| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 05.11.2020 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 51 maddelik torba kanunun 12'nci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum, Genel Kurulu selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, İzmir depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza öncelikle Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum, bu acıların tekrarının olmamasını diliyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu torba yasanın birçok maddesi, çalışanın haklarına el uzatan, esnek çalışmayı getirip iş güvencesini kaldıran, işçinin, emekçinin kıdem tazminatını gasbeden düzenlemelerden oluşmaktadır.
Şimdi, her 3 gençten 1'inin işsiz olduğu, işsizlik rakamlarının yüzde 35'lere dayandığı ülkemizde aslında bu maddedeki düzenlemeyle işsizlik rakamlarında bir düzeltme yapılmak isteniyor. Aynı zamanda, çalışan işçinin, emekçinin emeği, alın teri yok sayılarak, alacaklarından vazgeçilerek yine işverenlere birçok hak sağlanıyor. Şimdi, değerli arkadaşlar, ama bunun yanında yeni yatırım alanları açılmasına imkân sağlayacak, üretimi artıracak, verimliliği artıracak dolayısıyla da istihdamı teşvik edecek hiçbir şey yok bu düzenlemelerde.
Şimdi, arkadaşlar, ya, bıkmadınız mı artık bu sömürüden, bıkmadınız mı? İşçinin, emekçinin sırtında kambur olmaktan bıkmadınız mı, yorulmadınız mı? Aslında, bunu siz açıkça ifade ediyorsunuz. Nasıl ifade ediyorsunuz? "Biz nereden istifade ettik? OHAL'den." diyorsunuz. "Biz yatırımcılarımızın önünü kesmek isteyenlerin karşısına OHAL'le çıktık. Eğer yatırımcımıza bir engel geliyorsa ne yaptık? Grevleri engelledik, grevleri durdurduk." Sizlerin emeğe bakışınız işte maalesef bu. On sekiz yıldır bu yaptıklarınız yetmedi ve hâlâ devam ediyorsunuz. Bu torba yasayı da hazırlarken Soma'daki feryatları, işsizlikle boğuşan milyonların acısını, bu Meclis önünde yoksulluktan kendini yakan işçinin üzerimize sinen kokusunu nasıl unutuyorsunuz değerli arkadaşlar? Bu kanun tekliflerini hazırlarken lütfen, bunları hatırlayalım. Bu sömürüden vazgeçelim artık.
Şimdi, destan şeklinde yazılmış bu maddede ne var diye soracak olursanız mümkün olduğunca özetleyerek anlatmaya çalışacağım. 1 Ocak 2019 ile 1 Nisan 2020 tarihleri arasında işsiz kalan çalışanların yeniden istihdamı hâlinde değişik durumlara göre verilecek destekleri ifade ediyor. Bu maddenin özü, bir işveren çalıştırdığı işçilerin kaçak yani kayıt dışı olduğunu kabul edip bunları kayıt altına alırsa geçmiş döneme ilişkin herhangi bir yaptırım uygulanmayacak işverene. İşveren o güne kadar yararlandığı sigorta prim indirimi, teşvik ve desteklerden yararlanmaya devam edecek. İşverene de geçmişe dönük borç da çıkarılmayacak.
Bitmedi ödüller; tüm bunların üstüne, bir de bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, çalışanlarını yasa dışı çalıştırmakta olduğunu kabul ederse prim ödeme gün sayılarının 44,15 Türk lirasıyla çarpımı sonucu bulunacak kadar İşsizlik Sigortası Fonu'ndan destek alacak işveren. Aldığı bu teşvik, her ay bu işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyecekleri tüm primlerden mahsup edilecek.
Bitmedi; işveren kayıt dışı çalıştırdığını kabul etti, işe başlattı ama ücretsiz izne çıkardı, ücretsiz izinde bulundukları süre kadar çalışana fondan günlük 39,24 Türk lirası nakdî ücret desteği verilecek. Yani işverene "Önce işe al, sonra da ücretsiz izne çıkar." diyorsunuz. Bu, işçiyi açlığa mahkûm etmekten başka hiçbir şey değildir. Eğer işçiler "Biz kayıt dışı çalıştırılıyoruz." diye başvuruda bulunup işveren de kayıt dışı çalıştırdığını kabul ederse işçiler kayıt dışı çalıştırıldıkları dönemde işçi alacakları dışındaki haklarından feragat etmiş olacaklar. Şimdi, bu düzenlemeyle, kaçak çalıştırılmış olan işçinin kaçak çalıştırıldığı dönemdeki ücret dışı haklarını alabilmesi engelleniyor. Böylece, kaçak çalışan işçinin kaçak çalıştırıldığı dönemdeki sigorta primlerinin yatırılmasının yolu da tümüyle kapanıyor. İşçilerin emeklilik hakları ve yaşlılık aylığı miktarı üzerinde olumsuz etkisi de olacak bu düzenlemenin. İşçinin, emekçinin alın teri, emeği kayıt altına alınıyormuş gibi yapılıp sosyal güvenlik hakları gasbedilmektedir.
SGK bugün çok büyük mali sıkıntılar içerisinde, büyük mali sıkıntılar yaşadığı bir dönemde bu uygulama, SGK alacaklarının da affedilmesi anlamına geliyor. Zaten genel bütçede Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan transferler sürekli artıyor. 2021'de 2020 yılına göre yüzde 18,7 oranında artmış bu oran, 259,7 milyar TL'ye yükselmiş bu aktarım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Emecan.
Buyurun.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Ayrıca, merkezî yönetim bütçesi bu dönemde tarihinin en büyük açıklarını veriyor. Böyle bir dönemde bu düzenleme, devletin vergi alacaklarından da vazgeçmesi anlamına gelecektir. Kaynak olarak da her zaman olduğu gibi işçinin ücretlerinden kesilen primlerden oluşan İşsizlik Sigortası Fonu kullanılmaktadır. Evet, aslında şark kurnazlığıyla -ki kim yaptı bu kurnazlığı bilmiyorum ama- getirdiğiniz bu kanunlar kâğıt üstünde işsizliği azaltmış gibi görünebilir ama gerçekte ki işsizliği, yoksulluğu, açlığı gidermemektedir. İşsizin, yoksulun hakkını, işverenin cebine koyduğunuz İşsizlik Fonu da diğer topladığınız fonlar gibi, vergiler gibi asla yerini bulamıyor değerli arkadaşlar. Çıkardığınız bu kanunlar hiçbir işe yaramıyor, hesabı da verilemiyor. Bu madde Anayasa'nın 12'nci ve 60'ıncı maddelerine de aykırı olup her yönüyle sorunludur. Sosyal güvenlik sisteminin mantığı zorunlu olmasıdır. Bu, zorunluluğun da karşısındadır, dışındadır. Suçu meşrulaştırmaktadır, bu maddenin metinden çıkarılmasını öneriyorum. Hatta tüm kanun teklifinin geri çekilmesini öneriyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)