| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 11.11.2020 |
HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Covid-19 salgınında, topluma "evde kalın" çağrısı yapılırken evlerde kalmanın yükü de yine kadınlara yüklendi.
Hastaların ve hasta olmayan bireylerin bakımı; kreşlerin, okulların, özel rehabilitasyon merkezlerinin pandemi tedbirleri için kapalı tutulmasından sonra tabii ki evde bakımlar; çocuk bakımı, hijyen uygulamalarının artması ve sağlıklı beslenme yani kadınların çoğu zamanını ev içi emek ve bakım işlerine ayırmak zorunda kaldılar. Çalışan kadınlar çifte yükü çok ağır biçimde yaşadılar ve bu nedenle ya işten çıkarılmak durumunda ya da istifa etmek zorunda kaldılar; okullarda okuyanlar da okullarını bırakmak zorunda kaldılar. İşten çıkarma yasağının engellemediği kayıt dışı, güvencesiz işlerde, geçici süreyle çalışan kadınların bir çoğu ise çoktan işlerini kaybettiler.
İşsizlik Fonu veya kısa çalışma ödeneği kapsamının dışında tutulduğundan mevsimlik tarım işçilerinden ev işçilerine birçok kesim neredeyse hiçbir geliri olmadan yaşamakla karşı karşıya. DİSK araştırma verilerine göre, Covid-19 etkisiyle revize edilen geniş tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 45,3 yani şu anda 5 milyon 219 bin kadın işsiz yani şunu demek isterim daha açık olarak: Bugün çalışma çağındaki her 4 kadından sadece 1'i istihdama katılıyor. Mart 2020'de 8 milyon 122 bine, yüzde 25,8'e gerileyen istihdam edilen kadın sayısından sonra bir yılda istihdam edilen erkeklerin sayısı yüzde 4,5 azalırken, kadınlarınki ise yüzde 9 azalma gösteriyor.
Karantina dönemi birçok kadın için ev içi şiddet riskinin de artması anlamına geldi. Pandemi boyunca önce 6284 sayılı Kanun tedbirlerinin uygulanmasına kısıtlılık getirildi, daha sonra İnfaz Kanunu'nda değişiklik yapılarak kadınlar için şiddet tehdidi oluşturabilecek erkekler hiçbir tedbir alınmadan salıverildi ve yaz boyu da İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme tartışmaları bizzat iktidar tarafından gündemde tutuldu. Karantina döneminde hizmetlere ulaşmanın tek yolu telefon ya da internetti, oysa pek çok kadın şiddet uygulayanla aynı evde kaldığı için bunları kullanamadı; ayrıca, internet erişimi olmadığı için de bunlara ulaşamadı ve çok dilli başvuru mekanizmaları hayata geçirilmediği için, kayıtsız göçmenler sınır dışı edilme endişesi nedeniyle, yine çok sayıda kadın göçmen başvuru yapamadı.
Evet, biz salgın sürecinde ŞÖNİM'leri -Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi- aradık ve nasıl hizmet verdiklerini araştırdık. ŞÖNİM'ler nitelikli hizmet veremez durumdaydı. Genel bilgi paylaşımı yapmanın dışında çoğunlukla 155'e ve karakola yönlendirme yapıyorlardı. Görüşmelerin çoğunda sorulara muğlak yanıtlar verdiler ve "Psikolojik, hukuki destek yüz yüze görüşme desteği sağlanamadığı için verilemiyor." dediler. Hâlbuki bu da yapılabilirdi. Ekonomik destek için kadınları nereye yönlendirebileceklerini bilmiyorlardı. Valiliklerle, kaymakamlıklarla koordinasyon hâlinde değillerdi. On dört gün karantina uygulamasını da zorunlu kıldıkları için gelen kadının sığınaktan çıkamayacağını ya da bazıları hiçbir şekilde zaten kabul edemeyeceklerini söylüyorlardı. KADES uygulaması hakkında ise gerçekten, sadece 183 Hattı bilgi verdi. O da biliyorsunuz, torba bir hat, torba yasalar gibi yani tek başına, kadınların arayabileceği bir alo şiddet hattı Türkiye'de hâlen yok. Sizden önce de yoktu, sizle beraber de yok. Niye olmuyor? Yani bu kadar mı yoksun ve yoksuluz ya da beceriksiziz? Gerçekten bunu anlamak ve ifade etmek zor.
Biz bütçe dönemindeyiz ve bütçe döneminde kadın yoksulluğuyla ilgili aslında yapılması gereken şey şuydu: Farklı sivil toplum örgütlerinden, kadın örgütlenmelerinden, sendikalardan görüş alınması, onların bütçede bulunması, bütçe görüşülürken temsilcilerinin olması ama tabii ki bunlar yapılmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Bitireceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Bu sefer de OHAL yerine, pandemi bahane ediliyor ve hiçbir temsilci bulundurulmadı orada. Biz yaptığımız küçük çaplı bütçe çalıştayında kadınların görüşlerini aldık. Kadınlar, bakım yüklerini hafifletecek ücretsiz kreşler, kamusal bakım merkezleri, ev kadınları için sağlık güvencesi, kadınlar için özgün, daha adil bir vergi politikası, erken emeklilik, eğitimde eşitliği sağlamak için üniversite öğrencisi genç kadınların ihtiyaçlarının kamu kaynaklarından karşılanmasını talep ediyorlar.
Ben son olarak Covid-19 aşısıyla ilgili bir şey söylemek istiyorum. "Yine ne diyorsun?" diyeceksiniz ama orada 2 bilim insanı var, sadece Uğur Şahin yok, Özlem Türeci var ve bu insanlar düğün günlerinde bile laboratuvarda beraber çalışmışlar. Dolayısıyla eğer bir başarıya imza atılıyorsa burada Özlem Türeci'nin de hakkını vermek ve onların önünde saygıyla eğilmek lazım.
Teşekkür ediyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)