| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 04.11.2020 |
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 6'ncı maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce İzmir'de meydana gelen deprem felaketinde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
On sekiz yıldır uygulanan yanlış ekonomi politikaları nedeniyle oluşan ekonomik sistem bozukluğu bugün Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte zirveye çıkmıştır. Ülkemizde çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Başta tüm işletmeler olmak üzere hemen hemen herkes büyük zarar gördü. Bilançolarda kur farkı ve yüksek faiz kaynaklı zararlar oldukça arttı, özellikle pandemi süreci bu zararları katlayarak büyüttü. Esnaflarımız başta olmak üzere küçük ve orta ölçekli tüm işletmeler banka kredilerini geri ödeyemediler, ciddi zorluklar yaşamaktadır. Aynı şekilde emekçilerimize "kısa çalışma ödeneği" adı altında sadakadan öteye gitmeyen bu ödemeler kandırmadan ibarettir. Salgın günlerinde hayat pahalılığı karşısında emekçilerin yaşam koşulları daha da zorlaşmıştır. AKP yönetimi birtakım uygulamalarla kendisini işçilerin yardımına koşuyormuş gibi göstermeye çalışmaktadır. Emekçilerin paraya en çok ihtiyaç duydukları bu dönemde yapılan bu ödemeler sadaka mahiyetindedir ve yetersizdir. Kısa çalışma ödeneği diye aylık 1.593 TL, günlük 52 TL sadaka veriyorsunuz. Üstelik bunu da işçinin İşsizlik Fonu'ndan veriyorsunuz. Verdiğiniz bu paralar tam olarak günlük 5 euro etmektedir. "Bizi kıskanıyor." dediğiniz Avrupa'da 5 euroyu dilenciye verseniz, inanın o 5 euroyu kafanıza fırlatır. AKP'nin şov amaçlı kullandığı bu ödemeler sanki bir lütufmuş gibi sunulmaktadır. Oysa işçilerin eline geçen bu paralar İşsizlik Fonu'nda işçilerden kesilenlerden elde edilen birikimlerle yapılmaktadır. Ertelenenler dâhil vergi, SGK borçları ödenemiyor, tedarikçilere olan borçlarını çek, senet vererek uzun vadeye yaymaya çalışıyorlar.
Kamuya olan borçlarının yapılandırılmasını öngören düzenleme önemli olmakla beraber mevcut sorunların çözümü için yeterli değildir. Çözüm, yapılandırma değil, bu kanun teklifinin tamamında tüm borçların ve cezaların silinmesidir. Bakın, daha önce birçok kez bu tür kamu alacaklarında yapılandırma getirdiniz. Ne oldu, biliyor musunuz? Daha sonra yapılandırmayı dahi yapılandırdınız. Niçin? Çünkü vatandaş bu yapılandırmaların ilk taksitini bile ödeyemiyor, piyasa borç batağında. Buna bir de bütçe açığı ve hazine borçları da eklenince bu yapılandırmayı yapmak zorunda kaldınız. Zaten sizin bu yapılandırmayı vatandaş için değil, har vurup harman savurduğunuz, boşalttığınız hazineye biraz para girsin diye yaptığınız açıkça ortadadır. "Hazineye para lazım." diyorsunuz. Öncelikle israfı durdurun. Örnek mi istiyorsunuz? İşte size örnek: Cumhurbaşkanlığının 16 uçağı var, mart ayında yurt dışına 1 uçuş, yurt içinde yaklaşık 10 uçuş yapmıştır. Bu uçuşlarda 1 uçak kullanıldıysa diğer 15 uçak ne yaptı? Diğer 15 uçak uçmasa bile mecburen bakımı yapıldı ve yaklaşık 13 milyon dolar para harcandı. Siz bu yapılandırmadan yaklaşık 500 milyar TL para bekliyorsunuz. Hazineye para lazım değil mi? Bakın, benim size bir önerim var, gelin hep birlikte Cumhurbaşkanının uçaklarından başlayalım, kullanmadığı 15 uçağı satın, yazlık sarayın inşaat maliyet harcamalarını durdurun. Marmaris Okluk Koyu'ndaki yazlık saray için kamulaştırdığınız 65 hektarlık arazinin tamamını, alın teriyle, kadimden gelen haklarıyla elde ettikleri mülkiyetlerini vatandaşların ellerinden ağlata ağlata aldınız. Bu yerleri hak sahiplerine geri vererek ödediğiniz milyarlarca liraları geri alın. Vatandaşın gözünün yaşını silin. Beş gün tatile gittiği yazlık sarayı satın, vatandaşın borcunun tamamını silin. Hiç kimse de vergi vermiyorum, yapılandırın diyemez. Satın yazlık sarayları, satın binilmeyen uçakları, bırakın vatandaşın cebindeki üç beş kuruşu, silin tüm borçları.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MÜRSEL ALBAN (Devamla) - Allah kuluna "Yürü ya kulum!" demiş; siz vatandaşa borcunu ödetmek için arabasını sattırdınız, yürüttürdünüz ama saray saltanatına 16 uçak alarak uçurdunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Nereye doğru uçurdunuz? Ses çıkarmayarak bu yönetime, uçuruma doğru uçurdunuz. Zamanı gelince bu seçmen sizin ayağınızı yere bastırmasını bilir, sizi de yürüyemez hâle getirir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)