GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:13
Tarih:05.11.2020

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 239 sıra sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 13'üncü maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, sözlerime başlamadan önce İzmir'de yaşanan deprem sonucu yaşamını yitiren ailelere başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.

Maalesef Türkiye'nin bir ucundaki depremin yaraları daha sarılmamışken diğer ucunda yeni yaralar açıldı. Fakat, bu Meclisin asli görevi temenni ya da dilekleri sunmak değil, gerekli önlemlerin alınması ve uygulanmasını sağlamaktır. Bu, bizlerin topluma karşı sorumluluğudur. Üzülerek belirtiyorum ki iktidar bugüne kadar böylesi bir kararlığı bu Mecliste gösteremedi. Denetim ve kalite kontrol mekanizmasının ne kadar önemli olduğunu henüz idrak etmiş değiliz. Birileri çıkıp muhalefet için "Utanmadan hesap soruyorlar." diyor; aslında, hesap sormaktan değil, hesap verememekten insanların utanması gerekir. Konfüçyüs "Arsız güçlü olunca haklıyı suçlu çıkarır." demiştir.

Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere, nisan ayından bugüne kadar geçen süreçte sosyal açıdan toplumun büyük bir çoğunluğu ekonomik zorluklarla karşı karşıya kaldı. Esnafı, işçisi, işvereni, neredeyse herkes bu zor süreçte iktidarın atacağı olumlu adımlarla ekonomik açıdan ayakta kalmayı beklerken iktidar tarafından sunulan her teklif toplumda hayal kırıklığı yaratmıştır. Bu süreçte ortaya konulan tüm sosyal ve ekonomik politikalar mevcut borçları yok etmediği gibi, mevcuda yeni borçlar ekledi. Pandemi sürecinin etkisi hâlâ tam anlamıyla bitmeden, taksitler, ödemeler, borçlar ve alacaklar insanların yakasına yapıştı, binlerce insan işinden oldu. Patron sınıfına gösterilen anlayış ve destekleyici yaklaşımlar halk için, emekçi için gösterilmedi. Tüm vergiler halktan toplanmaya devam ediliyor. Kanun teklifinin gerekçesinde vergi adaletinden bahsediyorsunuz ama uyguladığınız her vergi, hayatın tüm alanlarına sirayet etmiş bir haksızlığın ve adaletsizliğin yansımasıdır.

Yine, kısa çalışma ödeneğiyle bir yandan patronların ya da işverenlerin yükü azaltılırken diğer yandan bu ödeneği emekçinin İşsizlik Fonu üzerinden kullandırdınız yani emekçinin zaten hakkı olan bir parayı önceden almasını sağladınız. İktidar olarak parayı işçinin sağ cebinden sol cebine koyarak hizmet ürettiğinizden bahsediyorsunuz. Kısa çalışma ödeneği tabii ki olumlu bir adımdır fakat burada sorumluluğu yine emekçinin fonuna değil, öve öve bitiremediğiniz başka fonlara yükleseydiniz. Bugün bir torba yasayla birçok alanda yeni adımlar atılıyor. Nisan ayında Türkiye'yi etkisi altına alan coronavirüs karşısında yedi ay sonra böyle bir adımın atılmış olması gerçekten üzücüdür, çünkü konu sermaye grupları olunca komisyonlarda görüşülen taslakları kırk sekiz saat bile bekletmeden Genel Kurula indiren iktidar, konu esnafa, işçiye gelince yedi ay bekliyor. Tabii yine emekçinin ya da küçük işletmelerin yararına değil, büyük sermayenin lehine bir teklif.

Değerli milletvekilleri, teklifin 13'üncü maddesinde, 2019 Ocak - 2020 Nisan döneminde en az sigortalı bildirimi yapılan dönemdeki sigortalı sayısına ilave olarak istihdam edilecek her bir sigortalı için her ay bu işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyecekleri tüm primlerden mahsup edilmek suretiyle destek sağlanması öngörülmektedir. İktidar bu maddede de işverene endeksli, işçiyi, işsizi işverenin insafına bırakan bir istihdam politikasını esas almaktadır. Teklifte yer alan "...2019 Ocak ila 2020 Nisan ayları/ dönemlerinde sigortalı çalıştırılmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi vermeyen özel sektör iş yerlerinde..." ibaresi, kısaca "kaçak işçi çalıştıran yerler" demenin bürokratik tanımıdır. Yani, hukuk bir yandan kaçak işçi çalışmasının cezai müeyyidelerini tanımlarken diğer yandan çıkarılmak istenen bir yasal düzenlemeyle bu hukuksuzluğu meşrulaştıracak bir tanım yapmaktadır. Biz işçinin alın terinin sömürünün aracı hâline getirilerek emeğin hiçleştirilmesine, işçi haklarının ortadan kaldırılarak köleleştirilmesine karşı durmalıyız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi, buyurun.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Burada istihdam sağladığınızı düşünürken patron sınıfını mı kollamak istiyorsunuz? Oysaki işsizlikle mücadele için işverenin insafından daha fazlasına, üretim politikalarına ve gerçek istihdam politikalarına ihtiyaç vardır. Dolayısıyla bu maddedeki tanımların açık ve net bir şekilde yapılması, ifadelerin yeniden gözden geçirilerek anlaşılır bir biçime kavuşturulması ve kâr odaklı değil, emek odaklı bir yaklaşım sunulması gerekmektedir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)