GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:19
Tarih:24.11.2020

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 238 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 35'inci maddesiyle ilgili önerge üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete intikal etmiş olan bütün öğretmenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun. Günümüzde Türkiye'nin her tarafında çok zor şartlarda, büyük özveriyle çalışan bütün öğretmenlerimize saygılarımızı, sevgilerimizi iletiyoruz; onların da günlerini kutluyoruz.

Değerli arkadaşlar, tabii, yine bir Öğretmenler Günü'nü, öğretmenlerin sorunlarını konuşuyoruz, tartışıyoruz. Öğretmenlerimiz, maalesef, on sekiz yıllık AK PARTİ iktidarı döneminde sorunlarını çözemediler, sorunları katlanarak büyüdü ve bu iktidar, öğretmenlerin sorunlarını sürekli görmezden geldi.

Değerli arkadaşlar, şu anda Türkiye'de kamuda ve özelde -toplamda- yaklaşık 1 milyon 200 bin öğretmenimiz çalışmaktadır. Bu öğretmenlerimiz özellikle hayat pahalılığı ve ekonomik şartlar nedeniyle çok ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar. Türkiye'nin her tarafındaki öğretmenlerimiz iktidarınızdan çözüm beklemektedir. Ancak bütün taleplerine rağmen, bugüne kadar AK PARTİ iktidarı tarafından öğretmenlerimizin sorunları çözülemedi ve öğretmenlerimiz mağdur edilmeye devam ediliyor. Türkiye'nin her tarafında özellikle öğretmenlerimiz mağdur durumdadırlar. EĞİTİM SEN tarafından yapılan bir ankete baktığımızda, Türkiye'de çalışan öğretmenlerimizin yüzde 63'ü çocuklarının gıda ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yüzde 59'u gelecekten umutsuz, yüzde 86'sı da çocuğunun öğretmen olmasını istemiyor. Dolayısıyla bu anket ve bu sonuç, Türkiye'deki öğretmenlerin şu andaki ruh hâlini ortaya koyuyor.

Bir de siz her kürsüye çıktığınızda sürekli 2002 ile 2020'yi kıyaslıyorsunuz "Türkiye nereden nereye geldi." diyorsunuz. Türkiye'nin nereden nereye geldiğini bir de öğretmen maaşlarına bakarak değerlendirelim. Değerli arkadaşlar, 2002 yılında 1'inci derecenin 4'üncü kademesindeki bir öğretmenin aldığı maaş 630 TL. Bu 630 TL'yle bir öğretmen 420 dolar alıyordu, 22 tane de çeyrek altın alıyordu. Yıl 2020; 1'inci derece 4'üncü kademedeki bir öğretmenimizin maaşı yaklaşık 5 bin TL. Bu 5 bin TL'yle bu öğretmenimiz 625 dolar alabiliyor; 6,5 çeyrek alabiliyor. İşte, nereden nereye getirdiniz öğretmenleri. Öğretmenler ekonomik anlamda ciddi bir sıkıntıyla boğuşmaktadırlar.

Değerli arkadaşlar, sizler seçimlerde öğretmenlerimize 3600 ek göstergeyi getireceğinizin sözünü verdiniz ancak bu saate kadar bu sözünüzü tutmadınız. İktidar olarak ve Türkiye olarak aslında öğretmenler ciddi anlamda mağdur ediliyor. "Milletin namusu" dediğimiz sandığı teslim ettiğimiz, kanımız, canımız dediğimiz çocuklarımızı teslim ettiğimiz öğretmenlerimize maalesef ülke olarak sahip çıkamıyoruz, iktidar olarak da siz sahip çıkamıyorsunuz. Öğretmenlerin bugün yaşadığı sorunları çözme sorumluluğu, görevi iktidardadır, AK PARTİ'dedir. Buradan bütün öğretmenler adına size çağrıda bulunuyoruz. Bugün Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da grup toplantısında söyledi: "Eğer siz öğretmenlerin sorunlarını çözmek istiyorsanız yol belli, tarif belli; öğretmenlere 3600 ek göstergeyi verin, atanmamış öğretmenleri atayın, köy okullarını açın ve bu öğretmenlerimizin de bu çilesine son verin."

Değerli arkadaşlar, son günlerde kamuoyunda iktidarın, özellikle yargı reformundan, ekonomik anlamındaki reformlardan bahsettiğini görmekteyiz. Ben size buradan bir öneride bulunacağım: Değerli arkadaşlar, daha önce de "yargı reformu strateji belgesi" adı altında buraya çok paket getirdiniz. Bu Meclisi sabahlara kadar çalıştırdınız, hepimiz birlikte çalıştık, bu paketler çıktı. Ne oldu? Ekonomi mi düzeldi? Yargı mı düzeldi, yargıya olan güven mi düzeldi? Düzelmedi, demek ki burada bir sorun var. Kanunları değiştirmekle bu sorun çözülmüyor. O zaman oturup hep birlikte düşünmek zorundayız, özellikle sizler düşünmek zorundasınız. Bu memlekette bu sorunlar yaşanıyorsa en büyük sebebi, sizin bu ülkenin başına getirmiş olduğunuz bu ucube rejimdir, bu başkanlık rejimidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Bunun dışında, yargıda reforma gerek yok değerli arkadaşlar; yargıda, Anayasa'mızda ve bütün kanunlarda aslında yeteri kadar düzenleme var. Yargının düzelmesi için sizin yapmanız gereken tek bir iş var, o da nedir biliyor musunuz? Şu yargıya talimat vermekten vazgeçeceksiniz. İnanın, talimat vermeyin, Türkiye'de Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayan yargıçlar olmayacak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını tanımayan yargıçlar olmayacak, hepimizin utandığı kararlara imza atan yargıçlar olmayacak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ve Anayasa Mahkemesinin tahliye kararlarına rağmen tutuklamanın devamına karar veren yargıçlar olmayacak. Yapmanız gereken tek bir şey var, yargı üzerindeki elinizi çekin, ondan sonra göreceksiniz ki yargı tıkır tıkır işleyecek ve milletimiz bu kadar sorun ve problemle de uğraşmak zorunda kalmayacak diyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)