıktır. Ancak esnafın ilave yüzde 2 prim ödeyebilme güçlüğü dikkate alınarak uygulama ertelenmektedir. Esnafın uzun vadeli sigorta prim kollarında indirim yapılarak Esnaf Ahilik Sandığının daha erken uygulamaya geçmesi konusunda bir çalışma yapılmalıdır.

Salgının etkisiyle ve alınan önlemlerden dolayı aylardır çalışamayan, çalışsa da müşteri gelmeyen esnafımız sıkıntı içerisindedir. Kantin, yurt, kahvehane, lokanta, kafe, düğün salonu gibi işletmeci esnafımız ile nakliyeci esnafımıza yönelik ek tedbirler alınmalıdır. KOSGEB kredi ve desteklerinden yararlanmak üzere sadece esnafa özgü bir destek programı uygulamaya konulmalıdır. Sicil affı düzenlemesi yapılmalıdır. AVM ve büyük market zincirlerinin şehir merkezinde şube açmaları, adil rekabet şartlarını bozmayacak şekilde kurallara bağlanmalıdır. Çıraklık ve mesleki eğitimin özendirilmesi de dikkate alınarak, çıraklık ve staj süreleri hizmetten sayılmalı ve sigortalılık başlangıç tarihi olarak esas alınmalıdır. Ekonominin barometresi olan esnafa verilecek her türlü destek piyasaya olumlu yansıyacak, hem esnafa hem de ekonomiye katkı sağlayacaktır.

Kanun teklifiyle yapılan bir diğer düzenleme, basın kartı sahibi çalışanların fiilî hizmet süresi zammına ilişkindir. 14 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan Anayasa Mahkemesi kararıyla basın ve gazetecilik mesleğinde çalışanların fiilî hizmet süresi zammından yararlandırılmalarına ilişkin mevcut hüküm iptal edilmiş ve iptal kararının yürürlüğü oluşacak yasal boşluğun giderilmesi amacıyla dokuz ay sonraya bırakılmış olup 14 Kasımda süre dolmaktadır. Bu itibarla, Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla doğacak hukuki boşluğu gidermek amacıyla düzenleme yapılmaktadır. Esasen basın ve gazetecilik mesleğinde çalışanların tanımı yapılarak bu meslekte çalışanların tamamı fiilî hizmet zammından yararlandırılmalıdır. Bu kapsamda, gerekli meslek yasası bir an önce hazırlanmalı ve yürürlüğe konulmalıdır.

Covid-19 salgını medya sektörünü de olumsuz etkilemiştir. Sektöre ve özellikle zor durumdaki yerel medyaya mahsus ek tedbirler alınmalıdır. Kanun teklifinde açık cezaevlerindeki Covid-19 izin süresinin uzatılması, Sağlık Bilimleri Üniversitesinin Mütevelli Heyetine YÖK tarafından 2 üye seçilebilmesi ve yurt dışı birimlerinde personel görevlendirilmesi, Cumhurbaşkanlığı raportörlüğü ve yardımcılığı kariyer mesleği ihdas edilmesi, OHAL kapsamında alınan ilave tedbirlere karşı başvuru yolunun açılması, derneklerin genel kurullarının ertelenmesi gibi konular da yer almaktadır.

Konuşmama son verirken Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek verdiğimiz bu kanun teklifinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)