GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:23
Tarih:03.12.2020

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bir çevre yasası ve yine bir torba yasa.

Değerli arkadaşlar, AKP hükûmetlerinin on sekiz yıllık icraatı; tıpkı her alanda olduğu gibi, AKP hükûmetleri çevreye, doğaya, tarihî zenginliklere rant anlayışıyla yaklaşmış ve çevre tahribata uğramıştır. Bu anlayışla düzenlenen çevre yasasının halka bir yarar getirmeyeceğini burada belirtmek istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, sözü, buradan başka bir alana getireceğim, bu son günlerde çok konuşulan hukuk ve ekonomide yapılacak olan reforma getirmek istiyorum. Reform, düzeltme anlamında kullanılan bir kelime. Bir bakalım, bu iktidar gerçekten neyi düzeltecek? Şöyle, hep beraber bir bakalım. Bu iktidar, ülkeyi asker ve polis devleti hâline getirdi, bunu mu düzeltecek bu reformlar? Bu iktidar, demokrasi sokakta rafa kaldırıldı, bunu mu düzeltecek? Bu iktidar, yargıya açıkça müdahale ediliyor, yargı baskı altındadır, bunu mu düzeltecek? Toplumda ırkçılık hortlatıldı, bunu mu düzeltecek? Yargıya sızmış, soruşturmaları yönlendiren çeşitli çevrelerin etkisini mi kırdıracak ve bunu mu düzeltecek? Bu üçlünün, özellikle Soylu, Ağar ve Perinçek üçlüsünün yargı üzerinde olan etkinliğini mi kaldıracak? Bunların hepsine şöyle bir baktığımız zaman hiçbirinin mümkün olmayacağını belirtmek istiyorum değerli arkadaşlar.

Bakın, Cumhurbaşkanı "Hukuk ve ekonomide reform." dedi, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül "Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun." dedi; gerçekten de kıyametler koptu, neler olmadı ki Türkiye'de. Bülent Arınç istifa etmek zorunda kaldı. Bakın, bunlara karşı mafya ayağa kalktı, ana muhalefet lideri açıktan tehdit edildi, adalet suspus, harekete geçen yok. Erdoğan "reform" dedi, sokaklardaki insanlar başımıza bir felaket gelecek diye evlerine kaçtılar, kepenklerini kapattılar ve ciddi bir şeklide tedirginlik başladı toplumda. Peki, bunlara örnek mi istiyorsunuz? Değerli arkadaşlar, halk ışıklarını kapattı, ışıklarını. Bakın, özellikle bizim partimiz ve muhalifler 11 Kasımdan bu yana ciddi bir şekilde bir müdahaleyle karşı karşıya kaldı. Her gün operasyonlar; bakın, bine yakın insan gözaltına alındı. Gözaltına alma olayları devam ediyor. Diyarbakır, Batman, Bingöl, Dersim, Siirt'te 11 Kasımdan bu yana yaklaşık olarak 155 kişi gözaltına alındı, 7 tutuklama var. 16-20 Kasımda Diyarbakır'da DTK'ye yönelik, avukatlar, gazeteciler olmak üzere 101 kişi gözaltına alındı. 23-24 Kasımda Diyarbakır'da 75 gözaltı ve 5 tutuklama var. 27 Kasımda Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu gözaltına alındı, Batman'da 15 kişi gözaltına alındı. Van'da, Erzurum'da, Bitlis'te 25 gözaltı, 2 tutuklama var. Onlarca gazeteci tutuklandı. İstanbul, Kocaeli, Bursa'da avukat, siyasetçi ve hak talebinde bulunan işçiler olmak üzere toplam 171 kişi gözaltına alındı. 24 Kasımda 109 BİRLEŞİK METAL işçisi hak arayışında olduğu için gözaltına alındı. 25 Kasımda Bursa'da 3 avukat gözaltına alındı. 26 Kasımda İstanbul'da 20; 27 Kasımda Mardin'de 11 kişi; 27 Kasımda Şırnak'ta 14 kişi; Adana, Mersin'de 15 kişi; Ankara, İzmir'de 24 kişi; 1 Aralıkta Şırnak'ta 17 kişi gözaltına alındı.

Değerli arkadaşlar, bu gözaltılar devam ediyor. Bakın, sayınca insanların nefesi bile yetmiyor, nefesimiz yetmiyor. Bakın, peki sizlere soruyorum, iktidarın özellikle bu "reform" dedikleri şey, halk bundan ne anlıyor? Halk bundan kaygılanıyor, halk kaygı duyuyor, halk mevcut olan kepengini kapatıyor, halk sokaktan evine geçiyor ve bu şekilde bir müdahaleyle karşı karşıya kalacağını anlıyor bu halk bundan. Dolayısıyla sizin "reform" diye getirebileceğiniz ve bu halka sunabileceğiniz hiçbir iyiliğiniz kalmamış, bu yönde de reform yapacak gücünüz de kalmamıştır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)