| Konu: | SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 08.01.2013 |
AK PARTİ GRUBU ADINA VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında 370 sıra sayılı Kanun Tasarısı'yla ilgili AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce, dün Zonguldak'ta yaşanan elim kazada şehit olan çalışanlarımıza rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum, yaralılara da acil şifalar temenni ediyorum.
Bugün, Sosyal Güvenlik Kurumuyla ilgili, özellikle onu ilgilendiren bir yasayla karşınızdayız. Sosyal Güvenlik Kurumu, hepinizin bildiği gibi, 18 milyon 500 bin fiilî çalışanın -ki bunlarda Sosyal Sigortalar, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı mevcut- yanında 10 milyon 400 bine yakın da emekliye hizmet veren bir kurum. Bugün, merkezî yönetim bütçesinin yarısına varan bir bütçesi olan bir kurum ve bütçesini merkezî bütçenin dışında burada görüşüyoruz. Hatırladığınız gibi 181 milyar lira civarında bir emekli maaşı giderlerimiz var yıllık ve 181 milyar lira genel bütçemizin yarısı. Bununla birlikte prim gelirlerimize baktığımız zaman maalesef bunun altında ve aradaki farkı hazine karşılıyor. Bugün, hazinenin bütçe transferleriyle beraber diğer açık finansmanı ve devlet katkısıyla birlikte 73 milyar lira her yıl?
İZZET ÇETİN (Ankara) - Maaşları biraz daha düşürün açık kapanır!
VEDAT DEMİRÖZ (Devamla) - 2013 yılında maalesef toplayacağımız 370 milyar lira gelirin yüzde 20'sini bu kurumun bütçesine aktarıyoruz. Böyle kocaman, devasa bir kurum. Yıllarca problemleri olmuş birkaç defa kanunlar çıkmış ama milat yaratılamamış. Milat olmayınca eskiden kalan milyonlarca kişiyle yeni kanunlara intibak yapmak zorunluluğunda bir hayli problemler oluşmuş. Bunlar kolay değil, 18,5 milyon kişinin sigorta primleriyle biz 10 milyon kişiye maaş ödüyoruz. Yani her bir kişi için 1,8 kişinin primiyle 1 kişiye maaş ödemeye çalışıyoruz. Avrupa'da bu ortalama 4, bizde maalesef 1,8. Biz de bunu ne zaman ki aynı seviyeye, aldığımız primlerle birlikte bu maaşları istediğimiz seviyeye çekebilirsek -ve bu hedefimiz inşallah 2023- burada göğsümüzü gere gere hepimiz? Emekli maaşımız gerçekten eksik ama bunun yanında işverenin ödediği primler de fazla. Hem emekliler memnun değil maalesef, hem işverenler memnun değil ama bu, yıllar öncesinde, 1980 öncesinde yapılan köklü değişiklik ve 1990 sonrasında yapılan köklü değişikliklerin oy uğruna heba edilmesi ve bu sistemin, sosyal güvenlik sisteminin, maalesef çökertilmesinden ileri gelmiştir.
En son bir çatı altında bunları toplamaya çalıştık ama maalesef Anayasa Mahkemesinin kararıyla Emekli Sandığını sanki bir ayrıcalık varmış gibi bir kenara çekince istenen olay gerçekleşmedi ve maalesef şimdi, Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar ve BAĞ-KUR farklı işlemler, farklı rakamlar arasında ödemeler yapıyor ve eşitlik sağlanamıyor.
Benim burada değinmek istediğim, bu 18,5 milyon çalışan ve 10 milyon 400 bin emekliyle ilgili çalışma hayatında birtakım eksiklikler, yanlışlıklar, bazı uyarlamalar söz konusu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - 10 milyon kişi kaç kişiye bakıyor Sayın Demiröz?.
VEDAT DEMİRÖZ (Devamla) - 75 milyonu ilgilendiren bir kamu kurumu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - 10 milyon kişi kaç kişiye bakıyor?
VEDAT DEMİRÖZ (Devamla) - Bakıyor. Maalesef o da var ama işte, diyorum biraz?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - 40 milyon kişiye bakıyor 10 milyon kişi.
VEDAT DEMİRÖZ (Devamla) - Hepsini bu son on yıla yıkmak mümkün değil, bu, ta kuruluşundan beri gelen bir sıkıntı, hepimiz bunu birlikte aşacağız inşallah.
Bu kanun tasarısı, yaklaşık 4 milyon 400 bin vatandaşımızı ilgilendirmekte olup yasalaşması durumunda kurumun ve vatandaşlarımızın birçok sorununu gidermiş olacaktır. Ben bunu belirttikten sonra kısaca maddelere değinerek geçeceğim.
