| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 04.11.2020 |
MUSA PİROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, sözlerime 4 Kasımda bir Meclis darbesiyle rehin hâline getirilen Eş Başkanlarımızı ve onların şahsında, hapishanelerde tutulan bütün devrimci tutsakları saygıyla selamlayarak başlamak istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Bir yasa görüşüyoruz ama ülke depremle uğraşıyor, beşik gibi sallanmaya devam ediyor. Ülke salgınla uğraşıyor, neredeyse sokağa çıkma yasakları ilan edilecek. Ülke yoksullukla uğraşıyor, insanlar intihar ediyor ama bu iktidarın gündeminde ne deprem ne salgın ne de yoksulluk var. Bu iktidarın gündeminde, işçilerin temel haklarını elinden alan, emeklilik hakkını yok eden, kıdem tazminatını yok eden, ihbar tazminatını yok eden ve kayıt dışı çalışmayı yasal hâle getiren bir torba yasa mevcut. Bu iktidar, bu yasayla aynı zamanda işçi sınıfına bu saldırıları yaparken patronlara bir dizi kıyak yapmakla da meşgul; vergilerini affediyor, kirli parayı aklıyor, İşsizlik Fonu'nu patronlara peşkeş çekmeye devam ediyor.
Soma işçileri çok konuşuldu. Ben, Soma işçilerinin olduğu yerden devam etmek istiyorum. Bugün gözaltına alınıp sonra serbest bırakılan maden işçisi, geçtiğimiz günlerde jandarma barikatının önünde alay komutanına seslendi, dedi ki: "Bir tane kıçı kırık patrona hesap sormayı beceremeyen devlet, gücünü bizde mi sınayacak?" Aynı şekilde, dün 3 kere gözaltına alınan, hırpalanan, dayak yiyen Bimeks işçilerinden 48 yaşındaki bir kadın işçi de polise seslendi: "20 lira kazanmak için fabrika önünde simit satıyorum; polisleri karşımda değil, arkamda görmek istiyorum." Ben buradan bu 2 işçiye de şöyle bir şeyle cevap vermek istiyorum: Polis hiçbir zaman sizin arkanızda olmayacak ve bu devlet gücü yetmediği için değil, patronların, maden şirketlerinin, müteahhitlerin devleti olduğu için gücü onlara yetmeyecek. Bu devlet, bu devleti elinde tutan iktidar, ne yazık ki bu ülkede işçiye düşman ve patronların iktidarıdır. Var olan iktidar bloku, ülke servetini yağmalamak için bir araya gelmiş bir talan ortaklığından başka bir şey değildir. O işçiler, bu iktidar var olduğu sürece buradan hiçbir taleplerinin kabul edilmeyeceğini de bilmek zorundalar. Kürsüye çıkan pek çok arkadaşımız, iktidardan, iktidarın Meclisinden bir dizi talebin; öğrenciler için, işçiler için, yoksullar için bir dizi talebin gerçekleşmesini istediler ama onlar da biliyor, biz de biliyoruz ki bu Meclisin, bu iktidar çoğunluğunun bunu yapma şansı yok çünkü onların temsil ettiği sınıf, onların temsil ettiği patronlar, sadece ve sadece kendi çıkarlarının burada temsil edilmesini istiyorlar ve bu Hükûmet, kurulduğu günden bugüne çıkardığı bütün yasalarla işçilere saldırmaya, patronları korumaya devam ediyor.
Ve madenci arkadaş sormaya devam ediyor, diyor ki: "Bu Uyar Madenciliğin arkasında kim var kardeşim?" Ben söyleyeyim: Bu Meclisteki çoğunluğu oluşturan iktidar grubu var. O iktidar grubu, o maden baronlarının, Kaz Dağı'nı yağmalayan maden baronlarının, Ordu'daki enerji baronlarının, Salihli'deki enerji baronlarının arkasındaki esas güçtür ve onlar yıkılmadığı sürece işçilerin herhangi bir şey kazanma şansı yoktur. Bu yüzden ben işçi sınıfına, yoksullara, depremde enkazın altında kardeşi, dostu kalmış olan bütün yoksullara seslenmek istiyorum: Soma işçisinin sesi, haykırışı hepimizin haykırışıdır ve biz o sesi dillendirmedikçe yani "Vallahi de billahi de korkmuyoruz." demedikçe buradan herhangi bir yasayı çıkarma şansımız yok. Bu yüzden biz sesimizi birleştirmeli ve yan yana gelmeliyiz. Bu yüzden ben tekrar bütün işçilere ve sendikalara buradan açık çağrı yapıyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Bu yasayla fiilen işçi sınıfının bütün kazanımları ortadan kaldırılıyor. İşçiler birleşmedikçe, işçiler ayağa kalkmadıkça, işçiler sokaklara dökülmedikçe bu Meclisten onlar için hiçbir yasa çıkmayacak. Ya hep beraber direneceğiz ya hep beraber Soma işçisinin sloganını, "Senden korkmuyoruz!" diyeceğiz. "Senden korkmuyoruz alay komutanı! Senden korkmuyoruz sarayın komutanı!" diye sesimizi yükseltmediğimiz sürece biz kazanamayacağız. (HDP sıralarından alkışlar)
Saraya da sarayın önündeki askerlere de polislere de bunu açıkça söylemek zorundayız: Sizden korkmuyoruz çünkü biz güçlüyüz, biz kazanacağız! (HDP sıralarından alkışlar)
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Hadi oradan!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sayın Başkan...
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Başkanım, bu kürsüye dair bir cümle söylemek istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun lütfen.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ben söz istemiştim, Başkanım söz istemiştim.
BAŞKAN - Müsaade edin arkadaşlar.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Şimdi, arkadaşlar, kürsümüz engellilere uygun hâle getirildi; bu oldukça büyük bir adım. Meclis büyük oranda erişime uygun hâle getirilmiş durumda, bu da çok büyük bir adım.
SALİH CORA (Trabzon) - Kim yaptı bunları?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ayıp ya! Adam teşekkür edecek.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Bunları hepimiz yaptık, siz yapmadınız. Bu Meclis sizin tapulu mülkünüz değil, bu ülke de sizin tapulu mülkünüz değil. Halkın vergisiyle, halkın kazancıyla yapılıyor. Bir sözümü bitireyim.
SALİH CORA (Trabzon) - Karar mercisi kim, karar mercisi?
BAŞKAN - Sayın Cora, niye müdahale ediyorsunuz böyle bir konuya? Lütfen ya!
SALİH CORA (Trabzon) - Karar mercisi...
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Bir karışmazsa sözümü bitireceğim.
BAŞKAN - Sayın Cora yani böyle bir konuya, böyle bir açıklamaya müdahale etmenin bir anlamı yok! (HDP sıralarından "Ayıp ama ya!" sesleri)
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Ya, ayıp ya!
Ben Meclis Başkanlığına bu işler için, özellikle Meclisteki bütün düzenlemeler için teşekkür ediyorum ama aynı zamanda, bu düzenlemelerin milyonlarca engellinin hayata katılımının sağlanması için genel bir düzenleme hâline getirilmesi gerektiğini, sokaktaki ve evine hapsolmuş bütün engellilerin erişime uygun bir ülkede yaşaması için gerekli tedbirlerin bu Meclis tarafından ortak alınması gerektiğini belirtiyor, bunun için de Meclisi göreve çağırıyorum.
Teşekkür ederim. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)