GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:49
Tarih:08.01.2013

ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde şahsım adına görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Hepimizin bildiği gibi, kanun tasarısı 6/12/2012 günü Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmiş, Komisyonun tasarının alt komisyonda görüşülmesini kararlaştırması üzerine, alt komisyon 9/12/2012 tarihinde toplanmıştır. Alt komisyonda muhalefet önerileri dikkate alınmadığı gibi, şerh düşülmesine bile fırsat verilmeden tasarı metni hâline getirilerek komisyona sunulmuştur. 10/12/2012 günü, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın görüşmelerine başlanmıştır. Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri 11/12/2012 tarihinde acele olarak toplantıya çağrılmış; tasarı, aynı mahiyette verilen kanun teklifleri ve muhalefetin verdiği önergeler yine dikkate alınmadan, özensiz ve yasa yapma tekniğine uygun olmayan biçimde, yeni hatalara yol açabilecek içerikte olmasına rağmen, Adalet ve Kalkınma Partisi çoğunluğunca kabul edilerek komisyon metni hâline dönüştürülmüştür.

Değerli milletvekilleri, bu yasa tasarısı, olumlu yönleri bulunmakla beraber, insanlarımız için külfet oluşturacak yeni düzenlemeleri beraberinde getirmiştir. Tasarı incelendiğinde, özellikle lise öğrenimini tamamlamış olan ancak eğitimine devam etmek isteyen ve üniversite sınavlarında başarısızlık gösteren 18 yaşını dolduran erkek çocukları için fırsat ayrılığı oluşumunu yasallaştırmaktadır. Ailelerine gelir tespiti yaptırarak sağlık hizmetinden yararlanmalarında bütçelerine ek yük getirmektedir. Gazi ve şehit yakınlarına, özel hastanelerden sevk zinciri olmadan, fark ödemeden yararlanma imkânının sağlanmış olması olumlu bir düzenlemedir.

Lise öğreniminin bitiminden itibaren yüz yirmi günlük süreyle sağlık hizmetlerinden yararlanılmasını sağlamak da olumlu bir düzenlemedir. Ancak, gençlerin 25 yaşını dolduruncaya kadar sağlık hizmetinden yararlanmasına yönelik verdiğimiz önerimizin reddedilmesi kabul edilebilir değildir. Üniversite sınavını sonraki yıllarda kazanan gençler açısından sorun çözülmemiştir. Gençlerin bir işe giremeden sağlık sigortası primine muhatap kalmaları doğru değildir. Bununla birlikte, üniversiteye giren ya da giremeyen herkesin ayrım yapılmaksızın 25 yaşını dolduruncaya kadar sağlık hizmetlerinden yararlanmasının temini daha hakkaniyetli olacaktır.

Asli olarak hak etmediği bir kapsamda sağlık hizmeti alan sigortalı ya da bakmakla yükümlü olunan kişilere çıkarılan borçların alınmaması da olumlu bir düzenlemedir. Emekli aylığı alan esnafın sosyal güvenlik destek prim borçlarının yapılandırılması olumlu bir düzenleme olarak değerlendirilmekle beraber, Milliyetçi Hareket Partisi olarak emekli veya yaşlılık aylığı alan esnaf ve sanatkârın sosyal güvenlik destek primi ödemesine ilişkin uygulamanın tümüyle kaldırılması gerektiği görüşündeyiz. Komisyona  sunulan gerek bu görüşümüz gerekse prim borçlarının da yapılandırma kapsamına alınması önerimiz kabul görmemiştir.

Emekli iken kamuya ait birimlerde çalışması nedeniyle emekli aylığı kesilmesi gerekenlere ödenen aylıklardan doğan borçların yapılandırılması da olumlu bir düzenleme olmakla beraber içinde bulunduğumuz bilgi çağında kurumun programlarının böylesi durumlara meydan vermemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu tür durumlarla tekrar karşılaşılmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Yine, bu tasarıda basın çalışanlarının gasbedilen yıpranma payı haklarının iadesi teklifimiz kabul edilmemiştir oysa bu düzenleme yapılabilirdi diye düşünüyorum.

