| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 19.11.2020 |
OYA ERSOY (İstanbul) - Değerli Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu torba yasanın birçok kazananı var; 21 tane dağıtım şirketi, maden şirketleri, enerji şirketleri, doğal gaz şirketleri. Ben, burada özellikle halkın kaybettiğine dair bir madde üzerinde konuşmak istiyorum ve hepinize de -burada ne kadar varsa artık- bunu hatırlatmak istiyorum çünkü önümüzdeki hafta asıl tartışılacak bir madde ve bu yasanın en önemli ve vahim düzenlemelerinden bir tanesi. Bu maddeyle özellikle enerji şirketlerine arazilerin bedelsiz devri ve irtifak hakkında da kamu yararı aranması şartının ortadan kaldırıldığını görüyoruz. Teklifin gerekçesinde sürekli bahsettik zaten özellikle bu torba yasadaki düzenlemelerin özel sektör yatırımcılarının faaliyetlerini daha sağlıklı ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak olduğunu iktidar sahipleri zaten açık açık yazmış. Ne zaman biz bir hızdan bahsedildiğini duysak hemen arkasından onun sermaye yararına birtakım düzenlemelerin, birtakım hak gasplarının geldiğini görüyoruz ve bu teklifte de hız adına kamu yararının tespitine dair denetim mekanizmalarının ortadan kaldırıldığını görüyoruz. Kamu yararı kaldırılıyor ve şirket yararına hız ve denetimsiz kamulaştırma getiriliyor bu teklifle.
Nerede acele kamulaştırma görsek yine orada özel ve tüzel kişilerin ve hazine arazilerinin özellikle gasbedildiğini ve şirketlere devredildiğini görüyoruz.
Şimdi, bu teklifte de bu, açık bir şekilde yasalaştırılıyor. Hukuk dediğimiz şey, halkı ve doğayı korur ama siz bu teklifle özellikle sermayenin talanını yasal hâle getiriyorsunuz ve hukuka aykırı bir düzenleme yapıyorsunuz. Artık, maden, enerji, petrol şirketlerinin önünde engel olarak görülen mülkiyet hakkı ve koruma kanunlarının ve denetim kanunlarının, mekanizmalarının ortadan kaldırıldığını görüyoruz. Enerji ve üretim tesisleri için gereken taşınmazlar maddede diyor ki: Daha önce Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kamulaştırılırken ve kamu yararı kararı alınması gerekirken bu yetki, bu maddeyle EPDK'ye veriliyor. Yine aynı şekilde, dağıtım faaliyetlerine ilişkin yetki de TEDAŞ'a veriliyor. Ön lisans ya da lisans almış enerji yatırımlarında ihtiyaç duyulan taşınmazlar için, yani şirketlerin ihtiyaç duyduğu taşınmazlar için yapılan başvurular, TEDAŞ tarafından değerlendirilecek ve bu değerlendirmede kamu yararı aranmayacak ve ortaya çıkacak tablo şu: EPDK ve TEDAŞ, artık enerji şirketlerinin istediği yerlere el koymasını sağlayan kurumlar olarak anılmaya başlanacak. Yani enerji yatırımları için gereken taşınmazlar sizin tabirinizle "kolayca" kamu yararı şartı aranmadan şirketlere devredilecek.
Şimdi, şunu hatırlatmak istiyorum: Altı gündür zaten bu tartışılıyor; ekonomide ve hukukta reform çünkü AKP Genel Başkanı bundan bahsetti ve övündü. İki tane açıklamasında temel bir şey var, önemli, dikkat edilmesi gereken. Birincide dedi ki: "Ekonomideki yeni dönemin ruhuna uygun şekilde yapacağım bu düzenlemeleri." İkincisi de: Genel Başkanlarının açıklamasından temel hakların korunmasından, mülkiyet hakkının geliştirilmesine kadar düzenlemelerin bir paket içerisinde getirileceğini öğrenmiş olduk.
Şimdi, dönelim bu maddeye, işte, bu açıklamada Erdoğan'ın bahsettiği mülkiyet hakkının geliştirilmesi denilen şey var ya, işte, mülkiyet hakkının geliştirilmesi bu teklifte düzenlenmiş. Köylüden alıp sermayeye vermek, halktan alıp yandaşa vermek. Mülkiyetin el değiştirmesi süreci bu. Şimdi, bunun adı kamulaştırma falan değil. Kamulaştırma dediğiniz şey, kamunun çıkarı için özel mülkiyete ya da hazine arazilerine el konulmasını getirir ama burada kamunun çıkarı değil, bizzat şirketlerin çıkarına özel mülkiyete el konulması, köylünün, halkın malına, mümküne el konulması düzenleniyor. Bu, çok önemli ve biz bunun daha birkaç ay önce ne olduğunu Manisa Salihli Çapaklı köyünde gördük, şimdi onu yasalaştırıyorsunuz, onu anlatacağım.
Şimdi, Salihli Çapaklı köyünde Ege Biyogaz Elektrik Üretim Anonim Şirketi; bu, biyogaz elektrik üretim santrali kurmak istiyor, önce buna işte, izin veriliyor, köylüler buna dava açıyor. Arkasından fark ediliyor ki enerji santralinin kurulacağı yer, ulaşıma kapalı ve orada şirket kendi araçlarını, dozerlerini, iş makineleri geçirecek yol bulamıyor. Nereden geçiriyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
OYA ERSOY (Devamla) - Köylünün topraklarından geçiriyor. Köylüler santrale karşı çıkıyor. Çünkü santralin hemen alt tarafında köyün merası var ve santral projesi de üstelik DSİ'nin su kanallarının üzerinden geçiyor. Yani bölgeyi susuz bırakacak. Köylüler dava açıyor çünkü imar planı değiştiriliyor sırf ulaşım sağlansın diye. Bu imar planı değişikliği, kadastro mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir kararı alınıyor, durduruluyor ama ne oluyor? Şirket, mahkeme kararını takmıyor -aynı Anayasa Mahkemesini takmayan yerel mahkemeler gibi- oradan araçlarını geçirmeye devam ediyor. Ve köylüler bunu fiilen durdurmak istiyor, karşılaşılan tablo bu. Köylüler kendi tarlalarından jandarma zoruyla boşaltılıp şirket araçları -jandarma bizzat askerleri de o araçların içine yerleştirerek- köylülerin kendi tarlasının içine sokuluyor. Şimdi, ne zaman oldu bu? 24 Temmuzda oldu. Köylülerin 2 tane iptal davası, müdahalenin meni davası ve yol yapılmamasına dair tedbir kararı olmasına rağmen tarlaları şirket tarafından işgal edildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
OYA ERSOY (Devamla) - Üstelik şirket yararı için jandarmanın seferber edildiğini görüyoruz biz Çapaklı'da. Köylüler hâlâ orada direniyor, iyi ki köylü kadınlarımız var, iyi ki kadınlar var, iyi ki biz varız ve kendi topraklarını jandarmaya rağmen koruyan köylüler var. Dava açıldı, toprakların işgaline karşı dava açıldı, suç duyuruları oldu.
Eğer bu madde burada yasalaşırsa bütün bunlar şirket lehine sonuçlanacak ve şimdi AKP bunun yasasını çıkarmaya çalışıyor bu maddeyle. O nedenle, bütün milletvekillerini, bu Meclisi köylüler için, memleket için, Çapaklı halkı için bu maddeyi reddetmeye çağırıyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)