GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:15
Tarih:11.11.2020

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 239 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 35'inci maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubumuzun vermiş olduğu önergeyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Bu maddeyle 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un geçici 9'uncu maddesinin (5)'inci fıkrasında yer alan "üç kez" ibaresi "yedi kez" ve (6)'ncı fıkrasında yer alan "31/12/2020" ibaresi "31/7/2021" şeklinde değiştirilerek Covid-19 tedbirleri çerçevesinde denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler için belirlenen süre ileri taşınmaktadır. Bu madde isabetlidir, katılıyoruz.

Değerli milletvekilleri, tüm dünyanın korkulu rüyası hâline gelen coronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısı dünya genelinde 1 milyon 248 bin, virüs tespit edilen toplam kişi sayısı 49 milyon 667 bin, dünya genelinde hastalığı yenerek iyileşenlerin sayısı ise 33 milyon 706 bindir.

Ülkemizde, Sağlık Bakanlığı tarafından bugün açıklanan verilere göre, şu ana kadar 402.053 hasta olduğu, 11.145 hastanın vefat ettiği ve 344.613 hastanın iyileştiği tespit edilmiştir. Son günlerde maalesef hasta sayımızda büyük artışlar olmuştur, sıkıntılarımız her geçen gün büyüyor.

Değerli milletvekilleri, tarihçiler salgın hastalıkları toplumsal birçok değişime yol açan ve değişimi hızlandıran önemli bir etken olarak değerlendirmektedir. Yayılma hızıyla dünyayı derinden sarsan coronavirüs uzun süre hayatımızı etkileyecek gibi görünüyor. Bu virüsün ortaya çıkmasının ve yayılmasının bazı toplumsal nedenleri ve sonuçları o kadar önemli ki, belki de kişisel olarak bugüne kadar var olan günlük yaşantımızı sorgulamamıza, tüm kurumların işleyişini ve devletlerin politik mekanizmalarını yeniden düşünmelerine yol açmaktadır.

Bizler bu rekabetçi ortamda hayatı bireyci bir yarış olarak algılarken belki de Covid-19 gerçeğiyle kelimenin tam anlamıyla burun buruna gelince aslında bu yaşam tarzının ne kadar yıpratıcı ve yalnızlaştırıcı olduğunu anladık. Tıp bilimi her ne kadar ilerlese de bazı hastalıklar ve ölüm karşısında hâlâ kırılgan ve çaresiz hissediyoruz. Bu "Ben yaptım oldu"cu dünya düzeninin getirdiği yalnızlık hissi de olumsuz hisleri pekiştiriyor. Bu virüs yüzünden toplumsal hayatımızın sekteye uğramasını ve bunun insanlarımızda yol açtığı yalnızlık hissini, ancak başkalarının yararını da kendi yararımız gibi gözeterek aşabiliriz. Herkes evine kapanıyor, 65 yaş üstüne ilave sınırlamalar var. Eve kapanmak iyi de, altyapısı sorunlu olan eski evlerde kalabalık düzende oturanları ve aile içi şiddet görenleri daha çok zorluyor, onlar daha zor durumdalar. Aynı şekilde, üzerinde konuştuğumuz bu maddeye konu olan tutuklular Coivid-19 korkusunu çok daha farklı bir boyutta yaşıyorlar. Bu arada, sağlık çalışanlarının emeklerinin ödenemeyeceğini, Covid-19'un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerektiğini ve vefat edenlerin de görev şehidi sayılmalarını çok yerinde görüyorum. Vefat eden sağlık çalışanlarının hepsine rahmet diliyorum.

Bugünlerde bir diğerimizin yaşam ve sağlık koşullarının iyileşmesine az da olsa katkımız olmalı, yaşadığımız süreç içinde yaptığımız katkılar aslında vicdanımızı rahatlatmak için değil, bu dünyada hepimizin aynı teknede olduğu, yaşamımızı sürdürebilmek adına birbirimize bağımlı olduğumuz anlayışından kaynaklanmalıdır; devletlerin politikaları da bu çerçevede olmalıdır.

Öyle ümit etmek istiyorum ki, Covid-19'un uzun vadede toplumsal sonuçları küresel, neoliberal sistemin dayattığı rekabetçi, bireyci ve yalnızlaştırıcı düzeni biraz kırarak dayanışmacı ve paylaşımcı eğilimlerin artması, adil yönetimin gerçekleşmesi ve devletlerin, milletlerin refahı için rekabet yerine birbirleriyle kooperasyona girmeleri yani birlikte hareket etmeleri yönünde olur diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)