GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:19
Tarih:24.11.2020

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

İktidarın sahip olduğu enerji üretimi anlayışının sürdürülebilir olmaktan uzak olduğunu ve planlamayla yakından uzaktan bağlantısının olmadığını biliyoruz. Ülkemizin her yerinde başka sorunlar, başka tahribatlar var, birçok yerde talan var; artık hangisini takip edelim, şaşırmış durumdayız. Aydın'da, Muğla'da, Denizli'de, İzmir'de, Manisa'da yani Ege illerinde yaşadığımız çevre sorunlarının baş sorumlusunun JES'ler olduğu çok açık. Bu sorunların her biri, havayı, suyu, toprağı zehirleyen ve denetlenmeyen JES'lerin kapatılması gerektiğini her defasında ortaya koyuyor. 2019 yılının verilerine göre jeotermal enerji santrallerinin toplam üretimdeki payı sadece yüzde 2,94 arkadaşlar. Ya zararı? Zararı çok. Bacalarından yaptıkları salımların yani hidrojen sülfür gazının havayı kirletmesi bir kenara, toprağa bırakılan akışkanların toprağı zehirlemesi, gıda güvenliğini ve ekosistemi yok etmesi, yer altı sularının kirlenmesi, insan ve hayvan sağlığını riske atması... Yani yararından fazla zararları var. Tablo bu iken, idareyse santrallerin denetimlerini doğru yapmıyor, usulsüzlüklere sessiz kalıyor, diğer taraftan yandaş enerji şirketlerine yeni teşvikler, yeni yatırımlar öneriliyor. Kısaca, AKP iktidarı teşviklere, muafiyetlere doyamıyor.

Getirdiğiniz bu kanunun amacı, sizin iddia ettiğiniz gibi ne kamu yararı ne de elektriğin yeterli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreye uyumlu olarak temin edilmesiyle ilgili değil. Aksine, bu kanunun amacı "Şirketlerin önünü daha fazla nasıl açabiliriz?"in yollarını bulmak.

Değerli vekiller, görüşülen kanunla, jeotermal santrallerinden alınan idare payı yeniden düzenleniyor. Kazanılan gayrisafi hasılattan devlete ödenen yüzde 1'lik ödemenin beşte 1'i ilgili belediye ya da köy muhtarlıklarına aktarılıyor. İdarenin bu payından beşte 4'üyse yapılan düzenlemeyle İçişleri Bakanlığı bütçesine ödenek olarak eklenecek. Düzenlemeyle, belediye ve köy tüzel kişiliğine yüzde 20 ödeme yapılırken yüzde 80 gelir genel bütçeye gelir olarak eklenecek. Yurttaşlarımız JES'lerin bölgeye hiçbir yararını görememişken sizin görevlerinizi yerine getirmemeniz yüzünden yurttaşların yaşam alanları, sağlıkları ellerinden alınıyor. Gerçekten, bölgesel kalkınma, sürdürülebilirlik istiyor olsanız bölgede yaşayan yurttaşların ihtiyaçlarını dikkate almanız gerekirdi. JES'lerin başta Aydın olmak üzere Manisa, İzmir, Muğla, Denizli ve Ege Bölgesi'ne verdiği tahribat tartışılmaz mahiyette. JES'lerin bize yararından çok zararı mevcut. Havamız, suyumuz, toprağımız kirletildi; kanser oranlarını, solunum yolu hastalıklarını JES'lerin yarattığı hava kirliliği artırıyor. Bir diğer yandan Aydın-Denizli deprem kuşağının JES'lerin faaliyetlerinden olumsuz etkilendiği, depremi tetiklediği bilimsel çalışmalarla ortaya konuldu. Sizler masaüstünde, kamu yararından yoksun kâr elde etmeye dayalı bu projelere bölgenin ihtiyaçlarını gözetmeksizin izinler, ÇED olumlu kararları verirken bölgedeki yurttaşlar felaketi yaşıyor.

Ama her şeyden önce yeni bir anayasal suç işleniyor, Anayasa'nın 87'nci maddesi ihlal ediliyor. Bir bakana, bütçe kanunu dışında bir kanunla bütçeye ödenek ekleme yetkesi veriyorsunuz. Atanmış İçişleri Bakanına nasıl oluyor da bu kanunla bütçeye ödenek ekleme yetkisi verilebiliyor? Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkı nerede? Kanunda bununla birlikte birçok teşvik maddesi var. Örneğin ,idare payının hesaplanmasında usulsüzlük yapan ruhsat sahiplerine verilecek alt ceza limiti 100 bin TL iken 20 bin TL'ye indiriliyor. Neden indiriliyor? Kısmi af mı tanınıyor? Bu teşvik, bu indirim yandaş şirkete af demek. Bu düzenleme kabul edilebilir bir şey değil, mümkün değil, çıkmaması gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar) Fiyat eşitleme mekanizması, yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme mekanizmasından yani YEKDEM'den yararlanabilme şartının beş yıl uzatılarak 31 Aralık 2020 olması isteniyor. Geçmişe yönelik bir teşvik daha ve yenilenebilir enerji kaynağı belgeli üretim tesisleri için uygulanacak fiyat ve süreler ile bu teklifle yeni eklenen kaynaklar Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Esnafa yok, şirketlere var. Bakınız, arkadaşlar, jeotermal santrallerinin yüzde 83,5'inin YEKDEM kapsamında olduğu görülüyor. 2019'da YEKDEM teşvikleri 38 milyar TL'yi geçiyor. YEKDEM'den yararlanan şirketlere kamu kaynaklarından 2020'nin ilk sekiz ayında 33 milyar TL aktarılıyor. Milyarlarca liralık YEKDEM maliyetinin faturası ise yurttaşa kesiliyor, tutarlar elektrik tüketicilerinin faturalarına yansıtılıyor. Tüm bu değişiklikler ve teşvikler karşısında size gerçekten "Neden?" diye sormak istiyorum. Neden şirketleri kamu yararından, yurttaşlarımızın sağlıklı çevrede yaşam hakkından ve sağlığından önde tutuyorsunuz? Neden Anayasa'nın 56'ncı maddesini ihlal ediyorsunuz? Kamu kaynaklarını etkin kullanmak, şirketleri denetlemek, halk sağlığını korumak bu kadar zor mu? Sizin için halk sağlığı mı önemli, yandaş şirketler mi önemli?

Bu düzen böyle gitmez ama siz sandıkla gideceksiniz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)