GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Pandemi döneminde Bartın ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:17
Tarih:18.11.2020

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bugün Bartınlı hemşehrilerimin gerçek ve ciddi sorunlarından bahsedeceğim. Biliyorsunuz, Covid-19 küresel salgını öncelikle Bartın'da ve ülkemizde sıkıntı yaratıyor. Bu salgının etkilerinden, özellikle Bartın'daki etkilerinden bahsedeceğim size.

Sağlık çalışanlarımızın her birine bu anlamda ne kadar teşekkür etsek az. Olağanüstü bir çabaları var ama ne yazık ki moralleri bitmiş ve tükenmiş durumdalar; hastalanıyorlar, ne yazık ki ölüyorlar.

Covid-19, pek çok ülkede olduğu gibi, neden ülkemizde de meslek hastalığı sayılmıyor, söyler misiniz? Neden daha fazla sağlık çalışanı ataması yapılmıyor? Bu olağanüstü dönemde yapılmayacaksa ne zaman yapılacak? Sağlık Bakanlığı bu sorularımızı görmezden gelmemeli.

Sağlık çalışanlarının sorunlarını çözeceğinize, Bartın'da Tabip Odası temsilcisi açıklama yaptığında Sağlık Bakanlığı hekimimize soruşturma açıyor. Bu, kabul edilemez bir şeydir değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, Bartın'da vakalar 4 kat artmış durumda, bulaş hızla yayılıyor. İl Pandemi Kuruluna bakıyoruz, Sağlık Müdürü dışında hekim yok. Buradan bir kez daha çağrı yapıyorum, ne tedbir gerekiyorsa lütfen alın diyorum.

Bartın'da mevcut hastanenin durumu pandemi dönemi öncesinde de zaten yetersizdi. İl dışına sevk oranları yüzde 100 artmış durumda. Gelen doktorlarımız sürekli tayin istiyorlar. "Yeni uzman doktor geldi." diye açıklama yapmakla da ne yazık ki işler düzelmiyor. Daha dün, Devlet Hastanesi Başhekimi, yapılan müfettiş incelemesi sonrası, neden bilmiyoruz, istifa etti. Daha önce dile getirmem üzerine sürekli "geliyor, gelecek" denen hastane tamamlandığında da sorunlar çözülemeyecek gibi gözüküyor. Sizin hayatınız inşaat olabilir ama sağlık alanını inşaattan ibaret sanmayın lütfen. (CHP sıralarından alkışlar) Vatandaşın sağlığını görmezden gelmeyin.

Bakın, Bartın'da esnafımızla, vatandaşımızla sürekli bir araya geliyoruz ve bir dokunuyoruz, inanın, bin ah işitiyoruz. Diyorlar ki: "Bu iktidarın bir hastalığı var: Karşılıksız destek olamama hastalığı." Faizli kredi verip ödeme gününü son dakikaya ertelemek kimseyi kurtarmaz değerli arkadaşlar. Bartınlı esnaf, havalı isimlerle kredi paketleri değil, nakit desteği istiyor, faizsiz kredi talep ediyor, sicil affı istiyor, kira gelirlerinden stopajın kaldırılmasını bekliyor. Bartınlı kahveciler diyor ki: "Bize kira desteği verin bari." Bartınlı berberler "Yapılandırma geldi ama SGK prim borçlarını bu kısıtlı gelirimizle nasıl ödeyeceğiz?" diyorlar. Bartınlı kantinciler "Bari on iki ay süreyle bizden kira almayın." diyorlar, "Kazanç yokken neyle ödeyelim biz bunları?" diye soruyorlar. Bartın'da pek çok dükkânın devren satılık olması gördüğünüz gibi hiç de tesadüf değil.

Bartınlı şoförlerin de talepleri var, motorlu taşıtlar vergisinde ve araç muayene ücretlerinde indirim talep ediyorlar. Eski Bakanın tuzu kuruydu, o yüzden kura bakmıyordu ama şoförler bakmak zorunda değerli arkadaşlar. Müteahhitlere, geçiş garantili yollara, köprülere çuvalla ödeme yapmaya kaynak var, Kanal İstanbul'a 60 milyar dolar kaynak var ama asıl sıkıntıyı çeken yurttaşa, esnafa, vatandaşa kaynak yok, öyle mi? (CHP sıralarından alkışlar)

Nerede o Türkiye'yi uçuracak sistem? Sistem falan kalmadı. Siz en iyisi Bartınlıların taleplerine kulak verin.

Bartın'ımızın meşhur bir Galla Pazarı var mesela. Orada zor şartlarda çalışan emekçi kadınlarımız var. Pandemi bahanesiyle onları mağdur etmeyi lütfen bırakın.

Bartın Organize Sanayi Bölgesi'nin acil bir itfaiye üssüne ihtiyacı var; bu itfaiye ihtiyacını görmezden gelmeyin, acilen hayata geçirin. Yine, köy yollarımızda birçok delik deşik yol var, neredeyse at arabası bile zor gidiyor yollarda. Özellikle Kozcağız-Kıranpazarı arasındaki yolu süratle iyileştirin. Dırazlar köyünden Sülek köyüne kadar giden hatta yurttaşlar, aylardır susuzluktan "Yetti artık." diyor. Yaşanan bu su sorununa artık kalıcı bir çözüm getirin diyorum.

Bugünlerde -başımızda yine başka bir bela- "Kömür çıkaracağım." diye Amasra'mıza gelmiş ama termik santral kurma çabası içinde olan şirket yine gündemde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Bir dakika daha rica edeceğim.

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Yok şu kadar işçi alacağız, yok şu kadar kömür çıkaracağız falan filan, hikâyeler devam ediyor. Bakın, bu şirket yıllarca kömür çıkarmak yerine yüzlerce maden işçisini işten çıkardı, termik santral kurmak için Amasra'da vatandaşların sağlığını tehlikeye attı. Nasıl güvensin bu vatandaşlar size tekrar? Eğer gerçekten Bartın'daki işsizliği çözmek istiyorsanız size bir teklifim var: Bu şirkete, bu özel şirkete tahsis ettiğiniz maden sahalarını gelin, Türkiye Taşkömürü İşletmelerine geri verin. Böylece hem üretim artar hem istihdam artar hem de termik santral zehrinden kurtulmuş oluruz.

"Yerli ve millî enerji politikası" "istihdam seferberliği" diyorsunuz ya, buna uygun davranın işte. Aynı tas aynı hamam devam ederse Bartın göç vermeye devam edecek çünkü. Eğer yurttaşlar için giderayak bir şeyler yapmak, iyi anılmak isterseniz yapabileceğiniz çok hizmet var. Gelin, bu sözlerime, çözüm üretmeyi gerçekten istiyorsanız, kulak verin.

Teşekkür ederim. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)