GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:18
Tarih:19.11.2020

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce hayatını ekoloji mücadelesine adamış olan sevgili Profesör Doktor Beyza Üstün'e buradan selam göndermek istiyorum, Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde rehin tutuluyor. Umarım bizi izleyebiliyordur çünkü yine Kars Belediye Eş Başkanımız bir "tweet" paylaştı, o da cezaevinden Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bu yayınları izleyemediklerini, bu haklarının gasbedildiğini söylemişti. Beyza Üstün, doğanın talan edilmemesi için ve yaşanabilir bir doğa için mücadele etti ve biliyorum ki şu anda bizi izleyebiliyorsa büyük bir üzüntü yaşıyor.

Değerli arkadaşlar, halk işsizlikle, pandemiyle, depremle baş etmeye çalışırken AKP-MHP iktidarı şirketlere yeni imtiyazlar sağlama peşinde, yeni ihalelerin yolunu açma... Hatırlıyorsunuz, pandemi sürerken maskeleri takıp ihaleler yapmışlardı ve yeni doğa talanları peşindeler ve bu doğa talanı Karadeniz'in bütün vadilerini âdeta HES cehennemine çevirmiş durumda. Kuraklık ve ormansızlaştırma bütün coğrafyamızda almış başını gidiyor. Kaz Dağları'ndaki dehşet görüntü hiçbirimizin aklından gitmiyor, şu anda hâlâ tehdit altında, nefesimizi kesiyor ve sel felaketi yaşayan Giresun'daki manzara hepimizin gözleri önünde. Fakat bütün bunlara rağmen özel sektör yatırımcılarının işleri ve hayatları çok önemseniyor. Arkadaşlar, özel sektör yatırımcılarının hayatı önemli de Giresun'daki yurttaşın hayatı önemli değil mi, köylünün hayatı önemli değil mi, Seferihisar'daki yurttaşın hayatı önemli değil mi, Kaz Dağları'nda yaşayan Balıkesirlilerin hayatı önemli değil mi, Çanakkalelilerin hayatı önemli değil mi? Kaldı ki orası Türkiye'nin ciğerleridir. Munzur'da yaşayanların, Urfa'da yaşayanların hayatı önemli değil mi? Neden hep şirketlerin talepleri çok önemli? Neden hep özel şirketler kurtarılmaya çalışılıyor ve onlar için bir hayat planlanmaya çalışılıyor? Biliyoruz, bu yapmak istediğiniz şey, aslında yenilenebilir bir enerji şemsiyesi kılıfı adı altında yaklaşık 30-40 milyarlık bir kaynağı, halkın bütçesinden elde edilecek bir kaynağı -belki çok daha fazla, bu 2019'da 25 milyardı, 2020'de sanırım 30 milyar- HES'lerle, RES'lerle, JES'lerle, GES'lerle peşkeş çekilmek isteniyor; bütün mesele bu. Burada bir toplum faydası yok, kamu faydası yok. Cumhurbaşkanına büyük yetkiler devrediliyor. Arkadaşlar, neden tek bir kişiye bu kadar şey devrediliyor, neden? 90 milyona yaklaşıyoruz artık -83 milyon diyelim nüfus verilerine göre, göçmenleri de sayalım- bu kadar insanın çıkarı, hakkı neden bir insana veriliyor? Neden kamusal denetim mekanizmaları yok ediliyor, Cumhurbaşkanı izniyle bu doğa talanının önü böylesine açılıyor? Neden ortak akıl kullanılmıyor? Maden, enerji, petrol şirketlerinin önündeki engeller Cumhurbaşkanı eliyle tek tek kaldırılıyor. Mülkiyet haklarında mı sorun yaşandı, hemen Cumhurbaşkanı bir imza atsın, hemen gasbedilsin o hak! Koruma kanunlarının, kamusal denetim şartlarının hepsi Cumhurbaşkanının marifetiyle ortadan kaldırılıyor.

Sevgili arkadaşlar, enerji üretimi ne pahasına yapılıyor, bunun hiç önemi yok mu, bunu tartışmamız gerekmiyor mu? Enerji üretimi, tarım alanlarının kuraklaşması pahasına, ekolojik tahribat pahasına, endemik bitkilerin, canlıların yok edilmesi pahasına, Aydın'da JES'lerin ağaçları kurutması pahasına, Seferihisar'da portakal bahçelerinin yok olması pahasına gerçekleşiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Teşekkürler.

HES'lerle Karadeniz'de, Hasankeyf'te tarihin ve kültürün yok edilmesi, Cudi'de, Munzur'da yeşilin ortadan kaldırılması, ormanın, kırsal insan yaşamının tahrip edilmesi, bütün bunlar işte bu "yenilenebilir enerji" adı altında yapılıyor. Hiç biri yenilenebilir değil, doğayı geri dönülmez bir şekilde tahrip ediyorsunuz. Atık lastikleri yakmayı bile yenilenebilir yaptınız ya, pes doğrusu! Büyük bir, korkunç bir cinayettir bu. AKP bir halk sağlığı sorunudur.

"Millîlik" ve "yerlilik" söylemi adı altında bu coğrafyayı uluslararası tekellere ve yerli iş birlikçilerinize peşkeş çekiyorsunuz. Doğadaki her türlü canlıya düşmansınız. Bu politikalardan vazgeçin, gelin bu yasalardan, bu torba yasadan vazgeçin diyorum.

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)