| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 10.11.2020 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 22'nci maddesi üzerinde İYİ PARTİ adına söz almış bulunmaktayım. Kazancı karalanmamış, helal kazancın her kuruşunu belgeleyebilen vatandaşlarımızı ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, kazancı karalanmamış vatandaşlarımızı selamlamak istedim çünkü görüştüğümüz madde, sisteme sokulmak istenen menkul ve gayrimenkulün kara mı ak mı olduğu konusunun tartışıldığı, AK PARTİ'sinin geleneksel hâle getirdiği bir düzenlemenin yasal adı, 7'nci varlık barışı.
Kanun teklifinin soslandırılarak tatlandırılan içeriğinin özeti şöyle: Maddeyle, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının Türkiye'ye getirilmek suretiyle millî ekonomiye kazandırılmasına ve bu varlıklarını Türkiye'ye getiren gerçek ve tüzel kişilerin maddedeki hükümler çerçevesinde bu varlıkları serbestçe tasarruf edebilmelerine imkân sağlanmaktadır. Ayrıca, yurt içinde vergi mükellefi olmasına rağmen işletme kayıtlarında göstermedikleri para, altın, döviz, menkul kıymet, daha da özeti para eden ne varsa kaydedilmesine imkân getiriliyor. AK PARTİ'si Hükûmetinin durup durup bu yönteme başvurmasının nedeni belli: Deniz bitti, kara göründü. Dolar bugün itibarıyla yaklaşık 8,5; euro 10 TL civarında. Dolarla maaş almıyoruz ama yabancı para stokları tükendi, hazinenin kaynağa ihtiyacı var. Bu düzenlemenin yegâne ve tek amacı ilave kaynak bulmak. Bu düzenlemenin sonucu elde edilebilecek kaynak, ihtiyacı karşılayacak mı? Hayır. Çünkü 7'nci defa bu yönteme başvurulmuş olmasına rağmen bugün dolar 8,5 lira seviyesinde, paramızın değer kaybı konusunda dünya liderliğini yakalamış durumdayız.
Varlık barışı, özü itibarıyla hem itiraf hem trajedi barındıran bir düzenleme. Hükûmet bu düzenlemeyle hem sırrını açık ediyor hem de büyük bir sırrı bütün vatandaşlardan gizlemeye çalışıyor ancak parayı getiren ve parayı kayda alanın bildiği sır, artık sır olmaktan çıkıyor.
Yurt dışından getirilerek sözde kayda alınacak para eden değerlerin kaynağı şüpheli. Bildirim veya beyana konu olan varlıklar nedeniyle belirtilen şartların yerine getirilmesi kaydıyla hiçbir surette vergi incelemesi yapılamayacak ya da finansın kaynağı sorulamayacaktır. Ayrıca, kaynağı sorgulanmayacak varlıkla barışılan son düzenlemenin diğerlerinden farklı bir yanı daha var: Geçmişte, yurt dışından getirilen finansal kaynaklar için yüzde 1, yüzde 3 arasında vergi alınırken bu son düzenlemede herhangi bir oranda vergi de alınmayacaktır. "Hem yurt içinde hem yurt dışında varlıklı kişiler kayıt dışı varlıklarının neden kayda alınmasını ister?" gibi bir soru tabii ki aklımızı kurcalıyor. O da şu: "Arap sermayesi" adı altında getirdikleriniz yetmedi, kıymeti parayla ölçülemeyecek olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını 250 bin Türk lirasına sattınız yetmedi, kamuoyunda söylenen, yurt dışında siyasi saiklerle tutulan paralarınızı mı getireceksiniz?
Geçmişte "Nereden buldun?" diye bir kanun vardı, artık yok. Ülkemizde bir servet vergisi yok, servet beyanı yok "Nereden buldun, nasıl aldın, nasıl harcıyorsun?" diye soran da yok. Dolayısıyla paranızın kayda alınmasını gerektiren bir zorunluluk da yok ama siz, hangi yöntemle kazanıldığı ahlaken sorgulanan bir gelire sahipseniz, yasa dışı yollardan bir kazanç elde ettiyseniz ve bu geliri başkasının üzerinde göstermek zorunda kaldıysanız işte varlık barışı imdadınıza yetişen bir düzenleme.
Değerli milletvekilleri, bir kurulumuz var: MASAK, Mali Suçları Araştırma Kurulu. "Mali istihbarat" olarak da bilinen bu Kurul terörün finansmanı ve suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadele ediyor, incelemeler yapıyor, raporlar hazırlıyor. MASAK'ın elinde 2019 yılına ait çeşitli mali suçlarla ilgili 22.436 adet bildirim var. MASAK'a yapılan bildirim bildirim konularından biri "Hukuki gerekçesi anlaşılmayan işlemler" başlığını taşıyor. Nedir bu işlemler? Şüpheli para hareketleri, kaynağı belirsiz kazançlar, haksız kazanç elde edilmesi ve suçu bilinmeyen işlemler. "Terör ve terörizmin finansmanı" başlıklı bildirimler gibi, bu işlemler de aslında, kısaca "kara para". Nedir kara para? "Haksız ve gayrikanuni yollardan para yerine geçen her türlü kıymetli evrak ile mal ve gelirleri veya bir para biriminden diğer bir para birimine çevrilmesi de dâhil sözü edilen para; evrak, mal ve gelirlerin birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü menfaat ve değer." Kara paranın müsaderesinin nasıl önüne geçer, rahat bir şekilde kullanırsınız? Vergisiz, sorgusuz, incelemesiz bir fırsat çıkarsa aklayarak. Varlık Barışı ile MASAK, ikisini yan yana getirince kocaman bir çelişki açığa çıkıyor. MASAK bir anda hükümsüz kalıyor. Devletin kendi koyduğu kurallardan vazgeçip "Getirin paranızı, ben görmezden geleyim ya da suç olma kapsamından çıkartayım." demesi içine düşülen açmazın bir göstergesidir.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ'si tarafından 2003'te yürürlükten kaldırılan "Nereden buldun?" kanununa göre bildirilmeyen ve vergisi ödenmeyen bir gelirle tasarruf edildiği tespit edilen mal ve haklar, safi irat olarak kabul ediliyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Öztürk.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Yani vatandaşın gelirleri ile mal varlığı arasındaki uyuşmazlık sorgulanabiliyor ve kazancın kaynağı ile vergisi denetlenebiliyordu. Kaynak belgeleriyle ispat edilebilirse sorun yoktu. Aksi hâlde tespit edilen servet farkı safi irat yani gelir kabul ediliyor ve yüzde 35 gelir vergisi, bir o kadar cezası ve ayrıca faizi isteniyordu. İktidar, ekonomiyi kilitlediği, girişimcilik ruhunu öldürdüğü, yatırım şevkini kırdığı gerekçesiyle kanunu yürürlükten kaldırdı.
Evet "Nereden buldun?" kanununun ceza ve faiz oranları yüksekti ama yürürlükten kaldırılan sadece kanun maddesi olmadı "nereden buldun"dan "nereden bulursan bul"a evrilen bir zihniyet değişikliği de yaşandı. Getirilen düzenlemeyle, parayı kimin getirdiği sorgulanmayacak, nasıl kazanıldığına bakılmayacak, paranın tekrar yurt dışına çıkışına engel olunmayacak, vergi alınmayacak, belki bugün boşalan döviz stoklarında göreceli bir doluluk yaşanacak ama Türkiye'ye duyulan güven bir kez daha sorgulanacak.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)