GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:23
Tarih:03.12.2020

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 2'nci maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Kanun teklifinin bu maddesinde, kanunda geçen kavramların tanımları yapılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, mevcut iktidarın geçmiş uygulamaları çevre konusunda duyarlılığının hiç olmadığını gösteren sayısız örneklerle doludur. Türkiye'nin birçok bölgesinde çevre sorunları yaşanmakta, güzelim memleketimizde dağlarımız, yaylalarımız, ormanlarımız, derelerimiz, göllerimiz, denizlerimiz altın arama ve siyanürle ayrıştırma tesisleri, HES'ler, taş ocakları, deniz dolguları, çöp depolama adına yapılan tesisler nedeniyle tahrip edilmekte, cennet doğamız yaşanılır olmaktan çıkarılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, bu kürsüde fırsat buldukça, bölgemizde yaşanan çevre tahribatlarını dile getirmiştim. Sürmene Çamburnu'ndaki vahşi çöp depolamasını, Sera Gölü'ndeki çamurlaşmayı, Uzungöl'ü uzun havuza çeviren duvarı, Akçaabat'taki deniz dolgusu yolunu, Rize'de deniz doldurularak elde edilen alandaki büyük tehlikeyi, Artvin Cerattepe Hatila Vadisi'ndeki maden çalışmalarının bölgede oluşturduğu tahribatı, Giresun'un Çanakçı Deresi'nin 4 HES yetmemiş gibi üzerine kurulacak 5'inci HES'le yok edilmesini, Arhavi ilçemizde bulunan o güzelim Kamilet Vadisi'nin hidroelektrik santrali projesiyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu, Gümüşhane Dipsiz Göl'de yaşananları, Amasra Termik Santrali'ne karşı bölge halkının tepkilerini ifade etmiştim.

Değerli milletvekilleri, bugün de Ordu ilimiz Fatsa ilçemizde yaşanmakta olan bir çevre tahribatını gündeme getirmek istiyorum. Mavi ile yeşilin iç içe olduğu, tabii güzellikleriyle görenleri kendine hayran bırakan Fatsa hem Karadeniz'in kıyısındadır hem de doğal yer altı kaynakları açısından şanslı bir ilçemizdir. Ilıca kasabasında şifalı su, Elmaköy'de acı su bulunan; Kız Kulesi, Göreği Manastırı, Cıngırt Kaya, Gaga Gölü, çınar ve ulu ağaçlarıyla hafızalarımızda yer etmiş olan Fatsa, bugün toprağına, suyuna, deresine, denizine, balığına, fındığına, kısacası geleceğine sahip çıkma mücadelesi veriyor.

Değerli arkadaşlar, Fatsalılar ilçelerinde siyanürle altın ayrıştırması yapan şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini söylüyor, şirkete karşı tepkilerini açık açık ifade ediyorlar. Arkadaşlar, siyanürle altın ayrıştırması yapılacak tesisin kurulduğu bölge işte burası. Gördüğünüz gibi, yeşilimiz mahvedilmiş; denizden görülen Yukarıtepe köyü ve Bahçeler köyü -Fatsa'nın merkez köyleri- arasında kalan bir bölge, işte burayı mahvetmişler, fotoğraf her şeyi gösteriyor. Fatsalı hemşehrilerim diyorlar ki: "Siyanürle altın ayrıştırması yapan şirketin çalışmalarının doğaya verdiği zarar gün geçtikçe büyüyor. Sular zehirleniyor, toprak zehirleniyor, meyve ve sebzeler olumsuz etkileniyor." Fatsalılar diyorlar ki: "Fındığımız tehlike altındadır. Ormanlarımız kesiliyor, yaban yaşamı yok oluyor. ÇED dosyasında toprakların nerelere döküleceği belliyken köy yollarına dökülüyor."

Değerli arkadaşlar, Fatsa'nın, Fatsalı hemşehrilerimizin bu tepkilerini yüce Mecliste dile getirmek bizim görevimizdir. Buradan soruyorum: Bu şirketler yükümlülüklerini yerine getirmeme cesaretini kim ya da kimlerden alıyorlar? Kaz Dağı'ndan Artvin'e kadar güzel ülkemizin her tarafında maden şirketlerinin, HES şirketlerinin, taş ocağı şirketlerinin, yaşam alanlarını ve doğayı yok eden çalışmalarını gördük, görmeye de devam ediyoruz.

Toprağımıza, suyumuza, ormanımıza, tarım alanlarımıza hep birlikte sahip çıkalım diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)