| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 25.11.2020 |
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 238 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 43'üncü maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, görüştüğümüz düzenlemede birkaç maddede daha var olan hukuku geriye yürütme meselesi 44 ve 45'inci meddeler bağlamında yer almaktadır. 44'üncü madde geriye yürümeyi engellerken 45'inci madde, coronavirüsün ekonomik zorlukları sebebiyle geçmişte alınmış bir teminatın iadesini sağlamaktadır. Kurumlar arasında geriye yürümeyen hukuk, bazı şirketlerin menfaatleri için geriye yürüyebilmiştir maalesef. "Teminat" kavramının varlığına ters olan bu düzenleme büyük kamu zararı yaratacak, işlerini zamanında tamamlayan şirketlereyse haksızlık ve adaletsizlik olacaktır. Ayrıca, maddede yer alan "kısmen ya da tamamen" ifadesiyse muğlaktır, adaletsizliklere açık bir düzenlemedir.
Değerli milletvekilleri, kayıp kaçak meselesi ve bu kayıpların ulusal çapta karşılanması hususu hâlen derin bir yara olarak karşımızda durmaktadır. Daha önce Genel Kurulda bu hususu ifade etmiştim. Devlet adına elektrik dağıtımı yapan firmaların sayaçların yüzde 86'sını okuyamadığını itiraf etmesi "O bölgede devlet yoktur." demektir. Şimdi bakıyoruz, VEDAŞ yani Van Gölü Elektrik Dağıtım Şirketinin 2020 yılı sonu kayıp kaçak tahmini yüzde 60'tır; DEDAŞ yani Dicle Elektrik Dağıtım Şirketinin 2020 yılı sonu kayıp kaçak tahmini yüzde 51'dir. Bunun hangi rakamlarla gerçekleşeceğini önümüzdeki yılın ilk aylarında tam olarak göreceğiz, ancak bu bir gerçektir. Bahsettiğimiz bu 2 dağıtım şirketinin kapsadığı bölgede, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde 10 şehrimiz vardır. Bu 10 şehrin nüfusunun yüzde 60'ı kaçak elektrik kullanan vatandaşlarımız mıdır? Asla değildir ama birileri devletten aldıkları ihalelerle elektrik dağıtım işini oturdukları yerden fatura kesmek, sayaç takmadan kayıp kaçak oranı açıklamak zannetmektedir. Memleketim Bitlis'te VEDAŞ'ın altyapı çalışmaları bulunmaktadır. Bu altyapı çalışması çoğu yerde bir zulme dönüşmüştür. Üç gün elektrik alamayan mahaller mevcuttur. 21'inci yüzyılda üç gün elektrik almaması bir şehir için ne demektir? Görüştüğümüzde ise "Bitlis için Van'dan araç bekliyoruz." cevabını almaktayız. Koskoca şirketin Bitlis'te bakım için kullanabilecek bir aracı yok mudur? Bölgedeki elektrik dağıtım şirketleri belli ki görevlerini yerine getirememektedirler, her şeyi devletten beklemektedirler. Jandarmayı alıp fatura tahsiline çalışmak iş değildir. Enerji Bakanlığımız bu konuda radikal kararlar almalı, gerekiyorsa yeniden kamulaştırmayı düşünmelidir.
Saygıdeğer milletvekilleri, bu kayıp kaçak istatistikleriyle birlikte bir başka istatistiği de karşılaştırmak istiyorum. VEDAŞ'ın kayıp kaçak hedefi yüzde 60 demiştik. VEDAŞ'ın kapsadığı iller Van, Muş, Bitlis ve Hakkâri'dir. TÜİK'in en son Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması bölgesel sonuçlarına göre en düşük olduğu bölgedeki şehirler de Van, Muş, Bitlis ve Hakkâri'dir. Bu bir tesadüf müdür? Bir tesadüf değil açıkça kalkınma faciasıdır. Ahlat'ta yapılan Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nü bölgenin kalkınmasına katkı sağlaması umuduyla desteklemiş bir milletvekiliyim. Konuyla alakalı "Umarım bu köşk devletin gözünün, gönlünün, kulağının, imkânlarının buraya çevrilmesine vesile olur."u her defasında dedim ancak halkın beklediği maalesef hiçbir şey olmadı. Ahlat'ın ve dolayısıyla bölgenin ihtişamlı saraylara değil işe, istihdama, kalkınmaya ihtiyacı vardır. İnsanımızın yüzlerce yıldır yaşadıkları topraklardan göç etmemesini sağlayacak, zorla, yok pahasına istimlak edilen topraklarını kurtaracak önlemlere ihtiyacı vardır. Kısacası bölge insanı yine yoksuldur, yine dertlidir, yine zordadır ve yine umutsuzdur. Doğu ve güneydoğunun kesin kalkınma projelerine ihtiyacı vardır.
Bu düşüncelerle teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)