Tasarının 1'inci maddesinde, iş ve meslek danışmanlığı alım sürecinde idari yargıda açılan davalar neticesinde ortaya çıkan bir kısım hukuki sorunların giderilmesi amacıyla düzenleme yapılmıştır ve bu, 1.340 kişiyi ilgilendirmektedir.
Emekli olduktan sonra kamuya ait veya kamu ortaklığı bulunan bir işte çalışanların aylıklarının kesilmesi gerekmektedir. Tasarının 2'nci maddesiyle yapılan düzenlemeyle, kesilmesi gereken aylıkların tekrar başlatılması için gerekli olan yazılı talep şartı kaldırılmakta, bu şekilde, kamuda işe başlama tarihi ile yazılı talep tarihi arasındaki aylığın değil, sadece kamuda fiilî olarak çalışılan döneme ait aylığın kesilmesi ve borç çıkarılması sağlanacaktır.
Tasarının 3'üncü maddesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunda esnafların da temsil edilmesini sağlamak için Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Kurulunun yapısında değişiklik yapılmaktadır.
Tasarının 4'üncü maddesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunda esnafların da temsil edilmesi sağlanmakta, buna paralel olarak atanmış ve seçilmiş üye dengesini sağlamak için kurumun bir başkan yardımcısı da yönetime alınmaktadır. Ayrıca kanun hükmünde kararnameler ile isim değişikliği olan bakanlıkların isim güncellemesi yapılmıştır.
Tasarının 5'inci maddesiyle Sosyal Güvenlik Kurumunun personel ihtiyacıyla ilgili düzenleme yapılmıştır. Şu anda 32 bin kadrosu bulunmakta ancak bunun sadece 25 binini kullanabilmekte, diğer kadrolarını ise kullanmamaktadır. Yapılan düzenlemeyle kadrolar kullanılabilir hâle gelmekte ve Sosyal Güvenlik Kurumuna ait 3.970 kadroyu kullanma imkânı verilmektedir. Ancak, 32 bin olan kadro sayısında bir artış olmayacaktır.
Tasarının 6'ncı maddesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunda esnafların da temsil edilmesi için yapılan değişikliğin altı ay içinde yapılacak olağanüstü genel kurulda hayata geçirilmesi sağlanacaktır.
Tasarının 7'nci maddesiyle ana ve babaları üzerinden sağlık yardımı ve yetim aylığı alan erkek çocukların liseyi bitirdikleri tarihten itibaren yüz yirmi gün daha sağlık hizmetlerinden faydalanması sağlanacaktır. Bu şekilde liseyi bitirip üniversiteyi kazanan erkek çocukların haziran-ekim ayı arasında gelir testine girmeden sağlıktan faydalanmaları sağlanarak yaşanan mağduriyetler önlenecektir. 2012 yılı içinde bu kapsamda 406 bin kişi tescil edilmiştir. Bu madde, 1 Haziran 2012'den itibaren yürürlüğe girecek ve bu yılı da kapsayacaktır.
Tasarının 8'inci maddesiyle İstiklal Savaşı, Kore ve Kıbrıs gazileri ve eşleri, güvenlik ve asayiş görevleri nedeniyle vazife malulü olanlar ve hak sahipleri ile harp malulü olanlar ve bunların hak sahiplerinin özel hastanelerden fark ödemeden yararlanmaları için gerekli olan kamu hastanelerinden sevk şartı kaldırılacaktır. Değişiklikten önce, doğrudan, sevksiz özel hastaneye gidilmesi durumunda fark ödenmesi gerekmekteydi.
Tasarının 9'uncu maddesiyle esnaf ve tarım BAĞ-KUR'lularının BAĞ-KUR'a ilk defa kayıt oldukları tarihteki basamaklarının esas alınması sağlanacaktır. Bu şekilde, ilk kayıttan önce Sosyal Sigortalar Kurumu veya Emekli Sandığı çalışmaları olanların başlangıç basamağının değişmesi ve sigortalılarımıza emeklilik aşamasında sürpriz borçlar çıkması önlenecektir. Zaten, 2008 yılında basamaklar kaldırılmıştır ve bu tarihten önce kişiler 12'nci basamağa kadar istedikleri basamaktan başlama hakkına sahiptir. Ayrıca, 12'nci basamağa kadar kişi talepte bulunmasa bile basamaklar kendiliğinden her yıl artırılmaktadır. Burada herhangi bir hak kaybı olmaması için maddenin yürürlük tarihi ileri alınarak dosyaların incelenmesi sağlanacaktır. Yürürlük tarihi 1 Eylül 2013 olarak düşünülmüştür.
