GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:14
Tarih:10.11.2020

CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu 10 Kasım akşamında Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmet, minnet ve özlemle anıyorum.

Değerli arkadaşlar, 239 sıra sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin -torba kanunun- ikinci bölümüyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşacağım.

Biliyorsunuz 51 maddeden oluşuyor bu torba kanun. Çok önemli hükümler içeriyordu, içeriyor hâlâ; geçen haftadan beri görüşüyoruz, daha önce Plan ve Bütçe Komisyonunda çok hızlı bir şekilde görüştük. İçinde çok önemli hükümler var; servet affı gibi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren borçlar var, kamu alacakları var, bunların yeniden yapılandırılması gibi. Bana göre hepsinden daha önemlisi, torba kanuna adını veren işsizlikle ilgili hükümlerdir, istihdamla ilgili hükümlerdir. Çok önemli değişiklikler getiriyor.

Şimdi, düşünebiliyor musunuz, 25 yaş altında evladınız var -ya da milletvekillerimiz de var hâlâ 25 yaşın altında, 18 yaşın üzerinde- işe girecek. Üniversiteyi bitirmiş -ya da lise mezunu olsun, ilkokul mezunu olsun- işe girecek, bildiğimiz şekilde sigortalı, kıdem tazminatı olan, sosyal güvenliği olan bir işe giremeyecek 25 yaş altında olduğunda. Yani 25 yaş ve altı için böyle bir alternatif sunuluyor kendisine: Kıdem tazminatı hakkı yok, sosyal güvencesi yok, geleceğiyle ilgili bir garanti söz konusu değil maalesef ve Anayasa'mızın da sosyal devlet ilkesine aykırı şekilde bir düzenlemeyle çalışacak. Bir de bunun, aynı kişinin, benzeri kişilerin, vatandaşımızın, toplumumuzun 49 yaş ve üstü olduğunu düşünün, aynı şekilde gelecek güvencesi olmadan çalışacak. Böyle bir düzenleme yapılıyor. Şimdi, maddelerin çekildiği söyleniyor ya da çekileceği söyleniyor, inşallah farkına varılmış veya çekilmiştir.

Şimdi, şu var: Bu tür maddeler, gelecek güvencesi olmayan bir toplum yaratmak, 25 yaş altındakileri ve 49 yaş üstündekileri kıdem tazminatından, sosyal güvenlik hakkından, gelecek güvencesinden yoksun bırakmak sadece çalışma hayatıyla ilgili bir konu değil. Evet, çalışma hayatıyla da ilgilidir, önemlidir; sosyal tarafların, işçi-işveren kesimlerinin ve devlet tarafının oturup bir masa etrafında bunu çok iyi tartışmaları lazım. Toplumun kabul etmesi, sindirmesi için ilgili meslek kuruluşlarıyla istişare edilmesi, ondan sonra gündeme gelmesi lazım, bu kesin. Ama bu, çalışma hayatının ötesinde bir düzenleme; bu, yaşantımızı değiştirecek bir kanun. Yani, düşünebiliyor musunuz, 25 yaş altı ve 49 yaş üstünün güvencesi yok, gelecek garantisi yok. Nasıl bir toplum olur? Milyonlarca kişinin bu vaziyette olduğunu, kıdem tazminatı olmadığını, sosyal güvencesinin olmadığını düşünün. Bölük pörçük işlerde çalışıyor kısa süreli, belirli süreli iş sözleşmeleri yapıyor ve çalıştığı işi bir başkasıyla paylaşıyor yani 2 kişi şu anda yapılan bir işi paylaşıyorlar. Böyle bir toplumda barış, böyle bir toplumda huzur, güven, geleceğe umutla bakmak söz konusu olabilir mi? Çekildiğine gerçekten çok mutlu oldum Grup Başkan Vekilimiz bugün söyleyince.

Hakikaten çok çok önemliydi, tahmin edilenin ötesinde büyük sorunlar, sıkıntılar getirecekti ve bu konu maalesef Komisyonumuzda yeterince tartışılmamıştı. Biliyorsunuz, Bütçe Kanunu'nu görüşüyoruz, şu anda da görüşmeler devam ediyor, bundan sonra oraya gideceğim. Orada, o hızlı gündem içerisinde kayboldu, yeterince konuşulamadı.

Yeterince konuşulamamasının bir sebebi de tabii bu konularla ilgili siyasi iradeye sahip kimse yok, kiminle konuşacaksınız? Bürokrasi tarafından getirilmiş bir kanun düzenlemesi. Bu yanlış, bu eksik, bunu düzeltelim ama kime söyleyeceksiniz? Bürokrata mı söyleyeceksiniz bunun düzelmesini? Karşınızda siyasi iradeye sahip birileri olacak, Cumhurbaşkanından bir irade almış, yetki almış bir bakan olacak, onlarla tartışacaksınız, konuşacaksınız, anlatacaksınız olayı ama yok öyle biri de, Komisyonda da bütün bunları anlatamadık, buraya kadar geldi. Gerçekten çok büyük sıkıntıydı, Türkiye için geçmiş olsun eğer çıkarılıyorsa bu düzenlemeler. Hakikaten büyük sıkıntılar getirecekti toplumumuz için. Bundan sonra da bunun gelmemesini diliyorum.

