| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 11.11.2020 |
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli vekiller; tabii, Cengiz Holding'i tanıyoruz. Memlekette her taşın altından çıkmasından, ülkenin kaynaklarını har vurup harman savurmasından, aldığı milyar dolarlık kamu ihalelerinden ve millete en galiz küfürleri eden Mustafa Cengiz'den tanıyoruz; onu unutmadık, o da bizi unutmasın.
Değerli arkadaşlar, kalkınma, ne pahasına olursa olsun genişleme, büyüme anlamına gelmez. Kalkınma demek, kurumsal kapasitenin artması demektir. Kurumsal kapasiteyi yalnızca ekonomi planında ele almak, ekonominin büyümesine paralel olarak bu kurumsal kapasitenin ve kalkınmanın ortaya çıkacağını düşünmek olsa olsa bir vehimdir, gerçeklik değildir. Kalkınma denilen şey, aynı zamanda kültürel hayatın, aynı zamanda sanatsal hayatın, aynı zamanda biyoçeşitliliğin, toplumsal huzurun ve bunlarla birlikte eşit ve adil bir paylaşımın olduğu yerde söz konusu olur. AKP'nin kalkınması ise ne pahasına olursa olsun, hangi koşullarda olursa olsun ekonominin hormonlu bir biçimde şişirilmesine dayanmaktadır. Hormonlu bir biçimde şişirilmesi diyorum: Gayrisafi millî hasılanızın 25 bin dolarlara, 30 bin dolarlara çıkması tek başına kalkınma adına bir anlam ifade etmez. Bakın, dünyada pek çok otokratik yapılar var. Orta Asya'dan Arap coğrafyasına kadar. Bunların her birinin gayrisafi millî hasılası Türkiye'den çok çok daha fazla, belki dünyanın pek çok ülkesinden fazla ama eğer söz konusu olan kalkınmaysa yani kurumsal kapasitenin artmasıysa bunun ancak doğayla, insana olan saygıyla, kültüre, bilime, teknolojiye olan yatırımlarla ve saygıyla olacağını görmek gerekir.
Arkadaşlar, on sekiz yıldır Türkiye doğasına etmediğiniz kalmadı; uçağa binince görüyoruz, delik deşik edilmemiş dağ kalmadı, orman kalmadı, -özel çalışma alanım- kirlenmemiş akarsu kalmadı memlekette ve bunun sonucunda birileri buradan elde ettiği kaynaklarla zenginleşirken bu gayrisafi millî hasılanın 25 bin dolarlara çıkmayacağı zaten çoktan belliydi, şimdi 7 bin dolarlar seviyesindeyken bunun da az bir elde, AKP'ye yakın olanların elinde, bir saadet zincirinin elinde temerküz ettiğini hep beraber on sekiz yılın sonunda üzülerek izliyoruz.
Eğer kalkınacaksa bu ülke doğasıyla kalkınacak, tarımıyla kalkınacak, iyi insani ilişkilerle kalkınacak, entelektüel hayatıyla kalkınacak ama lütfen artık şu doğanın yakasını bırakın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
RIDVAN TURAN (Devamla) - Şimdi, bu Artvin'e son yıllarda yapılan şey, kalkınmaya dönük bir adım değil, taammüden biyoçeşitliliği yok etme adımıdır. Ya, başka bir yerde yapsaydınız demiyorum, hiçbir yerde yapmayın. Doğa, bizim çocuklarımıza bırakacak olduğumuz, onlardan almış olduğumuz emanettir. Artvin'i biliyorsunuzdur, muhtemelen gitmişsinizdir, o kadar biyoçeşitliliğin olduğu, dünyada sayılı flora ve faunanın olduğu bir yere gidip siyanür havuzu yapmak olsa olsa size nasip oldu arkadaşlar; binlerce yıldır bunu kimse düşünmedi, siz düşündünüz ve yaptınız.
Herkes düşünür, AKP yapar! (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)