Tasarının 10'uncu maddesiyle kendi sigortalılığı bulunduğu hâlde ana baba veya çocuğu üzerinden sağlık hizmetlerinden yararlanmış olanlara 2012 Ocak ayına kadar çıkarılan veya çıkarılacak sağlık harcamalarına ilişkin borçlar affedilmektedir. Bu kapsamda, özellikle 4/B sigortalılarından prim borcu nedeniyle yani BAĞ-KUR'lulardan prim borcu nedeniyle sağlıktan yararlanamayacak olup da başka bir yakını üzerinden sağlık yardımını alanlar bulunmaktadır. 2012 Ocak ayında Sosyal Güvenlik Kurumunun Sağlık Provizyon ve Aktivasyon Sistemi -kısaca SPAS diyoruz- devreye girdiğinden, bu tarihten sonra artık bütün sistemler karşılıklı birbirini gördüğü için bu şekilde başkasının üzerinden yararlanma olmayacaktır. Madde kapsamında yaklaşık 100 bin kişi bulunup çıkarılan toplam borç 92 milyon liradır.
Tasarının 11'inci maddesiyle Sosyal Sigortalar Kurumu, BAĞ-KUR, Emekli Sandığından emekli olup da ticari faaliyet yürütmesi nedeniyle ödenmesi gereken sosyal güvenlik destekleme priminin -ki, bu aylıklardan yüzde 15, bir de kısıtlama var en yüksek BAĞ-KUR maaşının yüzde 15'i kadar- 6111 sayılı Kanun'a göre yeniden yapılandırılması sağlanacaktır. Bu kapsamda, 234 bin kişi yararlanacak ve 1,5 milyar liralık prim yapılandırılacaktır.
Tasarının 12'nci maddesiyle, Sosyal Sigortalar Kurumu, BAĞ-KUR, Emekli Sandığından emekli olduktan sonra kamuya ait bir işte çalıştığı için aylıklarının kesilmesi gerekenlerden bildirim yapılmadığı için aylıkları ödenmeye devam eden ve bu durumu sonradan tespit edilerek borç çıkarılan aylıkların 6111 sayılı Kanun'a göre yeniden yapılandırılması sağlanacaktır.
Tasarının 13 ve 14'üncü maddesiyle bundan sonra, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Başkanlığı uzmanlığına ilk girişte yabancı dil şartının yerine getirilmesi şartı aranacaktır. Düzenlemeden önce uzman olarak işe başlayanlara ise yabancı dil şartını yerine getirmeleri için bir yıl ilave süre verilmektedir. Bu kapsamda 653 kişi bundan faydalanacaktır.
Tasarının 15'inci maddesiyle Temmuz 2009 istatistiklerinde toplu iş sözleşmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yapılan yetki tespit başvurularında aranan yüzde 10 iş kolu barajını aşan işçi sendikalarının 6356 sayılı Kanun'un yürürlük tarihi olan 7 Kasım 2012 tarihinden sonraki başvurularının anılan kanunun 41'inci maddesinde yer alan iş yeri ve işletme çoğunluğu şartlarına göre sonuçlandırılması amaçlanmıştır.
Tasarının 16'ncı maddesi yürürlük maddesini düzenlemektedir. Lise öğrencilerinin sağlıktan yüz yirmi gün daha yararlanmasını düzenleyen madde, bu yılı da kapsaması için 1 Haziran 2012 tarihinde, BAĞ-KUR'luların basamak tespiti maddesi ise herhangi bir hak kaybına meydan vermemek için 1 Eylül 2013 tarihinde, diğer maddeleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir.
Benim şahsi olarak bu kanunun içerisine girmesini düşündüğüm birkaç maddeden söz edeceğim. Öncelikle, 24 Haziran 1995 tarihli ve 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 24'üncü maddesinde yer alan "İşçi buluşlarıyla ilgili bedel tarifesi ve uyuşmazlık hâlinde izlenecek tahkim usulü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından işveren ve işçilerin en yüksek meslek kuruluşlarının görüşleri alındıktan sonra bu kanun hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktaydı ancak bu yönetmelik bugüne kadar çıkarılamadı, bu yönetmeliğin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından çıkarılmasının daha uygun olacağı değerlendirilmiş ve bu yönde düzenleme yapılmasının uygun olacağı kanaatindeyim.
İkinci bir husus: 6331 sayılı Kanun'un 38'inci maddesinin kamu kurumlarında uygulanması için öngörülen iki senelik geçiş süresiyle ilgili olarak 4857 sayılı Kanun'a göre 50'den fazla işçi çalıştıran kamu kurumlarında hâlen yürütülen iş sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin devamlılığının sağlanmasına yönelik düzenleme yapılmalıdır. Maalesef şu anda yanlış anlaşılma var, 50'den fazla çalışanların da aynı hüküm altında olduğu gibi bir kanaat oluşmakta, bunun da bir an önce değiştirilmesi gerekiyor.
