GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:17
Tarih:18.11.2020

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan torba yasa -aslında, hemen, en son söyleyeceğim şeyi başta söyleyeyim- geri çekilmesi gereken bir yasadır. Bütün torba yasalar çok büyük kötülükler yapıyor halka, bu torba yasa da halkın doğasını talan etme üzerine kurulmuş bir torba yasa teklifi; o yüzden geri çekilmeli. Neden? Çünkü bu torba yasa, ekoloji örgütlerinin, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin görüşleri alınarak yapılmış değil. Bugün bütün ekoloji örgütleri bu yasaya karşı. Diyeceksiniz ki "Ekoloji çok entelektüel bir şey, böyle hayata çok dokunmayan bir şey." Hayır, ekoloji ekmek kadar, su kadar önemli bir konu.

Halkın geçim kaynaklarını ortadan kaldıran bir doğa saldırısı Türkiye'de son on sekiz yıldır artarak devam ediyor. Son iki yıldır çığırından çıkmış bir durumda, her yer delik deşik edilmiş bir şekilde. Madencilere, JES'lere HES'lere RES'lere peşkeş çekiliyor. Yenilenebilir enerji adı altında Türkiye'deki bütün yer üstü zenginlikler, varlıklar, tarihî, kültürel yapılar, bir avuç şirkete peşkeş çekiliyor. Eğer gerçekten yenilenebilir enerji üretilmesi gözetiliyorsa, o zaman bunu bilimle ve sivil toplum örgütleriyle iş birliği içerisinde yapmak gerekiyor ama aslında, burada hedeflenen şey yenilenebilir bir enerji projesi yapmak değil, tam tersine AKP-MHP blokunun iktidarını ayakta tutabilmek için ihtiyaç duyduğu bir avuç sermayedara yeni bir iş alanı açmak. İnşaatçı politikaların yerine şimdi artık bu enerji politikaları yerleştirilmeye çalışılıyor ve halkın bütçesinden kaynaklar bu enerji şirketlerine peşkeş çekiliyor.

Bir zamanlar, hatırlarsınız, Türkiye'de ihracat destekleniyordu ve hayalî ihracatlar olmuştu, bugün de aslında, Türkiye'de sanki yenilenebilir enerji kaynakları destekleniyormuş gibi bütçeden ayrılan bu paylar, şirketler tarafından âdeta hayalî ihracatta olduğu gibi çarçur ediliyor ve ellerine kazmayı, küreği, kepçeyi alan irili ufaklı şirketler doğaya saldırıyor; Karadeniz'de, Kürt coğrafyasında, Ege'de, Kaz Dağları'nda, her yerde. Bugün eğer doğa bu kadar büyük, ağır saldırı alıyorsa işte bu kâr iştahından, rant talanından oluyor. Bu rant talanına "Halk ne diyor?" diye baktığımızda, hayatında belki karakola gitmemiş köylü kadınlar bugün jandarmayla karşı karşıya geliyorlar. Bakın, ben geçenlerde Orhanlı köyüne gittim ve İzmir Seferihisar Orhanlı köyünde JES projeleri yüzünden köylüler ile jandarmalar karşı karşıya geliyor. Ne demişti Somalı işçiler, maden işçileri? "Öyle mi alay komutanı?" denilmişti. İşte, evet, "Öyle mi alay komutanı?" diyen köylüler bugün kolluk gücüyle karşı karşıya.

Yine, Kirazlıyayla'da, aynı şekilde kadınlar doğalarını korumak için, geçimlik tarımlarını korumak için çırpınıyorlar. Bu yasa teklifi gelirken "Tamamen yatırımcı ve işletmecilerin lehine birtakım kolaylıklar sağlanacak." deniliyor. Aslında, zaten mevcut yasalar da kâğıt üzerinde kalıyor; fiilen, hayatta gerçekleşen şeyse ÇED'lerin uygulanmaması, ÇED'lerden kaçış yollarının ayarlanması; vali, kaymakam eliyle, il müdürlükleri eliyle yasaların bir şekilde boşa düşürülerek, bu şirketlerin istedikleri gibi at koşturmasının önünün açılmasıdır. Mesela ÇED konusunda ciddi sorunlar vardır, ÇED'in halka sunulması gerekirken ÇED'in halktan kaçırıldığını görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Bütün bu projelerin halka ekonomik katkı sunmayan projeler olduğunu görüyoruz, bölgelerin ekolojik yapılarını ortadan kaldıran, tahrip eden, yok eden, geri dönülmez bir şekilde ortadan kaldıran tahribatlar olduğunu görüyoruz. Yine, ÇED raporlarının bilimsel yöntemlere göre uygulanmamasından kaynaklı olarak sorunlar yaşandığı gibi, verilen ÇED raporlarının da aslında kümülatif etkilerinin gözetilmediğini ve Türkiye'de aslında doğanın tüketilmesinin sınırlarına yaklaşıldığını ve limitler dolduğu için doğanın artık bir daha geri dönülemez bir şekilde tahrip edildiğini burada görüyoruz. O yüzden, ÇED raporlarının halka sunumundan kaçanlara, halkın tepkilerinden kaçanlara karşı bir an önce yaptırımlar getirilmesi, bu yasa teklifinin geri çekilmesi ve doğanın korunması için, iklim krizine, gıda krizine karşılık önlemlerin alınması için bir an önce çalışmaları tam tersine çevirmemiz gerekiyor.

Teşekkürler.