Şimdi, bu ikinci bölümde, yine, bakıyorsunuz, hani son 2 madde yürütme ve yürürlük maddeleri, kalan aşağı yukarı 24 madde içerisinde 9 tane uzatma maddesi var değerli arkadaşlar, 9 uzatma maddesi. 24 madde içerisinde 9'u uzatma maddesi. Ne demek uzatma maddesi? Burada, komisyonlarda, Genel Kurulda kanun yapmışız, "Şu şu tarih itibarıyla uygulanacaktır şu kanunlar." demişiz, bunların 9'unu şimdi erteliyoruz. Biliyorsunuz, bu torba kanunlar içerisinde geçen -bu yılın ilk torba düzenlemesinde de vardı- o kadar çok erteleme var ki yani yalapşap, hızlı bir şekilde komisyonlarda görüşülüyor, ne olduğu anlaşılmıyor, sorumlusu yok. Aslında biz biliyoruz, kanun gerçekten yürütme erkinden geliyor ama yürütme erki geçmişte olduğu gibi imzalayamıyor, sahip çıkamıyor, anlatamıyor, ilgili taraflarla görüşülmüyor, ilgili komisyonlarda görüşülmüyor, etki analizi yapılmıyor, geliyor, burada hızlı bir şekilde geçiyor, kanunlaşıyor. Ondan sonra da "Bunun yürürlüğe girmesi sakıncalıdır." diyoruz, tekrar tekrar uzatıyoruz. Maalesef bu şekilde 9 tane uzatma maddesi var. Böyle bir kanun yapma söz konusu olabilir mi, doğru olur mu? Bunlar doğru bir yöntem midir? Maalesef değil. Bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ve özellikle bu kanun yapma süreci, bu yasama süreci Türkiye için çok büyük sıkıntılar getirmiştir değerli arkadaşlar, bunu görmemiz lazım. Bu şekilde yasa yapmak, yasama süreci olması mümkün değil.

Şimdi, bu bölümdeki bir diğer önemli düzenleme de 40'ıncı maddede. Kurumlar Vergisi Kanunu'nda 5 puanlık önemli bir indirim ya da tekrar kanuni seviyesine çıkarma yetkisi Cumhurbaşkanına veriliyor. Şimdi, kurumlar vergisi zaten 20 puan, 5 puan yani dörtte 1'i kadar bir puan Cumhurbaşkanına yetki olarak veriliyor. Bu önemli bir rakam, dörtte 1'i kadar bir oranı indirmek ya da çıkarmakta yetkili. Şimdi, yatırımcı olsanız Türkiye'de bu şekilde yatırım yapar mısınız? Kurumlar vergisi kaç olacak bilmiyorsunuz; 20 mi, 15 mi, arada bir oran mı? Şimdi, 2021 bütçesinde kurumlar vergisinden beklenen tahminî rakam 108 milyar yani en az yüzde 5 kadar bir oynama olursa 5 milyarın üzerinde bir oynama söz konusu olacak. Demek ki kurumlar 5 milyar daha fazla ya da daha az vergi verebilir. Böyle ne olduğu belli olmayan, kesinleşmeyen bir rakam söz konusu olabilir mi? Böyle bir ortamda sizlerin yatırım yapması -eğer yatırımcıysanız- söz konusu olur mu değerli arkadaşlar? Güvenli olur musunuz? Yabancı bir yatırımcı "Türkiye'de kurumlar vergisi oranı kaç?" diye sorduğunda "Yüzde 20 ama değişebilir..." "Ne kadar değişir?" "5 puan değişebilir; 15'e de inebilir, tekrar 20'ye de çıkabilir." Böyle bir düzenleme, aynı şekilde devlet mefhumu konusunda soru işaretleri oluşturur değerli arkadaşlar. Bunlar maalesef sakıncalı düzenlemeler, bunlarla ilgili olarak bu kanun yapma sürecini ciddiye almamız lazım, daha dikkatli davranmamız lazım, daha farklı bir şekilde kanunları yapmamız lazım. Bakın, bütçe yapıyoruz, yürütme erki sayın bakanlar sadece bütçe için geliyorlar Meclise, onun haricinde hiçbir şekilde kanun yapma sürecine katiyen katılmıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Kesin hesap ve bütçe de çok hızlı bir şekilde geçiyor ama kanun yapma sürecinde bakanların en azından olması lazım. Yürütme erki tek kişiden oluşuyor, Cumhurbaşkanı. Ancak, hiç olmazsa, Cumhurbaşkanından yetki alan, Cumhurbaşkanına karşı doğrudan sorumlu olan, Meclise karşı değil, halka karşı değil, millete karşı değil ama hiç olmazsa Cumhurbaşkanına karşı doğrudan sorumlu olan bakanların burada olması lazım ki onlara karşı hesap soralım ya da bize nasıl bir düzenleme yapma ihtiyacı içerisinde olduklarını anlatabilsinler ve yasama sürecimiz düzelebilsin. Bunlar çok kısa olarak anlatmaya çalıştığımız eksikliklerimiz. Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.