Konu: | Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 22 |
Tarih: | 02.12.2020 |
SELMAN ÖZBOYACI (Konya) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'miz hakkında şahsım adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Hepinizin bildiği gibi, dünya bugün küresel çevre sorunlarıyla karşı karşıya ve bütün toplumlar gerek bireysel gerek toplumsal olarak bu sorunlara karşı çözüm arayışındalar. Biz de ülkemizin kaynaklarının daha verimli kullanılması, geleceğimize çok daha yaşanabilir bir çevre bırakmak adına var gücümüzle çalışıyoruz yasamanın üyeleri olarak.
Dünyada bugün şehirleşme oranı yüzde 54'lere ulaşmış durumda ve bunun otuz sene içerisinde yüzde 70'lere ulaşması bekleniyor. Yine, 1900 yılına göre bugün enerji kullanımı 3 kat artmış, ham madde kullanımı 2 kat artmış, dünya nüfusu ise tam 5 kat artmış. Bu rakamlara baktığımız zaman, biz aslında çevreyle ilgili ne kadar daha çok önemli projelere imza atarsak o kadar yol almış oluruz. Çok kritik olduğunu bir kez daha bu rakamlara bakarak görebiliyoruz. Bizim bugün görüşeceğimiz kanun teklifimiz de yine ülkemizin kaynaklarının verimli kullanımı anlamında, gelecek nesillere çok daha temiz bir çevre bırakmak anlamında çok çok önemli diye düşünüyorum.
Kanun teklifimiz aslında temelde üç kısma ayrılıyor: Birinci kısım, Türkiye Çevre Ajansının kurulmasıyla; ikinci kısım, 2872 sayılı Çevre Kanunu'nda yapılacak bazı değişikliklerle ve üçüncü kısım da bisiklet yolları ve e-skuterlerle ilgili düzenlemeler.
Türkiye Çevre Ajansı, amaç ve faaliyetlerine baktığınızda, aslında çok geniş bir kapsama oturuyor. Yani, çevrenin iyileştirilmesi, yeşil alanların korunması ve geliştirilmesi, sıfır atığın yaygınlaştırılması, hatta bilimsel çalışmalar yapmak, araştırma ve uygulama merkezleri kurmak, yine, gerekirse laboratuvarlar ve müzeler kurmak gibi çok geniş kapsamlı amaç ve faaliyetleri var bu Ajansın ama biz ilk etapta en önemli gördüğümüz "depozito yönetim sistemi"ni Ajansın gerçekleştirmesini, hayata geçirmesini istiyoruz, önemsiyoruz.
Bu depozito yönetim sistemi peki neden bu kadar önemli? Az önce de ifade ettim, WWF'nin bu konuda hazırladığı bir rapor var. Bakanlığımız, bu rapordan sonra, İstanbul Teknik Üniversitesinden hocalarla, İTÜNOVA vasıtasıyla bir buçuk yıldır üzerinde çalıştıkları bir proje geliştirdiler "Türkiye Depozito/İade Sistemi" adlı. Ben de on bir aydır bu çalışmanın bizzat içerisindeyim ve bu çalışmanın bize gösterdiği çok net veriler var. Yani Türkiye'de bugün, yılda 32 milyon ton katı atık üretiliyor ve bunların hacimce yüzde 25'i içecek ambalajları. Yani bizim kâğıt, metal, cam ve plastik içecek ambalajları, bugün yılda 20 milyar adet üretiliyor ve bütün katı atığın aslında hacimce yüzde 25'ini oluşturuyor. Buradaki temel mesele, neden Türkiye depozito yönetim sistemine ihtiyaç duyuyor? Biz geri dönüştürülebilir atıkları da aslında kendi arasında ayrı toplamalıyız. Biz karışık topladığımız zaman bunlardan yeterince nitelikli ürün elde edemiyoruz. Ama biz plastik atıkları, cam atıkları, metal atıkları ayrı ayrı toplasak hatta bunları atık hâline gelmeden ham madde gibi kullanabilsek çok daha etkin bir geri dönüşüm elde edeceğiz.
