GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:12
Tarih:04.11.2020

HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, 4 Kasım 2016 demokrasi tarihimiz için kara bir gündür. Meclisimiz bundan tam dört yıl önce büyük bir darbe yedi, siyaset kurumu büyük bir darbe yedi arkadaşlar. 3 Kasımı 4 Kasıma bağlayan gece, Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz siyasi bir darbeyle rehin alındı ve siyasi kumpaslarla, yargının bir sopa olarak kullanılmasıyla tam dört yıldır milletvekillerimiz, Eş Genel Başkanlarımız rehin tutuluyorlar arkadaşlar.

Bakın, 4 Kasım 2016'yı hatırlayalım arkadaşlar. 4 Kasım 2016'dan tam üç ay önce bir darbe girişimi oldu ve Meclisimiz bombalandı. Biz bu darbe girişimine karşı dimdik demokratik siyasetin yanında durduk, darbecilerin ve darbe girişiminin karşısında durduk.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Mecliste yoktunuz.

GARO PAYLAN (Devamla) - Gelin hep beraber hem darbeyle hem darbecilerle hem de darbe dinamikleriyle yüzleşelim dedik.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Meclise gelmediniz o zaman.

GARO PAYLAN (Devamla) - Ancak, maalesef, sizlerin derdi darbecilerle yüzleşmek değildi, darbeyle yüzleşmek değildi. Bunu, Tayyip Erdoğan'ın tabiriyle "Allah'ın bir lütfu" olarak görüp kendi darbenizi yapmaktı. 15 Temmuzdan yalnızca beş gün sonra saray darbesini yaptınız ve Meclisimiz o gün, bugün iflah olmuyor arkadaşlar. Meclisimize herhangi bir kişi "güçlü" diyebilir mi? "Sarayı dengeleyip, denetleyebiliyoruz." diyebilir mi? Diyemez.

Bakın, bizler ne dedik? "Gelin, bu darbe girişiminden ders çıkaralım." dedik. Aynı zamanda darbe dinamiğinden de ders çıkaralım. Ne oldu darbe dinamiğinde? 6-8 Ekim Kobani olayları oldu, insanlarımızı kaybettik; gelin, bunlarla yüzleşelim dedik, yüzleşmediniz. Suruç katliamı... Ceylanpınar provokasyonunda 2 polisimizi katlettiler; gelin, bunlarla yüzleşelim dedik. Barış süreci dinamitlenmek istendi, yapmadınız. Ankara Gar katliamında 103 vatandaşımız paramparça edildi. Darbe dinamiği tarafından, sizlerin belki de gözlerini kapatmasıyla; gelin, bunlarla yüzleşelim dedik, yapmadınız. Bakın, arkadaşlar, o gün bugündür hep beraber kaybediyoruz. Darbeyle yüzleşmek yerine ne yaptınız? Bizleri, siyaset kurumunu, başta HDP olarak bütün muhalifleri devre dışı bırakmak üzere saray darbesiyle, siyasi operasyonlarla, yargı kumpaslarıyla bizlere darbe vurmaya çalışıyorsunuz.

Bakın, arkadaşlar, bugün Meclisimiz çok daha güçsüz; fermanlar geliyor, sizler geçiriyorsunuz. Hiçbiriniz sarayı bir dengeleyip denetleyemiyorsunuz. Ne oldu peki? Kim kazandı, kim kaybetti, gelin buna bakalım. Meclisimiz sarayın bir noterine dönmüş durumda. Yargı, bir sopa olarak kullanılıyor, her gün siyasi kumpaslarla arkadaşlarımız tutuklanmaya devam ediliyor. Basın susturulmuş durumda. Toplum hem huzurunu hem de refahını kaybetmiş durumda. Vatandaşlarımız "Evime ekmek götüremiyorum" diyor. Esnafımız "Gebermek istiyorum, 15 lirayla siftahsız dükkân kapatıyorum." diyor.

MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Neden bahsediyorsun?

GARO PAYLAN (Devamla) - Buna rağmen saray kumpaslarına, siyasi operasyonlara devam ediyorsunuz. Hem ekonomik kriz yaşıyoruz hem siyasi kriz hem de toplumsal bir kriz yaşıyoruz. Hâlâ bu dinamiğe devam ediyorsunuz, hâlâ önceki dönem milletvekillerimizi tutuklamaya devam ediyorsunuz. Peki, kim kazandı, kim kaybetti? Bakın, eriyorsunuz gidiyorsunuz, ilk seçimde de gideceksiniz.

MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Çok beklersiniz, çok.

GARO PAYLAN (Devamla) - Bütün anketlerde oylarınız yüzde 20'ye düşmüş durumda ve gidiyorsunuz arkadaşlar.

MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Ona millet karar verir.

GARO PAYLAN (Devamla) - Ama sizler kaybetseniz dert etmeyeceği; ülkemiz kaybediyor, Türkiye kaybediyor, demokrasimiz kaybediyor.

Arkadaşlarımız onurla, dimdik cezaevinde rehin olarak duruyorlar. Sevgili Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Çağlar Demirel, bütün arkadaşlarımız bir onur abidesi olarak dimdik cezaevinde duruyorlar. Onlar, bunu dert etmiyorlar ama şunun için üzülüyorlar: Ülkemiz kaybediyor, demokrasimiz kaybediyor, vatandaşlarımız kaybediyor, huzurumuzu ve refahımızı kaybediyoruz. Bakın, Figen Yüksekdağ ne diyor? Arkadaşlar, cezaevinde dört yıl önce olan operasyonla ilgili bir mesajı var.

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Sırtını PKK'ya dayayan Figen Yüksekdağ mı? Sırtını PKK'ya, PYD'ye, YPG'ye yasladığınız Figen Yüksekdağ mı?

GARO PAYLAN (Devamla) - Sevgili Figen Yüksekdağ'ın mesajını okuyorum: "Bundan dört yıl önce, 4 Kasım günü bizleri yenebileceğini, yok edebileceğini sananlar yanıldılar, başaramadılar, yine başaramayacaklar. Gün HDP'ye ve tarihsel haklılığımıza dört elle sarılma ve birliğimizi, dayanışmamızı güçlendirme günüdür."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Devamla) - Buradan sevgili Figen Yüksekdağ'ı, Selahattin Demirtaş şahsında rehin olan binlerce yoldaşımı saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bu önergemize destek verin. Bakın, bu önergemize destek vermiyorsunuz. 6-8 Ekim Kobani olayları önergemize destek vermiyorsunuz. Hata yaptıkça, suçlularla yüzleşmedikçe o suçlar devam eder. Bugün, darbeciler bu Meclisimizi devre dışı bırakmıştır. Meclisin tekrar itibarını kazanması için 4 Kasım 2016'da Meclise vurulan bu darbeye karşı Meclis bir iradeyi ortaya koymalıdır. Hep beraber, gelin, bu önergeye destek verin; darbelerle, darbecilerle, 4 Kasım 2016 darbesiyle hep beraber yüzleşelim.

Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)