GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:14
Tarih:10.11.2020

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, AKP Hükûmetinin on sekiz yıllık mirası, maalesef ekonomi alanında, sosyal alanda ve siyasal alanda kriz. On sekiz yıllık iktidarın mirası, maalesef Türkiye halklarına getirmiş olduğu sonuç koskocaman bir kriz.

Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifi yine ekonomiyi düzenleyen birtakım düzenlemeler getiren bir kanun teklifi fakat burada ne var? Yine, bu on sekiz yıllık geçmişinin getirmiş olduğu yoksulluk nedeniyle bir sosyal kriz yaşıyoruz. Bakın, bu krizde ne var? Evlerine ekmek götüremeyen bir halk yığınıyla biz karşı karşıyayız. Dolar 8 lira, euro 10 lirayı geçecek durumda ve buna bağlı olarak da iflas eden, maalesef Türkiye toplumunu, Türkiye halklarını da beraberinde iflasa götüren bir iktidarla biz karşı karşıyayız.

Bir diğer kriz değerli arkadaşlar, işsizlik nedeniyle toplumun yaşamış olduğu psikolojik ve sosyal kriz var karşımızda. Bakın, TÜİK verilerine göre -bu ortamda belki defalarca dile getirildi- 4 milyon işsiz var deniliyor, bugünkü yıl sonu rakamlarına göre biz şu anda 13 milyonun üzerinde bir gerçek işsizlik rakamıyla karşı karşıyayız.

Yine, bu iktidar ne yaptı değerli arkadaşlar? Adım adım çalışma hayatını yok edecek düzenlemeler karşımıza çıkardı.

Bir diğer kriz değerli arkadaşlar, hukuk düzeniyle oynamaları nedeniyle yaşanan siyasal bir krizle biz karşı karşıyayız. Bakın, yine, bu sıralarda, bu Meclis kürsüsünde ve bu Meclis Genel Kurulunda savunmaya müdahale edildi, savunmanın neredeyse alanları kısıtlandı; yargıya müdahale edildi, uluslararası hukuk yok sayıldı ve uluslararası hukukun ilkeleri Türkiye'de uygulanmaz hâle getirildi. Başka ne yapıldı? Anayasa askıya alındı ve Anayasa yok sayıldı. Toplumun kimyası bu uygulamalar nedeniyle ne yazık ki bozuldu değerli arkadaşlar.

Şimdi, bu mevcut olan ekonomik krizi, siyasal krizi ve toplumsal krizi destekleyecek nitelikte bir iki veriyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Değerli arkadaşlar, "Toplumun kimyası bozuldu." diyoruz ya, 2010 yılında ceza infaz kurumlarında yer alan kişilerin sayısı 120 bin iken 2019 yılında bu sayı 292 bine çıkmış durumda. Bakın, mali ve ekonomik suçlar da ciddi bir artış göstermiş durumdadır. Bakın, cezaevindeki mevcut olan kişilerin oranı, şu anda cezaevinde kalanların oranı mali suçlarda yüzde 20,6'dır değerli arkadaşlar. Bu neyi gösteriyor? Bu, toplumun gerçek anlamda psikolojisinin bozulduğunu, kimyasının bozulduğunu göstermektedir.

Bir diğer husus nedir sevgili arkadaşlar? O da bugünkü yönetim krizidir. Yine, bu iktidarın bu toplumu karşı karşıya bırakmış olduğu yönetim kriziyle biz karşı karşıyayız. Bakın, iki gün önce Hazine ve Maliye Bakanı olan damat Berat Albayrak arkasında bir mektup bırakarak kayıplara karıştı ve şu anda nerededir gerçekten kimse bilmiyor. Bu istifa üzerinden şu anda, gerçek anlamda bir yönetim krizi yaşıyor Türkiye. Bakın, ne kadar değişiklik yaparsanız yapın, ne kadar yeni Kabineyle bu toplumun karşısına çıkarsanız çıkın, artık, siz bu toplumu, bu ülkeyi yönetemez durumdasınız. Bakın, benim burada bu saatte sizlere seslenmek isteyeceğim tek nokta şudur: Bakın, artık sizin, yönetemediğiniz bu ülkenin önüne sandık koymaktan başka çareniz yoktur. Çünkü toplumu gerçek anlamda, her anlamda, siyasal, sosyal, ekonomik anlamda Türkiye'yi krize sürüklediniz ve bu krizi de artık yönetecek durumda değilsiniz. Dolayısıyla size şu noktada ve bu kürsüde bir dost sözüyle söylemek isteyeceğim tek şey: "Ülkenin önüne sandığı koyun ve bu ülke yepyeni bir tabloyla kendini yönetecek konuma gelsin ve Türkiye'yi bu şekilde krizden kurtarın."

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)