GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:17
Tarih:18.11.2020

DİLŞAT CANBAZ KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri ve değerli halkımız; bugün, 25 Kasım sebebiyle, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri hakkında söz almış bulunuyorum.

Maskemi çıkarmıyorum; gribim, tedirgin olmanıza gerek yok, maskeyle konuşacağım arkadaşlar.

Herkesin de bildiği gibi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde, Dominik Cumhuriyeti'nin kanlı diktatörlüğüne karşı mücadele ederken katledilen Mirabel kardeşlerin katledilişinin 60'ıncı yılındayız bugün ve 60'ıncı yılı vesilesiyle de tüm dünyada ve bizim de ülkemizde Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde eylem ve etkinliklerimiz oluyor; kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin, kadın katliamlarının nedenlerini, niçinlerini... Bizler bu mücadeleyi bugün, dün Mirabellerden, dünden bugüne kadar, geçmişte, tüm kadın arkadaşlarımızdan devraldığımız mirasla, mücadele geleneğiyle yürütüyoruz.

Sözümüzün söylendiği birçok yerde, bu ülkede, kadın cinayetinin, kadına yönelik şiddetin maalesef karşılığı yok çünkü kadın düşmanı politikaların, gerici, cinsiyetçi politikaların olduğu bir ülkede kadına yönelik hukuktan, adaletten, kadına yönelik şiddetin hukukundan ve adaletinden bahsetmemizin mümkün olmadığını düşünüyoruz. Bugün İstanbul Sözleşmesi gibi, 6284 sayılı Kanun gibi kazanımlarımız varken bugün iktidarın genel söylemleri -sözleşmenin geri çekilmesi, kanunun, yasanın değiştirilmesi gibi- İstanbul Sözleşmesi üzerine yapmış olduğu söylemleri var ama biz kadınlar, kazanmış olduğumuz haklardan yani İstanbul Sözleşmesi gibi gerçekten ilmek ilmek ördüğümüz, adım adım kazandığımız hiçbir haktan vazgeçmeyeceğimizi tekrar tekrar yinelemek istiyoruz.

Bugün, ne yazık ki 2020 yılında hâlâ yaşamak ve yaşatmak için yani hayatta kalmak için mücadele veriyor kadınlar. Bugün, verilere baktığımızda, 2020 Mart ayından bugüne kadar 197 kadın cinayeti, 132 şüpheli kadın ölümü gerçekleştirildi. Kasım ayı içerisinde -bugün Kasımın 18'i- 12 kadın katledildi. Bugün yaşamak ve yaşatmak için mücadele verdiğimiz her alanda, pandemi döneminde de, salgın döneminde de en fazla biz kadınlar şiddete maruz kaldık, maruz kalmaya da devam ediyoruz.

Covid-19 sürecinin kadınlar üzerindeki sosyoekonomik etkilerinin araştırılması için 11 Kasımda verilen Meclis araştırması önergesi AKP ve MHP'nin oylarıyla maalesef reddedildi. Oysaki pandemi sürecinde, sürecin başlangıcından bu yana kadın cinayetleri verilerine baktığımızda, özellikle sokağa çıkma yasağıyla birlikte, şiddetin faili erkeklerle aynı evi paylaşmak zorunda kalan kadınlar olduğunu görmekteyiz.

İnsan Hakları Derneğinin, pandemi sürecinde, kadına dair bir raporu var; raporda, bazı bölgelerde polisin şiddete ilişkin hiç başvuru almadığı ve direkt adliyelere yönlendirdiği, adliyelerinse 13.00 ile 15.00 saatleri arasında çalışmakta olduğu ve çoğu kadının bu bürokratik süreci yürütemediği için tekrar şiddet gördüğü alana yani bulunduğu evlere geri dönmek zorunda kaldığı belirtilmiştir. Covid-19 sürecinde tam kapasite çalışmayan kadın sığınmaevleri ve evden çalışma uygulamasıyla, kadın şiddet gördüğü alanda kalmaya maalesef zorlanmaktadır.

Yalnızca pandemi sürecinde değil, 6284 sayılı Yasa kapsamında kadına ayrılan bütçe, maalesef iktidarın eril zihniyetinin bir yansıması. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesindeki artışın yüzde 23 oranında olduğunu görüyoruz. 6284 sayılı Yasa kapsamında kadına ayrılan bütçe artışı ise yüzde 19'dur. Yani maddi, manevi, bedensel olarak zarara uğrayan kadınların barınma gibi en temel ihtiyaçları, kadınların iş hayatına katılımının sağlanması için yapılacak destekler ve en mühimi, şiddetin önlenmesi kapsamında yürütülecek çalışmalar bakımından ayrılan bütçe de ve yapılan çalışmalar da biz kadınlar açısından maalesef yetersizdir. Bu yetersizlik iktidarın kadına yönelik şiddetle mücadeleye bakışını da açıkça ortaya koymaktadır.

Sözlerimi kadına yönelik şiddetle ilgili mücadelede yapılması gerekenlerle noktalamak isterim. Pandemi döneminde ekonomik ve sosyal açıdan kadınlar güçlendirilmeli, herhangi bir düzenli geliri olmayan kadınlar tespit edilerek maddi destek sağlanmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.

DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla) - Kadınların evde şiddete uğramalarını engelleyici tedbirler alınmalı, başvuru mekanizmaları çoğaltılmalıdır. Kadın sığınmaevleri tam zamanlı çalışmalı ve kapatılanlar acil olarak yeniden açılmalı. En önemlisiyse kazanılmış haklara sahip çıkılmalı, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun tam olarak uygulanmalı.

Son olarak sözlerimi tamamlarken, bu kadar kadına yönelik şiddet, kadına yönelik cinayetlerden bahsederken Dersim'de 5 Ocaktan bu tarafa 22 yaşında genç bir kadın, Gülistan Doku kayıp. Maalesef Dersim'de, herkesin birbirini tanıdığı bir kentte, MOBESE'lerin, kalekolların bulunduğu bir kentte bir kadın kayıp ve bugün, 319'uncu gündür Gülistan Doku hâlâ bulunamamıştır. Ailesinin bütün görüşmelerine rağmen Gülistan Doku'dan hâlâ haber yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla) - Bugün, bu kürsüden, kadın örgütleri olarak bıkmadan, inatla, ısrarla sormaya devam edeceğiz: Gülistan Doku nerede?

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)