| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 25.11.2020 |
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, ben de yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime "kadına karşı şiddete hayır" diyerek başlamak istiyorum çünkü son yıllarda gerçekten kadına karşı şiddet maalesef yükseliyor. 2019 yılında en az 474 kadın, erkek şiddeti sonucunda yaşamını yitirdi. Çocuklar annesiz kalıyor, insanlar yaşamını yitiriyor. Kadınlar, hakkında koruma kararı olduğu hâlde dahi öldürülüyor. Son beş yılda 100 kadın koruma kararı olmasına rağmen maalesef erkek şiddetiyle öldürüldü çünkü İstanbul Sözleşmesi'ni zayıflatıyorsunuz, çünkü İstanbul Sözleşmesi'ni tam olarak uygulamıyorsunuz. İstanbul Sözleşmesi'nin tam olarak uygulanması kadına karşı şiddetle mücadele açısından çok çok önemli.
Değerli milletvekilleri, kadına karşı şiddet, toplumsal cinsiyet eşitliği sorunlarımız, eğitimde yaşanan sorunlar, ekonomide, adalette yaşanan sorunlar; sorunlarımız ağırlaşıyor. Krizler çözülmüyor, büyüyor; ekonomik kriz hatta ekonomik buhran çok derin. Asıl sorun sistemde değerli milletvekilleri, sistemde.
Bugün Sayın Erdoğan grup konuşmasında yine mevcut sistemi savunarak parlamenter sistemi eleştirdi. Bugün dünyada gelişmiş ülkelerin çok büyük bölümü güçlendirilmiş parlamenter sistemle yönetiliyor. G8 ülkelerinden Almanya, İngiltere, Kanada, Japonya, İtalya güçlendirilmiş parlamenter sistemle yönetiliyor, Rusya ve Fransa yarı başkanlık; bir tek Amerika'da demokratik başkanlık sistemi var.
24'üncü Dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisinde Uzlaşma Komisyonunda AK PARTİ, Cumhuriyet Halk Partisi, HDP, MHP anayasa çalışması yaptılar; yapılmalı zaten. Orada AK PARTİ'nin sunduğu teklife baktığınız zaman, metinde -Türkiye Büyük Millet Meclisinin tutanaklarında da var- önerilerde "başkan" geçiyor, "başkan"; "Cumhurbaşkanı" demiyor. Ama sonradan "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" örtüsü altında maalesef otoriter, keyfî bir sistem inşa edildi.
3 tane demokratik sistem var dünyada, hükûmet sistemi olarak söylüyorum: Başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistem. "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" diye bir sistem literatürde yok. Cumhurbaşkanlığı yüce bir makam olduğu için maalesef o makam kullanıldı.
Güçlendirilmiş parlamenter sistemde ne yapacağız? Bir: Tarafsız, 83 milyonu temsil eden bir Cumhurbaşkanı olacak. Bir partinin seçmenlerini temsil eden değil; milleti temsil eden, tarafsız bir Cumhurbaşkanı olacak. Başka ne olacak? Parlamentoya karşı sorumlu hükûmet olacak.
Mevcut Hükûmet, mevcut bakanlar ve yürütmenin başındaki Sayın Cumhurbaşkanı kime karşı sorumlu bu sistemde? Kim denetleyebiliyor? Yargı mı, yasama organı mı, müfettişler mi, Sayıştay mı; kim denetleyebiliyor? Meclis adına görev yapan Sayıştay bile bugün maalesef içler acısı bir durumda.
Başka ne yapacağız güçlendirilmiş parlamenter sistemde? Hükûmeti kurmak kolay, düşürmek zor olacak. İşte, Almanya'da, İspanya'da, Belçika'da uygulandığı gibi yapıcı, kurucu güvensizlik oyunu getireceğiz; Parlamento, mevcut Başbakanı, mevcut Hükûmeti düşürmek için yeni Başbakanla uzlaşmak zorunda olacak siyasi istikrar açısından.
Bir şey daha paylaşayım; parlamenter sistemin en önemli özelliklerinden biri yürütme organının kolektif bir nitelik arz etmesidir. Kolektif bir nitelik ne demek? Bütün önemli kararlar gerçek anlamda bir istişareyle birlikte alınır. Bugün maalesef bir tek adam rejimi ve tam bir keyfîlik hâkim.
Bu sistemle Türkiye sağlıklı bir şekilde yürüyemez, bu sistemle gidemez Türkiye değerli milletvekilleri, bu sistemi savunmayın. Bakın, ne diyordunuz? "Bu sistem koalisyonlara son verecek." Tam aksine -biz referandum tartışmalarında da söyledik, Anayasa Komisyonunda da söyledik- bu sistem seçim öncesi koalisyonları oluşturur; parlamenter sistemde seçim sonrası koalisyonlar oluşuyordu, göreceksiniz, bu sistem böyle giderse daha çok partili koalisyonlar bile olabilir. Bugün koalisyon yok mu? "Cumhur İttifakı" dediğimiz AK PARTİ ve MHP koalisyonu. Koalisyonlar bu sistemde de olur, sorun o değil zaten. Türkiye, 1995 ve 2001 anayasa değişiklerini hatırlayın, demokratikleşme yönündeki en önemli anayasa değişikliklerini yaptı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
MUHARREM ERKEK (Devamla) - Ama son dönemde Sayın Erdoğan diyor ki: "Ekonomide ve hukukta reform yapacağız." Peki, on sekiz yıldır bu millet size her istediğiniz yetkiyi verdi, niye yapmadınız? Bugüne kadar doğru bir şey yapmadınız mı? On sekiz yıldır tek başına yöneten bir iktidar on sekiz yılın sonunda "Ekonomi ve hukukta reform yapacağım." diyorsa ciddi bir sorun var demektir.
Samimiyetle şunu da arz edeyim: Kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde hukuk devleti yoktur. Hukuk devletinin olmadığı yerde hukuk reformu yapılamaz değerli milletvekilleri. Bu sistem ancak ve ancak "hukuk deformu" yapar, hukuk deformu. Bugün Anayasa Mahkemesi kararlarının Anayasa'nın açık hükmüne rağmen uygulanmadığı bir sistemde hukuk reformundan bahsedilebilir mi? Ama hiç kimse merak etmesin, bu memlekette tüm adaletsizlikleri adaletle ortadan kaldıracağız.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)