GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:26
Tarih:09.12.2020

CHP GRUBU ADINA ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; adaletin bütçesini konuşuyoruz ama sayenizde bu güzel ülkede ne adalet kaldı, ne hukuk. Zaten yargının başına ne geldiyse 12 Eylüllerde geldi. Yargı 12 Eylül askerî darbesiyle nasıl vesayet altına alındıysa 12 Eylül referandumunda da yatağa bağlı bir hasta hâline getirildi. Bakınız, 2010 yılının Şubat ayında bir anket yapılıyor, yargıya güven burada yüzde 65 çıkıyor, 2010 referandumundan sonra 22 Kasım 2012'de yapılan aynı mahiyette bir ankette yargıya güven sadece yüzde 5, şimdi Merkez Bankasının rezervleri gibi maalesef ekside. Bugün böyle bir gerçeklik varken ben meslektaşlarım olan değerli hukukçu AKP milletvekillerini anlayamıyorum. Ortada hukukçu olmayan insanların, hatta çocukların dahi kolaylıkla kavrayabileceği karanlık bir tablo varken niye susuyorsunuz arkadaşlar, kafanızı niye kuma gömüyorsunuz? Siz milletin vekilisiniz, lütfen müdahale edin.

Bakın, yargı bugün saraya bağlanmıştır, kendi başına karar vermemesi istenmektedir, kendi başına karar verememektedir. Bazı başsavcılar adalet isteyenlere başsavmacı, iktidarın çuvalladığı işlerde ise başsıvamacı oldu. Hâkimler derseniz bazıları sadece iktidarın ne istediğine hâkimler, gözleri kulakları sarayda.

Değerli milletvekilleri, adalet mülkün temelidir. Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin devlet olarak devamından söz edilemez. Siz ne yaptınız? Sayenizde vatandaşta "Adalet mülkün değil; malın, mülkün temeli." görüşü hâkim olmaya başladı. Böyle giderse ülkeyi mafyaya teslim edeceksiniz dedik, dinlemediniz. Ne oldu? Mafya kendini devlet olarak görmeye başladı. (CHP sıralarından alkışlar) Mafya artığının biri, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu tehdit etti, hiçbiriniz kınayamadınız, üstüne bir de iktidarın küçük ortağı ona sahip çıktı. Bu yetmedi, Aydın'ın Kuşadası ilçesinde bir vatandaş mafya artığına hakaret ettiği için önce gözaltına alındı, ondan sonra tutuklandı. Bundan hiç utanmadınız mı? (CHP sıralarından alkışlar)

Aslında bugün adaletin iki temel sorunu vardır: Biri yargıya hükmetmeye çalışan saray, diğeri saray karşısında el pençe duran birtakım bazı hâkimler. Adalet reformu gündemde. Sayın Adalet Bakanının niyetinden şüphemiz yok ama hâkimler ve yargı tarafsız ve bağımsız olmadan, hâkimler liyakatli olmadan seçilmeden boşuna reform yapmayın, hiçbir şey düzelmez, değişmez, değişmeyecek.

Değerli milletvekilleri, ben bir milletvekili olarak, bu elimde tuttuğum Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na sadakatten ayrılmayacağıma ve bağlı kalacağıma yemin ettim. "Buna uymayacağım." diyebilir miyim? Ne ben, ne siz demezsiniz ama kendini Anayasa'nın üstünde gören, Anayasa'ya bağımlılık yemini eden bir hâkim Akın Gürlek ne yaptı? "Ben Anayasa Mahkemesinin kararını tanımıyorum." dedi, Anayasa'yı açıkça ihlal etti, ona ne yaptınız? Hâlen görevde. Anayasa Mahkemesinin kararını tanımayan Akın Gürlek yeni Zekeriya Öz olma yolunda. FETÖ'nün sözünden çıkmayan Zekeriya Öz'e zırhlı arabasını veren Sayın Cumhurbaşkanı sanıyoruz bu adama da zırhlı bir uçak verir, nasıl olsa sarayda uçaklar çok.

Sayın milletvekilleri, kendi atadığınız FETÖ'cü hâkimler, şanlı ordumuza tuzaklar ve kumpaslar kurup 15 Temmuz hain darbe girişiminin yollarını döşediler. General yaptığınız vatan hainleri askerî darbe yapmaya kalktılar ama siz hâlâ bunlardan tek bir ders almadınız, kandırıldınız ama bari bir ders alın. Bakın, dedik ki: "Liyakati getirin, yargıda yandaşlık, tarikat, cemaat olmaz." Siz ne yaptınız? AKP il ve ilçe teşkilatlarında çalışan avukatları hâkim ve savcı yaptınız. Çeşitli tarikat, cemaat ve odaklardan hâkim ve savcı aldınız. Sorarım size: 15 Temmuzdan sonra ihraç edilen FETÖ'cü, alçak hâkim ve savcıların yerine mesleğe alelacele aldığınız hâkim ve savcılar içinde AKP teşkilatlarından tarikat, cemaat, dernek ve benzeri gerici oluşumlardan referansı olmayan bir tek kişi var mı? Bunu çıkın açıklayın! (CHP sıralarından alkışlar) Bu aldığınız liyakati şüpheli bir kısım hâkim ve savcılar duruşma yapamıyor, karar veremiyor, karar yazamıyor. Vatandaşsa adalete susamış bir şekilde beyhude bekliyor. İşte sizin eseriniz bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Antmen.

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bir de dünyada olmayan bir garabete imza attınız. FETÖ'cülerin getirdiği, FETÖ'cü projesi olan bir çoklu baro garabetini Türkiye'ye layık gördünüz. Bütün baro başkanları, bütün avukatlar karşı çıktı ama siz bunu kanunlaştırdınız, ne oldu? Baskıyla, zorla, tehditle baro kurdurmaya çalışıyorsunuz, başaramıyorsunuz; olmadı, olmayacak.

Son söz: Mensubu olmaktan ve Baro Başkanlığını yapmaktan onur duyduğum Mersin Barosu eski Başkanı olarak söylüyorum: Barolar dimdik ayakta, hukuka, kadınlara, gençlere, çocuklara ve en önemlisi insan haklarına sahip çıkmaya devam edecekler ve size rağmen sahip de çıkacaklar.

Teşekkür ediyorum, her birinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)