GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:17
Tarih:18.11.2020

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde şahsım adına söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, elektrik dağıtım şirketlerinin masraflardan kaçınmak adına altyapı yenileme çalışmalarından uzak durduğunu ve mevcut eski altyapıyı kullanarak elektrik sattıklarını biliyoruz. Bu sebeple, birçok bölgeye elektrik sağlanamamakta, eski hatlardan dolayı arızadan kaynaklı kesintiler sıkça yaşanmaktadır. Burada önemli olan husus, bu şirketlerin denetlenip denetlenmediğidir. Özelleştirmeyle özel şirketlere devredilen elektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticareti işlemlerinde yaşanan sıkıntılar, aksaklıklar ve usulsüzlükler denetlenmekte midir? Denetleniyor ise kim ya da hangi kurum tarafından bu denetleme yapılmaktadır?

Vatandaşlar Türkiye'nin hemen her bölgesinde eski elektrik hatlarının yenilenmemesi ve trafoların yetersizliğinden kaynaklı elektrik kesintilerinden şikâyetçidirler. Vatandaşlar bu özel şirketlerin sorumluluklarını ve taahhütlerini yerine getirmediğini söylemektedirler.

Bu konuyla ilgili daha önce Trabzon, Gümüşhane, Rize ve Giresun illerinde yani kendi bölgemizde, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan uzun süreli elektrik kesintilerinin olumsuz etkilerini sıralayarak bununla ilgili sorunların çözümüne ilişkin Sayın Bakana bir soru önergesi vermiş idim. Sağ olsunlar, soru önergemize cevap verdiler. 14 Şubat 2020 tarihinde bu önergeyi vermiştim. Bana verilen cevapta, değerli milletvekilleri, özetle "kesintilerin mevsim şartlarından kaynaklandığı" ifade edilmiştir.

Değerli arkadaşlar, burada şunu söylemek durumundayım: Gerekli altyapı yatırımları yapılmayıp, yeni hatlar çekilmeyip, trafolar yenilenmeyip arıza ve kesintilerin sebebini mevsim şartlarına bağlamak çok kaderci bir anlayışın ürünüdür. Ben onlara diyorum ki: "Önce tedbir, sonra tevekkül." Hülasa, asıl sorumluluğu elektrik dağıtımı olan bu özel şirketler sadece fatura dağıtım şirketi gibi çalışmaktadırlar.

Değerli arkadaşlar, kanun teklifinde geçen "kayıp kaçak" ifadesine de bir dikkatinizi çekmek isterim. "Kaçak" olarak belirtilen ifade aslında çalıntıdır. Devlet tedbirini almalı, hırsızlığın üzerine gitmeli, bunu kayıp kaçak olarak görmekten vazgeçmeli ve en önemlisi, bunun bedelini faturalarını düzgün ve zamanında ödeyen vatandaşın faturalarına eklememelidir. Kısaca, elektrik dağıtım şirketlerinin kaçak kullanımı önlemek için aldığı önlemler yetersizdir. TEDAŞ'ın özelleştirilmesi sonrası, enerji dağıtım şirketleri kaçak elektrik kullanımıyla mücadelede başarısız olmuşlardır.

Değerli milletvekilleri, Komisyona sunulan genel gerekçede öncelikli hedefler; sürekli enerji, sürdürülebilir enerji, çevreyle uyumlu enerji, kaliteli enerji, güvenli enerji, düşük maliyetli enerji, kaynak çeşitlendirilmesi, yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı enerji, israfı azaltan uygulamalar olarak sıralanmıştır ancak uygulamada bunların neredeyse hiçbirinin olmaması insanın aklına bazı soru işaretleri getirmektedir. Çünkü özellikle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildikten sonra enerji politikalarında palyatif ve özel şirket odaklı çözümlere gidildiğini görmekteyiz. Zira, elektrik faturaları ödenemez hâle gelmiştir, çevre duyarlılığı hiç dikkate alınmaz olmuştur. Ülkenin her yerinde kontrolsüz ve güç kullanılarak yatırımlar yapılmak istenmektedir. Bu yöntem acilen terk edilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Örs.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - "ÇED Gerekli Değildir" uygulaması yürürlükten kaldırılmalı, tüm projeler için ÇED ve halkı bilgilendirme toplantısı zorunlu hâle getirilmelidir. Dünyanın terk ettiği kömüre dayalı termik santral projeleri acilen durdurulmalı, ülkenin elektrik enerjisi ihtiyacı arz talep projeksiyonu çerçevesinde yeniden masaya yatırılmalıdır. Avrupa Birliğinin almış olduğu Yeşil Mutabakat kararı kapsamında tüm enerji politikaları, halkın ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla ivedilikle tartışmaya açılmalıdır.

Son olarak, ülkemizde enerji arz güvenliği sorunu yoktur, ülkemizde enerji yönetimi ve israf sorunu vardır diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)