Bir başka konu da, 20 Haziran 2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu'nun 15'inci maddesi kapsamında sağlık gözetiminin sağlanması için kısmi süreli çalışmakta olan iş yeri hekimlerinin işe giriş raporu verebilmesine yönelik düzenleme yapılmalıdır. Şu anda part-time çalışan iş yeri hekimleri maalesef işe giriş raporu verememekteler, bunun da mutlaka bu kanun kapsamına alınmasını önermekteyiz.
En önemli konu, şu anda kısa vadeli sigorta kolları prim oranının sabitlenmesi konusunda bir görüşümüz var. Şu anda 1 ile 12 arasında iş yerleri, iş kazaları, meslek hastalıkları tehlikesine göre sınıflandırılmakta ve bu tehlike derecelerinin yarısına yarım puan eklenmek suretiyle, 1 ila 6,5 arasında kısa vadeli sigorta kolları primi tahsil edilmektedir.
Ülkemizde kısa vadeli sigorta kolları uygulaması, 506 sayılı Kanun'da yer alan iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigorta kollarının birleştirilerek tekleştirilmesi şeklinde, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 2008 yılı Ekim ayı başından bu yana uygulanmaktadır.
Kısa vadeli sigorta kolları primi, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre tespit edilir. Bu işlemlere ait usul ve esaslar 5510 sayılı Kanun'un 83 ve 84'üncü maddesinde belirtilmiştir.
İş yerinin ilk tescilinde, alınacak kısa vadeli sigorta primini belirleyen iş kolu kodu verilmektedir. İş yerinden alınacak kısa vadeli sigorta priminin yapılan işe uygun olmadığı veya iş yerinde yapılan işin niteliğinin değişmesi, mesela elektrik malzemesi satışı iken tesisatçılığa da başlanmasıyla alınması gereken prim oranının da değişmesi gibi durumlar için işverenlere bildirim yükümlülüğü getirilmiştir. İşverence yükümlülüğün yerine getirmemesi hâlinde uygulanacak prosedürler ile ilk tescil, kısa vadeli sigorta pirimi oranına itiraz hususları Sosyal Güvenlik Kurumu, Bakanlık, hatta yargı sürecine girmektedir.
Bugün ülkemizde 1 ila 6,5 arasında uygulanan kısa vadeli sigorta pirim oranının yüzde 2 veya yüzde 2,5 gibi sabitlenmesi hem kamuya hem işverenlerimize ciddi kolaylıklar sağlayacaktır. Bunun sağlayacağı avantajları kısaca özetlersek:
Avrupa Birliğinde uygulanan kod sistemine -ki buna altılı kod diyoruz- uygunluğu sağlanacak.
Ağır sanayi ve üretim sanayisinin teşvik edilmesi -sigorta başına bu, ağır sanayide 42 liralık bir indirim demektir- iş kolu kodu denetimine giden emek ve zamanın kayıt dışı istihdamla mücadelede kullanılması daha verimli sonuçlar sağlayacaktır.
Bürokrasinin azaltılması sağlanacak, muhtasar beyanname ile aylık pirim ve hizmet belgesinin birleştirilmesi sağlanacaktır.
Her işveren tek bir iş yeri sicil numarası ve tek bir e-bildirge şifresi alacaktır. İşverenlerce yapılacak muvazaalı bildirimlerin önüne geçilmesi? Düşük kısa vadeli sigorta pirimi oranı olan iş yerinden bildirim yapılmaktadır. Üretimde çalışan büro iş yerinden bildirilmektedir.
Kamunun denetim kapasitesinin yıllık işverenler için ancak yüzde 3 olduğunu düşünürsek bu kısa vadeli sigorta primlerinin tek oranlı olarak alınmasının uygun olacağı ve kurumu rahatlatacağını söylemek mümkün. Şu anda Avrupa ülkelerinden -isimlerini saymayacağım- bir hayli sabit oranlı, genelde sabit oranlı var. Bir kısmı da zaten toplu pirim oranında tahsil ediliyor, içinde tahsil ediliyor. Bunun da, kurumun işlerini, iş kapasitesini azaltacağını ve bazı problemleri ortadan kaldıracağını, hazineye de hiç yük getirmeyeceğini ifade ediyorum.
Hepinize ve çalışanlarımıza, iş hayatımıza bu kanunun hayırlı olması temennisiyle saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Demiröz.