| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 25.11.2020 |
MAHİR POLAT (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 238 sıra sayılı Enerji Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 37'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü. Kadına şiddete karşı olduğumu beyan etmek isterim.
Sermayenin penceresinden bakan, "çabuklaştırma, basitleştirme" adı altında denetim mekanizmalarını ortadan kaldıran, kamulaştırma işlemlerinin hızlı ve denetimden uzak gerçekleştirileceği düzenlemeler yapılmak isteniyor. Madde düzenlemesinin kanunlaşmasıyla birlikte, taşınmazın teminine dair kurul kararı aranmaksızın kamulaştırma yapılabilecek, Kamulaştırma Kanunu'nun 6'ncı maddesi ortadan kaldırılmış, atlanmış olacaktır. Burada vatandaşın hak kaybı söz konusu olabileceği gibi denetim mekanizmasının ortadan kaldırılması da başlı başına bir kamu yararına aykırılıktır.
Günümüzde enerji temininin iki büyük problemi vardır, iki büyük sorunu vardır: Bir tanesi süreklilik, bir tanesi de güvenliktir. Yani Türkiye gibi, enerjide, özellikle petrol ve doğal gazda net ithalatçı konumunda olan ülkelerin sürdürülebilir enerjiye güvenli bir şekilde ihtiyacı vardır. Ülkeler bunları güç ve diplomasiyle yerine getirmeye çalışırlar. Bazı ülkeler sadece -Japonya örneğinde olduğu gibi- diplomasiyi kullanırlar, bazı ülkeler de gücü kullanırlar. Türkiye'nin de dengeli olarak gücü ve diplomasiyi birlikte kullanması gerektiğine inanıyorum.
Ülkemizde, özellikle elektrik enerjisi üretme konusunda maalesef doğa ve insan sağlığı hiçe sayılarak işlemler yapılıyor. Örneğin, nükleer enerji santrallerinin kurulmak istendiği yerler ülkemizin doğa harikası yerleridir, Sinop ve Akkuyu gibi yerler. Nükleer enerjiye karşı olduğumu söylerken sadece enerji nakil hatlarındaki kayıp kaçağın ortadan kaldırılmasıyla Türkiye'nin nükleer enerjiye olan ihtiyacının ortadan kalkacağını söylüyorum. Üçüncüsünü düşünmek bile istemiyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye, Avrupa bölgesinde sayı ve kapasite bakımından en fazla linyit ve taş kömürüyle çalışan, yakıtlı termik santralleri planlayan ülke durumunda. Dünyanın en büyük 4'üncü ve Avrupa'nın en büyük 2'nci linyit üreticisi ve tüketicisiyiz. Buna ek olarak, 2016 yılında Türkiye dünyanın 7'nci büyük taş kömürü ithalatçısı konumundadır. Kömür kaynaklı elektrik üretimi, güneş enerjisinin yaklaşık 15 katı, rüzgâr enerjisinin de 6 katıdır. Yani doğayı kirleterek enerji elde ediyoruz. Bazen, özellikle termik santrallerin bulunduğu bölgede insanların nefes almakta bile zorluk çektiklerini duyuyoruz, görüyoruz. Buradan, Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yapılan analizlere baktığımızda, 2017 yılında Türkiye'de insanların kirli hava kaynaklı ölümleri, trafik kazası ölümlerinin yaklaşık 7 katıdır. Yani çevremizi ve havamızı ne kadar kirlettiğimiz ortadadır.
Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapması gerekiyor. İktidarın yenilenebilir enerji kaynaklarından anladığı JES ve HES'lerdir. Karadeniz'in derelerinin ekolojik yıkımlarına ve sel felaketlerine neden olan HES'ler, akarsu yataklarını değiştirmekle kalmıyor, insanları da taşkınlarla ölüme sürüklüyor; buna "Dur." demek zorundayız.
Yine, özellikle Aydın ilimize baktığımızda JES'lerin doğaya neler yaptığını Aydın milletvekillerimiz, özellikle Süleyman Vekilimiz sıkça dile getiriyor, ben bir kez daha beyan etmek isterim, orada tarım topraklarını ve insan hayatını JES'ler maalesef yok ediyor; bunu da bir çerçeveye oturtmak, engellemek lazım.
Bugün, su kaynaklarımız, yer altı sularımız, toprağımız, havamız kirlenmiş durumdadır. Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde yüzeysel sularımızın, yer altı su kaynaklarımızın, havamızın, toprağımızın yüzde 50'sinden fazlasının kirli olduğu görünüyor. Özellikle son yıllarda gerçekleşen çılgın projeler de bunlara katkı sunuyor.
Memleketin her köşesinde yıkıma sebebiyet veren kâr odaklı şirketlere karşı mücadelemiz devam ediyor. Bakın, size bir örnek vermek isterim, geçtiğimiz pazar günü, insanlar can derdinden sağlık nedenleriyle evlerinde karantinadayken İzmir Seferihisar'da, Orhanlı köyünde dur durak bilmeyen enerji şirketi "JES yapacağım." diye ağaçları yerlerinden söktüler, köylülerin müdahalesiyle karşı karşıya kaldılar. Köylülerin mücadelesini sahipleniyorum, buradan onları selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Yine, onların söktükleri ağaçları, Orhanlı köylüleri, köylü kadınlarımız aynı gün yerine dikerek cevap vermişlerdir; onların emeklerine, yüreklerine sağlık diyorum, ağaç diken o ellerinden öpüyorum. Yeter artık daha fazla doğa talanı, enerji için bile olsa olmasın diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)