| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 11.11.2020 |
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu kanun teklifinde gündeme gelen hadise ortak kullanımlı hastanelerle ilgili. "Ortak kullanımlı hastane" ya da daha çok güncel kullanımıyla "afiliye hastane" AK PARTİ devrisaadetinde ortaya çıkarılan bir kavram. Biliyorsunuz, önce "Kamu Hastaneleri Birliği" diye bir kavram çıkardınız, CEO olarak atadınız bazı eski milletvekillerini ve çoğunlukla da siyasiler illerde Kamu Hastaneleri Birliğine sekreter olarak atandı, yöneticiler aynı kadrodan geldi. Sonra olmadı, o sistemi kaldırdınız, bu defa sağlık bilimleri hastaneleri, üniversiteleri kurdunuz; yine oraya hiç olgunlaşmamış, yeterli akademik yapıya ulaşmamış... Üniversiteleri ortadan ikiye böldünüz; bir tanesi Kütahya'da, bir tanesi Afyon'da -bir tanesi eski adıyla Gülhane- ve burada akademik bir cinayet işlediniz. Yardımcı doçentlerin -küçümsemiyorum- bile olmadığı birimlerde Türkiye'nin ilk 10 bine giren çocukları, öğrencileri orada eğitim gördüler, ihtisas aldılar ve yetersiz diyemeyeceğim ama arkadaşların kaderi bu olmamalıydı, şu anda bir kısmı sahada hekimlik yapıyorlar, eğitim alamıyorlar.
Şehir hastanelerini, şu andaki yoğun bakımların facia hâlini, hepsini zaten biliyorsunuz. Sağlık personelimiz şu anda canla başla çalışıyor, halkın sağlığı için elinden geleni yapıyor, kendi hayatlarını hiçe sayıyor ve burada hiçbir beklentileri yok, maddi beklentileri yok ama siz maddi beklenti gibi bir şeyler sundunuz, dediniz ki: "Aile hekimlerine 3 bin liraya varan ödemeler yapacağız." Şu ana kadar hiçbir ödeme yapılmadı değerli arkadaşlar ve aile hekimlerine bu yapılmadığı gibi, şu anda sahada çalışan aile hekimleri günde -bakın, Türkiye'de 125 bin civarında aile hekimi var, her gün bunları bir çağrı merkezi gibi çalıştırıyorsunuz- ortalama 40 ile 100 arasında hastaya telefonla -bir çağrı merkezindeki bir telefonla- her gün ulaşmaya çalışıyor ve bununla bir hizmet yapıldığı zannediliyor, aslında hiçbir şey yapılmıyor, onu söyleyeyim. Şu anda yoğun bakımlar -demin bir mesaj geldi Afyon'dan, Kütahya'dan- yüzde 100 civarında dolu. Acil servislere başvuran hasta sayısı orta karardaki, bu bölgedeki iller için günde yaklaşık 600 ile 1.000 civarında. O hastanelerde ben de çalıştım.
Bakın, maske diyoruz, mesafe diyoruz, temas diyoruz, hijyen diyoruz, tiye alınmıştı bazı şeylerde. Dünyanın her yerinde alışverişlerde kâğıt paralar hemen hemen kaldırıldı -yani fiziki para kaldırıldı, madeni para kaldırıldı- bununla ilgili hiçbir tedbir alınmadı. Bakın, burada Mecliste, Türkiye Büyük Millet Meclisinde demin bir vaka yaşadık ve bunlara rağmen çalışmaya devam ediyoruz, burada bile eksiklikler var.
Bakın, bu kâğıtların arkasında bir şey yazıyor, özellikle bunu kullanmak istedim: "Sizin ve çevrenizin sağlığı açısından yeterli mesafeyi koruyarak oturduğunuz için teşekkür ederiz." Biz bile çoğumuz dikkat etmiyoruz. Artı, işçilerimiz için gerekli tedbirler yok, şu anda iş yerleri dip dibeler, işçi servislerinde koltuk boşaltmayı kaldırdınız, hastanelerde hekim arkadaşlarımız şu anda çok sıkıntılı durumda. Sağlık personelimiz olarak bugün itibarıyla 60 hekim arkadaşımız, 140 civarında da yardımcı sağlık personeli ve diğer sağlık personeli hayatını kaybetmiş vaziyette. Bu aymazlık, bu umursamazlık; ne olursa olsun ölsün, kalsın ama hiç umurunuzda olmayan bir sistem, bir yapılanma bence doğru değil. Sürü bağışıklığının çok çok ötesinde "Saldım çayıra..." diye gidiyor, bu doğru değil değerli arkadaşlar.
Bu arada, sağlık personelimiz için gelin, AK PARTİ Grubu olarak siz verin, biz de "Evet." diyelim. Covid-19 hastalığından dolayı -mağduriyetlerinden dolayı- ölen sağlık personelini şehit statüsüne, bundan dolayı mağdur olan arkadaşlar için Covid-19'u meslek hastalığı statüsüne alalım, kategorisine alalım. Rahmetli olmuştu, Burhan Kuzu'nun söylediği gibi, "Yasama bizim, yargı bizim, yürütme bizim; oğlan bizim, kız bizim." diyordu. Gelin, siz getirin, biz de "Evet." diyelim, sağlık personeli için bunu meslek hastalığı kabul edelim.
Hepinize teşekkür ediyorum. Coronasız günler diliyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)