Bu sebeple biz, plastik şişelerin, cam şişelerin, metal kutuların, bütün içecek ambalajlarının ayrı toplanması için depozito yönetim sisteminin hayata geçirilmesini çok önemli görüyoruz. Sektörde çünkü yeniden plastik şişe üretimi için granür ithal edildiğini biliyoruz, cam şişe üretimi için kum ithal edildiğini biliyoruz. Ama biz cam kırığından ya da plastik şişe atığından, doğrudan bu şişeleri üretebiliriz ve burada 5 kat enerji masrafından kurtulmuş oluruz. Dolayısıyla, depozito yönetim sistemi vasıtasıyla biz 20 milyar adet içecek ambalajının üç sene içerisinde yüzde 90'ını geri dönüştürmeyi hedefliyoruz ve bu sayede enerjide ve ithalatta yapacağımız masraf azalmalarıyla Türkiye ekonomisine yılda 2 milyar lira katkı sağlamayı düşünüyoruz ve cari açıkta yarım milyar TL azalma öngörüyoruz.
Yine, kanunumuzun ikinci kısmı olarak belirttiğim Çevre Kanunu'ndaki değişikliklerden bahsedecek olursam, özellikle ilkeler kısmında biz çok önemli notlar düşmüş oluyoruz. Bunlardan bir tanesi sıfır atığın yaygınlaştırılması, bir diğeri iklim değişikliğiyle mücadele. Yine, motorlu veya elektrikli yani çevreci ulaşım araçlarının yaygınlaştırılması, bunların teşvik edilmesi ve çok önemsediğimiz, tek kullanımlık materyallerin azaltılması gibi ilkelere çok önemli noktalar koyuyoruz ve önümüzdeki dönemde bu noktada daha etkin çalışmalar yapılmasını arzu ediyoruz.
Yine, atık su yönetimleriyle alakalı, atık sularını çok daha etkin yönetebilmeleri için bu firmaların kendi aralarında kooperatifleşmesine müsaade ediyoruz. Bakın, şöyle bir problem var: Kaynağında ayrı toplanan bazı atıklar yerel yönetimler tarafından bazen bu vasıftan çıkarılabiliyor. Dolayısıyla burada biz kaynağında ayrı toplanan atıkların doğrudan geri dönüşüm tesislerine verilebilmesinin de önünü açıyoruz. Dolayısıyla burada üniversiteler, siteler, otel, restoran, kafe, AVM gibi yapılar kendi atıklarını kendi içerisinde ayrı toplayıp doğrudan dönüşüm tesislerine verebilecekler. Bunun da çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Yine, çevre izin ve lisansı olmayan bütün faaliyetler süresiz durdurulacak diyoruz. İdari para cezaları caydırıcılığı da artırmak anlamında oldukça artırılıyor. Türkiye'de bundan sonra herhangi bir yerde herhangi bir atıkla çevreyi kirletenlere bin lira ceza gelmiş olacak bu teklifimiz yasalaşırsa.
Atık motor yağları çok önemsediğim bir başlık. Türkiye'de yılda 400 bin ton motor yağı üretiliyor ve bunların 200 bin tonu yani yarısı atık hâle geliyor. Biz bu 200 bin ton atık motor yağının yalnızca 20 bin tonunu geri dönüştürebiliyoruz. 180 bin ton atık motor yağı bugün maalesef çevreye karışıyor ya da yakılıyor ve şunu da biliyoruz: Aslında bu atık motor yağlarından biz "kalıp yağ" dediğimiz, "gres yağı" dediğimiz baz yağlar elde edebiliyoruz. Bugün sektörde maalesef bu baz yağlar yurt dışından ithal edilebiliyor. Şimdi, biz bu yaptığımız düzenlemeyle, kanun teklifimizle beraber -inşallah yasalaşırsa- 180 bin ton atık motor yağını çevreye gitmekten kurtaracağız ve bunları geri dönüştürerek ekonomiye de katkı sağlamış olacağız.
Yine, Avrupa Birliği standartlarında bulunan çevre etiket sistemini de gönüllü şekilde Çevre Kanunu'na eklemiş oluyoruz.
Kanunun üçüncü kısmı çevreci ulaşım araçlarıyla alakalı, bisiklet yollarıyla ve e-skuterlerle alakalı bir kısım. Buraya ben hem bir Konya Milletvekili olarak hem de genç bir milletvekilli olarak çok önem verdiğimi burada ifade etmek istiyorum çünkü Konya bugün dünyada New York'tan sonra en uzun bisiklet yoluna sahip 2'nci şehir. Evet, yanlış duymadınız, 550 kilometre bisiklet yolu var Konya'da. Dolayısıyla biz bisiklet yollarının ne kadar önemli olduğunu bizzat biliyoruz.
