GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞSİZLİĞE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:48
Tarih:03.01.2013

MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; işsizlik konusunda gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, AKP iktidarı iki şeyde bence çok başarılı oluyor. Bunlardan bir tanesi, yargıyı, YÖK'ü, RTÜK'ü, MİT'i, Telekomünikasyon Kurumunu, kendi atadığı hâlde son dakika vuruşuyla başkanını değiştirdiği SPK'yı, TÜİK ve diğer tüm kurum ve kuruluşları ele geçirdiği hâlde hâlen mağdur politikası yapması; bir de rakamlarla çok güzel oynaması.

İşsizlikte rakamlarla gerçekten çok güzel oynuyorsunuz. İşsizliğin düştüğünü, hatta işsiz olmadığını, insanların iş beğenmedikleri için asıl işsizliğin olduğunu ballandıra ballandıra anlatıyorsunuz.

İş aramaktan umudunu kesenler, evde kalıp iş aramayanlar ya da yasak olduğu için dışarıya çıkamayan kadınlarımız, mevsimlik işçilerimiz, part-time çalışanları zaten iş sahibi olarak görüyorsunuz.

Köyde, kırsalda yaşayan kadınları, özellikle tarlasında çalışan kadınları ücretsiz aile çalışanı olarak sayıp iş sahibi hanesine yazıyorsunuz. Bir de özel sektörde, artık yüzde kaçlara dayandığını bilmediğimiz TELEKOM gibi kurumlarda ve yan kuruluşlarında köle gibi çalıştırılan, 12-14 saat gece gündüz çalıştırıldığı hâlde haklarını aradığı için işten atılan kişileri de saymıyorsunuz.

Ayrıca, sayıları her geçen gün artan seyyar satıcıları, simitçileri, ayakkabı boyacılarını işinize geldiği zaman işli sayıp onları da işsiz saymıyorsunuz.

Türkiye'de çalışan yaklaşık 27 milyon civarında işçi var. İş arayan işsiz sayısı yaklaşık 2 milyon civarında. Türkiye'de çalışabilir olan nüfusun sayısı 54 milyon. Bunları karşılaştırdığımız zaman, sayıları tekrar yuvarlarsanız ne kadar işsiz olduğu ortaya çıkar.

Bir de size göre işsiz sayısının düşük olması? Kendi öz AKP'li gençlerinizi işe koyduğunuz için düşük, ondan farkında değilsiniz. Örneğin Erzincan'da, öz AKP'li gençler hariç, CHP'li, MHP'li, BDP'li ve diğer partili olan gençler, AKP'ye oy vermiş ama dayısı olmayan işsiz gençler herhâlde bir tek bana rastladığı için işsiz sayısı fazla.

Tabii ki bir de AKP'ye üye olma zorunluluğu var. Üye olmadığınız zaman iş bulamıyorsunuz. Gerçi üye olunsa da iş bulamıyorlar ama işte, bir umut. Üye demişken, tabii burada bir şeyi belirtmek lazım. Hiç haberleri olmadan partinize üye yaptığınız, üye sayısını arttırmak için uğraştığınız? İşte burada da yine rakamlarla güzel oynadığınızı gösteriyorsunuz. Bunu da artık siz nereye koyuyorsanız ona göre yorum da yaparsınız.

Erzincan'da mı yalnızca işsizlik var? Geçen hafta Gümüşhane'deydim, Gümüşhane'de ayda 5-6 tane bakkal dükkânı kapanıyor ama Gümüşhane umutlu Erzincan gibi. Neden umutlu? Nasıl ki İliç'te altın madeni varsa Gümüşhane'de de altın madeni var. Tabii, işsizlik bitecek çünkü altın çıkarılacak, gençler iş bulacak, hatta iş bulmak için dedelerinin mezarlarının yerini değiştirecekler. Ölüye bile saygı gösterilmiyor. Sırf iş bulsunlar diye ya da para karşılığı oradaki mezarların yeri değiştiriliyor. Siyanür zaten organik olduğu için bir zararı olmadığı söyleniyor.

Bir de sayılarını bilmediğimiz işsiz gazeteciler, muhabirler, köşe yazarları, genel yayın yönetmenleri, haber sunucuları var. Sırf size muhalefet ettikleri için işten atıldılar. Tabii, terörist gazetecileri saymıyorum.

Seçilmiş muhtarlarımız var. Prim borcunu bile ödeyemiyorlar ama bunları iş sahibi sayıyorsunuz. Muhtarlar perişan durumda. Özellikle durumlarının iyileştirilmesini istiyorlar. Siz de seçimlerde söz vermişsiniz, bunu yapmanızı istiyorlar.

Sıfır sorunla başladığımız, "Esad" iken daha sonra "Esed" oldu. "Stratejik derinlik" diye çok derin mevzulara dalarak, güneyde kapanan bakkallarımızı, iş yerlerimizi ve işsizlerimizi hiç saymıyorsunuz.

Erzincan'da görüştüğümüz kişiler, özellikle mallarının para etmediğini, 6.500 liraya aldığı inekleri 2 bin liraya bile satamadıklarını, çocuklarının işsiz olduğunu, pancarın taban fiyatı 135 lira olarak açıklandığı hâlde şeker oranı düşük gösterilerek 95 lira civarında verildiğini, tarla ekemediklerini, sulamanın çok pahalı olduğunu, yeşil kartlarının bile ellerinden alınıp iptal edildiğini, muayeneye gidemediklerini belirtiyorlar.

Tabii, sizin on yıl içinde yaptığınız en güzel şeyler: Yandaşa HES verdiniz, vatandaşa gaz verdiniz. TOKİ'ye arsa gösterdiniz, vatandaşa banka gösterdiniz. Arap şeyhlerine banka, medya, telefon dağıttınız; vatandaşa kömür, makarna, kanepe dağıttınız. Alman'ın, Amerikalının, Kanadalının payına altın madeni düştü, vatandaşın payına siyanür düştü. Kentte yağmanın adı "Afet Yasası" oldu, vatandaşlar evsiz kaldı. Mütekabiliyet yasasıyla yabancıya toprak satarken, vatandaşın dedesinden kalan tarlasını tapusuz diye elinden almaya kalktınız. Yandaşa iş gösterirken, vatandaşa diş gösterdiniz. Armatöre ÖTV'siz mazot verirken, kamyoncuya kontak kapatmak için mazot verdiniz. Özel hastaneye teşvik verirken, kamu hastanelerine özerklik getirdiniz. Yeni AVM'lere beleş arsa verirken, bakkalları "sinek avla" diye kapatmaya çalışıyorsunuz. Deniz Fenerini aklamaya, muhalefeti paklamaya çalışıyorsunuz. İş kazalarında ölenlerle "Kaderleri böyle." diye dalga geçiyorsunuz. Özelleştirmelerle 12 bin kişiyi sokağa attınız, hiç tınlamadınız bunu da. TELEKOM'u üç yıllık kârıyla sattınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUHARREM IŞIK (Devamla) - Tüm KİT'leri IMF'nin hatırı kalmasın diye babalar gibi sattınız ama torunlarımızı bile borçlu bıraktınız.

Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Işık.