GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:16
Tarih:17.11.2020

HDP GRUBU ADINA MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Genel Kurul ve değerli halkımız; evet, uzunca zamandır tartıştığımız bir proje Kanal İstanbul Projesi ama henüz tam olarak neyi kapsadığı bir muamma, kapalı kapılar ardında yürütülen bir talan projesi.

Şimdi, bu proje tam olarak nedir? Buna bizim epeyce bir zamandır bir yanıtımız var: Bu proje bir emlak projesi, bu proje bir talan projesidir. Bakın, 2011'den bu yana arsa hareketi 30 milyon metrekareyi bulmuş yani 2011'den beri bu projeye bağlı olarak alanda ciddi bir hareketlilik var. Bu 30 milyon metrekare; Beyoğlu, Bayrampaşa ve Gaziosmanpaşa ilçelerinin büyüklüğü kadar bir alanı ifade ediyor.

Peki, burada en çarpıcı şey ne, en çarpıcı veri ne? Bu hareketlilikte en çarpıcı olan şey ise -tabii ki bizi yanıltmayan bir gerçek bu- 3 tane büyük şirket. Bu 2011'den bu yana gerçekleşen harekette 3 tane büyük şirket göze çarpıyor. Bunlar kim? Kuveyt, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri. Arap sermayesine yani yerli sermayeye ek olarak daha büyük bir payı... Arap sermayesi buraya gelmiş, buradaki rantı önceden görmüş ve buraya yatırım yapmış. Ucuza kapattığı arsalar bugün paha biçilemez orana ulaşmış.

Peki, bu gerçek ortadayken biz Kanal İstanbul Projesi'nin nesini tartışacağız? Her şey gün gibi ortada; bu proje halkın, doğanın olanaklarının, doğal varlıkların yabancı sermayeye peşkeş çekilmesi projesidir. Dolayısıyla bir suçtur, bir doğa suçudur, bir insan hakları suçudur. Şimdi, bu projeyle 6 milyon kişinin su ihtiyacını karşılayan Sazlıdere Barajı yok olacak arkadaşlar. Terkos Gölü'nün tatlısu kaynakları denizle birleşecek, 13.400 hektar orman arazisi yok olacak, 287 hektar muhafaza orman kaybedilecek, 394 bin ağaç kesilecek, 20 bin futbol sahası büyüklüğünde tarım alanı yok olacak, en az 300 çiftçi aile işsiz kalacak, yılda 200 bin ton buğday üretimi son bulacak. Kanal İstanbul Projesi'nin bütçesi yaklaşık 140 milyar TL, bu rakamın daha azı söyleniyor, daha fazlası da olabileceği söyleniyor. Bu rakamla kentsel dönüşüme ayrılan bütçenin 7 katı bir rakam tarif edilmiş oluyor. Yine, bu rakamla 150 yataklı 1.650 hastane yapılabiliyor. İstanbul'daki bütün ilk ve ortaöğretim okulları yeniden bu rakamla inşa edilebiliyor. Peki, bu tartışma ne zaman yapılıyor? Deprem koşullarının -işte özellikle İzmir depreminden sonra- çok güncellendiği koşullarda, İstanbul depreminin alarm verdiği koşullarda gerçekleşiyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun efendim.

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - ...7,5 büyüklüğündeki bir depremde 48 bin binanın yıkılacağı söylendiği koşullarda gerçekleşiyor, 194 bin binanın orta ve üstü hasar göreceği koşullarda gerçekleşiyor.

İşte, AKP iktidarı, halkın ve doğanın yararına politikalar üretmek yerine, bir avuç sermayenin yararına projeler, programlar geliştirmekle meşgul. Bu bir ihanet projesidir. Biz, ekoloji örgütleriyle birlikte, İstanbullularla birlikte ve tüm dünyayla birlikte çünkü bir dünya mirası aynı zamanda... Halkın bütçesinin ve dünya mirasının sermayeye peşkeş çekilmesi meselesi var. Biz, bu konuda tarafız, Kanal İstanbul Projesi'nden derhâl ve derhâl vazgeçilmeli, ekoloji örgütleri ve bilim insanlarına kulak verilmelidir.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)