| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 11.11.2020 |
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, bu idari bir şey, teknik bir şey değil diye, zannediyorum Meclis fazla ilgi göstermiyor ama son derece önemli ve kritik bir madde bence. 239 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 34'üncü maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Düzenlemeyle 4904 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılarak, kamu görevlisi olan Türkiye İş Kurumu çalışanlarının, memuriyet ve hizmetlerini yerine getirirken işledikleri görev suçları nedeniyle ceza soruşturması ve kovuşturmasına tabi tutulmalarına ilişkin usul ve esasları düzenleyen 4483 sayılı Kanun, kapsamına alınması amaçlanmaktadır. 4483 sayılı Kanun kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı ileri sürülen iddia ve şikâyetler nedeniyle gereksiz ithamlarla rahatsız edilmemeleri, bir anlamda bu tür şikâyetleri kullanarak işlerin aksatılmaması için idari bir güvence olarak getirildiği kabul edilmiştir. Ceza soruşturması öncesi bir süzgeç mahiyetinde düzenlenmiş olan bu sistemde, soruşturma aşamasına geçebilmek için idari mercilerin soruşturma izni verilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Memur ve kamu görevlileri haklarında özel bir soruşturma ve yargılama sisteminin öngörülmesi, ceza yargılamasının genel işleyişini çok yakından ilgilendirmektedir. Birçok olayda soruşturmanın bu prosedürler sebebiyle geciktiğine yönelik yakınmalar da vardır.
Kamu görevlilerinin özel bir soruşturma usulüne tabi kılınmasının, kamu hizmetinin devamlılığını sağlamak ve idarenin otorite ve kudretinin sarsılmasını önlemek amacıyla benimsendiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, bugün, çoğu ülkelerde artık bu kamu görevlileri için özel yargılama sistemi uygulanmamaktadır. Danıştay ise memurların özel soruşturması için, memurların görevinden doğan ya da görevleri sırasında işledikleri ileri sürülen suçlarda özel soruşturma yöntemine tabi tutulmalarının, görevlerinin gerektirdiğini ve düzenli bir biçimde yerine getirilmesini sağlayacağını bildirmiştir. Bu yöntemin memurun şahsı için değil, memuriyet görevinin teminatı için olduğu, bu tür bir güvence ihtiyacının kamu hizmetlerinin birtakım özel ilkelere ve yöntemlere bağlanmış olmasından kaynaklandığının altı çizilmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, devletlerin kamu görevlilerine isnat edilen iddialarla ilgili etkin bir soruşturmanın belli nitelikleri haiz olmasını istemektedir. Eğer ki kamu hizmetinin devamlılığı için kamu görevlilerini her isnatta ve iddiada savcı karşısına çıkarmayıp izne tabi bir mekanizma kurmuşsak bu mekanizmanın pratikte bazı özellikleri olması gerekir. Soruşturma yapmakla sorumlu olan kimse bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Kamu görevlisinin suçlandığı olaya dair deliller güvence altına alınmalıdır. Soruşturma derhâl başlatılmalı, makul bir sürede sonlandırılmalıdır.
İdare yürütmenin bir organı olup siyasi iktidara bağlı olduğu düşünüldüğünde, soruşturma izninin şahsi değerlendirmelerde kullanılması, birtakım ayrıcalıklar tanınarak subjektif bir yargı muafiyetine dönüşmesi hukuk devleti ilkesini zedeleme potansiyeli taşımaktadır. Dileriz 4483 sayılı Kanun'da yer alan bu özel soruşturma mekanizmasını işletirken yukarıda sayılan kurallara uyulur.
Saygılarımı sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)