GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:12
Tarih:04.11.2020

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 4 Kasım. Partimize yönelik olan siyasi soykırımı şiddetle kınıyorum.

Bu nedenle rehin tutulan Sayın Çağlar Demirel'in kısa bir mesajını sizinle paylaşmak istiyorum: "Halklar gittikçe yoksullaştı. İç ve dış siyasette düşmanlaştırıcı politikalar arttı. Biz 4 Kasım öncesi bunları söylediğimiz için HDP olarak siyasi darbeye maruz kaldık. Bizlere yapılan bu siyasi darbeyi tüm Türkiye halkları gördü ve yaşıyor. Tutuklamalar ve rehin almalarla sorun çözülmeyecektir, ancak halkların demokratik iradesini tanımak ve çözüm süreciyle bu sorunun çözümü mümkündür. Bizi bugünlere getiren mücadele ve direniş ruhu devam edecektir. Haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı sözümüzü söyledik, söylemeye devam edeceğiz." diyor, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, biz yine bu Mecliste bir torba yasa teklifiyle karşı karşıyayız, yine yoksulun boğazını sıkan bir yasa teklifiyle karşı karşıyayız.

Bakın, vergi düzenlemesini de getiren bu torba yasa vergi yükümlülüğünü... Anayasa'nın 73'üncü maddesi "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere ... vergi ödemekle yükümlüdür." diyor.

Bir diğer husus: Yine, kamu görevini yürüten mahkemelerin bağımsızlığını ve tarafsızlığını ifade eden hüküm Anayasa'nın 138'inci maddesinde yer almaktadır. Peki, Türkiye'de işler bu şekilde mi yürüyor? Gerçekten mahkemeler -kamu görevini gören, bizim vergilerimizle görevlerini yürüten bu mahkemeler- tarafsız ve bağımsız olarak işlerini yürütüyorlar mı, biz ona bir bakalım. Bakın, bu iktidarın güdümünde olan bu yargı gerçek anlamda bütün vatandaşlara eşit davranıyor mu; vergilerimizle maaşlarını alan bu hâkimler ve savcılar, kamu görevlileri vatandaşlara gerçek anlamda eşit bir şekilde muameleme gösteriyor mu; tarafsızlıklarını yitirmişler midir, yitirmemişler midir; biz bunlara bakalım.

Değerli arkadaşlar, vergisini ödemeyen halkın boğazını sıkan bu iktidar, aynı zamanda adalette de gelirde de yine bu halkın boğazını sıkan bir iktidar hâline gelmiş durumdadır. Bakın, bu, sadece adalette değil, sağlıkta da aynı şekilde. Sağlık hizmeti için vergisini alan bu Hükûmet, aynı zamanda, sağlık hizmeti almak isteyen vatandaş hastaneye gittiği zaman önce veznenin yolunu gösteriyor.

Diğer taraftan, peki, eğitimde farklı mı bu mesele? Hayır, eğitimde de farklı değil. Eğitime gittiğiniz zaman, yine aynı şekilde, sizin cebinize göz diken bir iktidar anlayışıyla karşı karşıyasınız.

Peki, bu adalet sisteminin, gerçek anlamda, haksız ve hukuksuz uygulamalarına örnek var mı Türkiye'de? Onlarca örnek var değerli arkadaşlar. Peki, boğazımıza çöken ve aynı zamanda istediğini alan bu iktidar, adalete gelince ne yapıyor? Adalete gelince, gerçek anlamda, adalet dağıtmayan bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. Bakın, Kobani protestosu nedeniyle olaylar meydana geldi. Gerçek faillere ilişkin hiçbir soruşturma yok ama partimize yönelik -aradan altı sene zaman geçmiş- operasyonlar yapılıyor, burada da adalet yok. Yine, 28 Aralık 2011 tarihinde Roboski'de insanlar katledildi, burada da yine adalet yok. 59 belediyemize el konuldu; irademize el konuldu, yine adalet yok. 2015 yılından bu yana, eski Eş Genel Başkanlarımız dâhil olmak üzere 15 bin partilimize operasyon yapıldı, 4 bin kişi tutuklandı; yine adalet yok değerli arkadaşlar. İnfaz Yasası getirildi bu Meclise, bizlere dönük olunca yine adalet yok. Cezaevleri ölümevleri hâline geldi, bizlere gelince yine adalet yok değerli arkadaşlar. 2020'de Van'da Osman Şiban ve Servet Turgut helikopterden atıldı, bunlara adalet yok. Bakın, 2019 tarihinde Ağrı'nın Tutak ilçesinde Murat Kaya katledildi, yine adalet yok. Ağrı'nın Diyadin ilçesinde 15 ve 16 yaşlarındaki Muhammet Aydemir ve Orhan Aslan katledildi, yine bunlara adalet yok değerli arkadaşlar. Adaletsizlikler bunlarla bitmiyor, saymakla bitmiyor, biz burada sadece birkaç tanesini saymakla yetiniyoruz. Bu sistem, adaletsizliği ve vergi adaletsizliğini gerçek anlamda getiren bir sistem.

Değerli arkadaşlar, ben yine sizin huzurunuzda seçim bölgem olan Ağrı'yla ilgili bir şey söylemek istiyorum. Bakın, Ağrı, Türkiye'de en son sırada yer alan bir il. Bakın, Ağrı'ya büyük hilelerle, büyük aldatmacalarla günde 10 tane bakan geliyordu ve bu bakanların yapmış oldukları tuzaklarla...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Koç.

ABDULLAH KOÇ (Devamla) - AKP, Ağrı'da belediyeyi kazandı tuzak kurarak, halkı kandırarak fakat Ağrı gerçek anlamda, işsizlikte, gelir adaletinde, gelirde ve mevcut olan yoksullukta şu anda Türkiye'de en son sırada. Ağrı Belediye Başkanı çıkıp ne diyor, biliyor musunuz? Diyor ki: "Ağrılıların yüzde 80'i beni sevmiyor." Ben de buradan Ağrılılar adına size sesleniyorum: Biz sizi sevmiyoruz. Sizi neden sevelim? Bize tuzak kurdunuz, bizi aldattınız. (HDP sıralarından alkışlar) Şimdi, Ağrı perperişan hâlde, Ağrı'da işsizlik diz boyu. O yüzden, biz sizleri gerçekten sevmiyoruz. Ağrılılar olarak da bundan sonra size kesinlikle zırnık kadar oy yok, size oy çıkmayacak.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)