GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:15
Tarih:11.11.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, öncelikle Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Bizim verdiğimiz Meclis araştırması önergesinin konusu: Türkiye'de vergi sisteminin daha adil yapılması, çok kazanandan çok, az kazanandan az bir vergi nasıl alınır, bu konunun Meclis tarafından araştırılmasına yönelik bir önergedir. Biraz daha açacak olursak önergemizi, biliyorsunuz şu anda bizim vergi sistemimizde, gerek bütçede gerekse genel devlette vergilerin -kabaca söyleyecek olursak- 1/3'ü vasıtasız vergilerden, 2/3'ü de vasıtalı vergilerden alınmaktadır. Yani "vasıtasız vergi" dediğimiz, gelir ve kurumlar vergisi diye kazanç üzerinden alınan vergilerin toplam vergi içerisindeki payı 1/3'tür ama fakir zengin ayırt etmeyen vasıtalı vergilerin yani mal ve hizmet üzerinden alınan vergilerin payı da 2/3 oranındadır. Dolayısıyla bu, adaletsiz bir vergidir. Aslında, bu tür bir vergileme dünyada olup biten vergi yapısına da çok aykırıdır. Şöyle izah edebiliriz bunu: Mesela OECD ülkelerine -OECD ülkeleriyle zaman zaman kendimizi mukayese ediyoruz, biz de üyesiyiz- baktığımızda son veri itibarıyla millî gelire oran açısından, gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin oranı yüzde 11,5, bizdeyse en son elimizdeki görüşmekte olduğumuz 2021 bütçesinde bu oran yüzde 5,4. Yani, OECD'de yüzde 11,5 olan bizde yüzde 5,4 millî gelire oran olarak. Ciddi bir şekilde gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerde uluslararası mukayeseyi yaptığımızda -tabii, OECD'deki rakam OECD ortalaması yani ülke bazında değişiyor- biz en az vergilendiren -kazanç vergisi dediğimiz de işte normal gelir vergisi ve kurumlar vergisi- hatta bu oran bizde aslında daha da az yani bizim "gelir vergisi" dediğimizin de önemli bir kısmı ücretler üzerinden alınan vergilerdir. Yani orayı da ayırt etmiş olsak, gerçekten kurumsallaşmış gerçek kişilerden alınan vergi açısından baktığımızda aslında Türkiye tam bir vergi cenneti. Buna mukabil, mal ve hizmet üzerinden alınan vergilerde hemen hemen OECD ortalamasındayız. OECD ortalaması -yine millî gelire oran olarak söylüyorum- 11,1 iken bizde bu 10,7. Şimdi, bunun gelişimine baktığımızda nasıl yani bizde hep böyle miydi? Böyle değil. Bu, özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetleri döneminde çok adaletsiz bir seyir almış. Az önce ifade ettiğim gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler örneğin bizde 2000 yılında yüzde 7; 2001 yılında yüzde 7,4 iken bu yüzde 5,4'e kadar gerilemiş. Yani biraz daha vatandaşın anlayacağı dille zenginden, kurumlardan, çok kazanandan aldığımız vergilerin millî gelir içerisindeki payını 2 puan düşürmüşüz. Buna mukabil bir çamaşır makinesi alıyorsunuz -aylık geliriniz isterseniz 1 milyon olsun isterseniz 5 bin lira olsun- herkes bir çamaşır makinesinde aynı ÖTV'yi veriyor, aynı KDV'yi veriyor veya ekmek veya bir kıyafet aldığınızda. Bu vergide yani bu adaletsiz vergide ise geçmişe nazaran baktığımızda bizim payımızın arttığını, OECD'de ise aynı kaldığını görüyoruz. Dolayısıyla bizim sistemimiz giderek adaletsizleşiyor. Bu konunun hakikaten Meclis tarafından araştırılması lazım. Yani burada ne yapmak gerekiyor? Çünkü bizim ciddi açıklarımız var, bu açığı kapatmamız lazım. Harcamalarımızı kesebiliyor muyuz? Hükûmet diyor ki: "Kesemiyoruz." Vergide bakıyorsunuz; fakirden vergi alan, zenginden vergi almayan bir sistemimiz var. Dolayısıyla vergi hakkı madem Meclisinse bu anlamda Meclisin bu konuda... Yani Meclis araştırması komisyonunun kurulması gerçekten çok önemli, bunu sıradan bir önerge olarak lütfen algılamayalım.

Hele hele bugün Sayın Erdoğan'ın grup toplantısında bir kısım ifadeleri oldu. Neler dedi? Mesela, ekonomiye ilişkin değerlendirme yaparken "Güven kazanmaya daha fazla odaklanacağız." dedi. "Yapısal reformlar sürecek." dedi. Buradan kasıt aslında "Yapısal reform yapmadık ama yapacağız." demek istedi. "Serbest piyasadan taviz verilmeyecek. Öngörülebilirlik artırılacak. TCMB'nin adımlarının yanında olacağız. Türkiye'yi riski az, kazancı makul ülke hâline getireceğiz." dedi. Hakikaten eğer bu söylediği şeylerde samimiyse Sayın Erdoğan, o zaman bu konunun da işte tam da bugünkü konjonktüre uygun olarak Meclis tarafından mutlak suretle araştırılması lazım. Meclisin bütçe hakkını kullanarak burada bir adım atması lazım. Nasıl adım atacağının da iktidarıyla muhalefetiyle yan yana gelerek -bu konunun- tartışılması gerekiyor. Tabii, Sayın Erdoğan'ın bugünkü konuşmasının inşallah hayata geçirilebilir bir konuşma olmasını arzu ediyoruz ama geç kalınmış ve itiraf mahiyetinde bir konuşmadır; onu da ifade etmem lazım. Yani bugüne kadar öngörülebilirliği bozduk biz, güven kazanmaya odaklanmadık, serbest piyasadan tavizler verildi ama bundan sonra bunlardan tövbe ettik, bunları biz artık değiştireceğiz anlamında sözlerdir. Tabii, piyasa bir kredi daha verdi, onu görmek lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ERHAN USTA (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Piyasanın verdiği bu kredinin boşa çıkmaması için de Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün eğer burada bu önergenin araştırılması konusunda olumlu oy kullanırsa Sayın Erdoğan'ın yarattığı ortamla da uygun bir şey olacağını düşünüyorum.

Biz burada İYİ PARTİ Grubu olarak daha önceki konuşmalarımızda da ifade ettik, özellikle faiz ve faiz benzeri kazançlar üzerinden alınan vergiler çok düşük orandadır, çok düşüktür. Bunların üzerine mutlaka odaklanmamız lazım ve bu anlamda, faizin yanı sıra diğerlerinin de -onların teknik boyutlarını konuşabiliriz- sermaye gelirlerinin daha fazla vergilendirilmesi Türkiye açısından uygun olacaktır. Bu adaletsiz vergi sistemini daha fazla sürdürme imkânımız yok. Türkiye her geçen gün biraz daha köşeye sıkışıyor. Daha fazla köşeye sıkışmadan bu konuda karar alınmasının biz doğru ve yerinde olacağını düşünüyoruz. Önergemize sizlerden olumlu bir tavır bekliyoruz.

Ben bu vesileyle Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)