GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:19
Tarih:24.11.2020

ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Elektrik Piyasası Kanunu'na geri dönersek, iktidar, elektrik fiyatları serbest piyasada oluşsun, rekabetçi elektrik piyasası, rekabetçi Türk ekonomisi olsun diye, elektriğin hem üretim hem de dağıtım kısmını özelleştirdi. "Üretim kısmında özel sektör üretemezse krize gireriz." diyen iktidar, kapasite mekanizması ve YEKDEM diyerek özel sektöre sermaye transferi yaptı, fahiş destekler verdi. Kamu, elektrik dağıtımın işini verimsiz işletiyor, kayıp kaçak oranını azaltamıyor. "Bölgesel temelde elektrik fiyatı oluşmalı." diyerek özelleştirdiğiniz dağıtım kısmındaysa ne kayıp ne kaçak azaldı ne bölgesel temelli fiyat tarifeleri oluştu ne dikkate değer yeni altyapı yatırımları yapıldı ne de iletim hatları yeraltına alınabildi yani özelleştirdiniz ama vatandaş için güzelleştiremediniz, faturalar şiştikçe şişti. Dağıtım şirketleri hat ve trafo maliyetleri yüksek diye yeni altyapı yatırımı yapmadı, maliyetlere katlanmamak için 21'inci yüzyılın Türkiyesinde elektrik götürülemeyen yerler var. Sırf bu nedenle Mersin ve Çanakkale'de süt üretiminde soğuk zincir kurulamayan tarımsal işletmeler var örneğin. Elektrik dağıtım şirketleri fatura dağıtım şirketleri gibi hareket etmeyi bırakmalı, hem altyapı hem de kayıp kaçakla mücadele etmeli ancak görüyoruz ki dağıtım şirketleri hem yatırım yapmıyor hem de elektrikteki kayıp kaçağın halktan tahsil edilemeyeceğine dair verilen Yargıtay kararına rağmen, hukuksuz tahsilatlara devam ediyor. Bunlar yetiyor mu? Yetmiyor. 2013'de, kayıp ve kaçakların 2015'ten sonra geçerli olmak üzere bölgesel bazda faturalara yansıtılacağı hükme bağlanmasına ve bu değişiklik daha sonra 2020 sonuna uzatılmasına karşın, bugün Meclise getirilen kanun teklifi bu hukuksuzluğu beş yıl daha ötelemek istiyor. 2020 yılı sonunda kaçak işlere bulaşmayan, faturasını düzenli ödeyen vatandaşımızın suçu ne? Niçin bu insanlara kayıp kaçak bedeli ödetiliyor? Suç ve suçlu niçin ödüllendiriliyor? Milletin Meclisinde hukuksuzluk nasıl meşru hâle getirilir? Milletin cüzdanına el uzatmaya nasıl "evet" denir? Özelleştirme hükümlerinde tanımlanan bölgesel tarifeye geçmek yerine niçin ulusal tarifede diretilir diye sormak istiyorum. Bakın, 2010'da yapılan özelleştirmeyle elektrik ucuzlayacakken arttı. Vatandaş 100 kilovat elektrik kullanımında 75 lira ödüyor; bunun kabaca 15 lirası çeşitli fon ve TRT paylarına giderken, 42 lirası dağıtım şirketlerine kâr payı olarak gidiyor. Vatandaş, 75 liralık faturanın yüzde 56'sıyla dağıtım şirketlerini, neredeyse yüzde 20'siyle de devletin hazinesini ihya ediyor. Üstelik son on yılda toptan elektrik satışı bedeli azaldı. Bu nedenle, EÜAŞ, 2018'de 1,8 milyar lira, 2019'da 8 milyar lira görev zararı yaşadı, bu da vatandaşın parası. Peki, kamu kimin için zarar etti? Bu zarar milletin faturalarının azalması için yapılmadıysa, ucuz elektrik vatandaşa değil dağıtıcı şirketlere satıldı. Ekonomi yönetiminiz de entübe olmuşken enerji fiyatlarıyla Türk sanayicisi nasıl rekabet edecek? Türk ekonomisi, Türk tarımı rekabetçiliğini nasıl koruyacak? Size yakın dağıtım şirketleri fahiş kârlar elde ederek borçlarını ödeyecek diye vatandaş acı fatura, sanayici acı reçete, çiftçi acı çetele ödemeye mecbur mu? Ancak yatırımın olmadığı, dağıtımın kartelleştiği, tekelleşmenin, oligopol piyasanın oluştuğu yerde bunlar olur. Bu şartlar altında serbest piyasa oluşmaz, rekabetçi elektrik fiyatı da ortaya çıkamaz.

Yeni yatırımların olmadığı, bölgesel tarifenin oluşmadığı, kayıp kaçakla mücadelenin başarısız olduğu bir durumda 21 tane EDAŞ'a da ihtiyaç olmaz çünkü hepimiz iyi biliyoruz ki başarısız kabul edilen kamunun TEDAŞ'ı bile bunlardan kötü değildi. Anlıyoruz ki özelleştirme, para toplama görevini yani kârı özele devretti, zararı ve maliyetleri ise kamuya bıraktı. Böyle özelleştirme olmaz, keşke hiç yapmasaydınız. Elbette özelleştirmeye karşı değiliz ancak yandaşa, ranta, özelleştirmenin denetimsizliğine, piyasanın rekabetçilikten uzaklaşarak tekelleşmesine karşıyız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Özelleştirme tekel yaratmaz, rekabet ve vatandaşa fayda yaratır. O nedenle, hızla özelleştirmenin özelleştirmesi yapılmalıdır. Milleti değil sermayeyi, milleti değil dağıtım şirketlerini gözeten politikalar terk edilmelidir. Bunca yıl sonra tüm ülke biliyor ki bunu siz yapamazsınız. Bu yüzden, ilk vakitte rantın iktidarı gitmeli, milletin iktidarı gelmelidir.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)