Yine, Konya Büyükşehir Belediyesi, ulaşım ana planına bisiklet master planını ilk hazırlamış ve uygulamaya geçirmiş belediye. Dolayısıyla biz, karbon emisyonunun azaltılması anlamında bu bisiklet yollarının, çevreci ulaşım araçlarının ne kadar önemli olduğunu bildiğimiz için Karayollarına bisiklet yolları yapma ve gürültü bariyerleri yapma ödevleri veriyoruz. Yine, yerel yönetimlere, 30 büyükşehir belediyesine ulaşım ana planlarına bisiklet master planlarını da eklemeleriyle alakalı düzenleme getiriyoruz. Yine, bisiklet yolları ile normal araçların kullandığı yolların kesiştiği noktalarda geçiş üstünlüğünü e-skuterlere ve bisikletlere veriyoruz ve bisiklet yollarını araç ve yaya trafiğine kapatıyoruz trafik güvenliğini sağlamak adına.
Yine, genç bir milletvekili olarak gençlerin sıklıkla rağbet gösterdiği bu e-skuterlerle ilgili malum düzenlemeler yer alıyor. Aslında biz bu kanun teklifimizde bu elektrikli skuterleri bir yasal zemine oturtmuş oluyoruz, bir tanımlama yapıyoruz, diyoruz ki: E-skuterler 25 kilometre/saatten fazla hız yapamaz. Yine, kullanım yaşı 15 olarak belirlendi, sürücü belgesine ihtiyaç yok, trafik güvenliğinin sağlanması açısından bu da çok önemli. Yine, sadece kişisel yük taşınabilir ve tek kişi binebilir skutere, bunu böyle düzenledik. Bir de bu çevreci ulaşım araçlarının teşviki için, yaygınlaşması için bu skuter firmalarının yerel yönetimlere ödeyeceği işgal harçlarını en alt tarifeden belirleyip günlük 16 kuruş olarak belirledik ve biz inanıyoruz ki bu düzenlemelerle beraber bu ulaşım araçları yaygınlaşacak ve karbon emisyonu, sera gazı emisyonları, inşallah, daha da azalmış olacak.
Burada, tabii, bu Gazi Meclis çatısı altında ben inanıyorum ki bütün milletvekillerimiz çevreye duyarlı. Evet, daha önce de ifade edildi, çevre gerçekten siyasetüstü bir konudur. Bizim gelecek nesillerimize temiz bir çevre bırakmak, gerçekten, hepimizin duyarlılık göstermesi gereken bir hadisedir, bu konuda benim hiçbir şüphem yok. Bu konuda, biz daha önce çok önemli çalışmalar yaptık, "plastik poşet yasası" diye bilinen yasayla biz kişi başı yılda plastik poşet kullanımını yüzde 80 azaltarak 440'tan 90'a düşürmeyi başardık. Bunu hep beraber yaptık. Ben inanıyorum ki bugünkü kanun teklifimizle beraber yine çevremiz için, geleceğimiz için çok güzel bir adım atmış olacağız. Türkiye Çevre Ajansının kurulması, depozito yönetim sisteminin çok etkin bir şekilde çalışıp...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELMAN ÖZBOYACI (Devamla) - Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
SELMAN ÖZBOYACI (Devamla) - ...içecek ambalajlarının yüzde 90'ının geri dönüşümünün sağlanması, çevreci ulaşım araçlarının yaygınlaştırılmasıyla beraber geleceğe imza atacağımız çok güzel bir kanun teklifi getirdiğime inanıyorum.
Burada gerçekten Komisyon aşamasından hazırlık aşamasına, bütün hocalarımıza, ilgili STK'lere, çalışan ilgili bütün bürokratlarımıza, bütün milletvekillerimize, bilhassa Gaziantep Milletvekilimiz Sait Kirazoğlu'na çok teşekkür ediyorum. Bir de tabii 2001 yılından bu yana bütün yaptığımız çalışmalarda çevreci bakış açısıyla Türkiye'nin çevresini korumak için, geleceğini korumak için bütün projelerde imzası olan, büyük emeği olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a huzurlarınızda teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından akışlar)
"Derdimiz insan, derdimiz çevre, niyetimiz sıfır atık." diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)