Sözleşmelilere kadro verilmesi, seçim meydanlarında verilen önemli sözlerden biri olmasına rağmen özellikle il özel idareleri ve belediyeler başta olmak üzere birçok kamu kuruluşundaki sözleşmeli personel ve 4/C mağdurları kadroya alınmamıştır. 5510 sayılı Kanun'a göre çırak ve stajyer öğrenci olarak çalışanlar bir taraftan sigortalı sayılırken, çırak ve stajyer olarak çalışmaya başladıkları tarih sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilirken diğer taraftan da bu hakların sadece kısa vadeli sigorta kollarıyla sınırlı tutulması eşitsizliğe ve mağduriyete neden olacaktır.

Emekli çalışanlardan sosyal güvenlik destek primi kesilmesindeki amaç, iş gücüne katılması beklenen gençlerin önünün açılmasıdır oysa esnaf ve sanatkârlar birer işçi değil, tersine birer işverendir. Emekli olduğu hâlde hâlen çalışmakta olan esnaf ve sanatkârlar genç iş gücünün önünü tıkayan değil, tersine onlara iş imkânı yaratan durumdadırlar. Bu bir ödül değil, işveren olarak onları cezalandırmaktır.

Yine, esnaf ve sanatkârlara geçici iş göremezlik ödeneği verilmesindeki düzenleme esnaf ve sanatkârların aleyhine bir düzenleme olarak tasarıda yer almıştır. Bizim, esnaf ve sanatkârların ayaktan tedavi sonrası geçici iş göremezlik ödeneği alabilmesine yönelik teklifimiz kabul edilmemiştir oysaki Sosyal Sigorta Kurumuna mensup olanlar bu haktan faydalanmaktadır. Yani yatağa düşmeyen esnaf ve sanatkâra devletin sıcak eli uzanmayacaktır.

29 Mart 2009 yerel seçimlerinde ilk defa belediye başkanı seçilenlerin yaşlılık aylığı ve diğer mali hak kayıplarına yönelik kazanılmış hak aylığı ve emekli ikramiyesinin hesabında BAĞ-KUR ve SSK hizmet sürelerinin dikkate alınması yönündeki teklifimizin kabul edilmemesini anlamak mümkün değildir. Onlar da BAĞ-KUR'lu , SSK'lı olarak cezalandırılmışlardır.

BAĞ-KUR'lu kadın sigortalılara Sosyal Sigorta Kurumunda olanlardan farklı olarak doğum borçlanması hakkı tanınmaması, 2010 referandumunda pozitif ayrımcılık vaatlerinizi boşa düşürmüştür.

Emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetlerine çözüm getirilmesi, muhalefet olarak en çok dile getirdiğimiz bir teklif olmasına rağmen bu önerimize sürekli kulaklarınız kapalı kalmıştır. Emekli olma hakkını elde ettikleri hâlde daha sonradan yaş şartına tabi tutulmaları birçok vatandaşımızı mağdur etmiştir. Bu mağduriyete uğrayan insanlar genç işsizlerin iş bulamadığı bir Türkiye'de bu yanlarıyla hangi sektörde iş bulup çoluk çocuklarına gelecek temin edeceklerdir?

Yine, BAĞ-KUR'lu vatandaşlarımız prim ödeme günleri bitip yaştan emekli oluncaya kadar geçen sürede sağlık hizmetlerinden yararlanma imkânı tanınmamasından şikâyetçidirler. Bu tasarı, bu sorunu da çözmemiştir.

Her ne kadar olumlu yönlerini ifade ettiğimiz bu kanun tasarısı, çözülmesi gereken onca soruna bir fırsat olması gerekirken çoğu çözülmeyi bekleyen sorunlara maalesef değinilmemiştir; işçimize, emeklimize, çalışanlarımıza ve iş hayatına katılan kadınlarımıza bekledikleri iyileştirmeleri sağlamamış, beklentileri boşa çıkartmıştır. Özellikle BAĞ-KUR'lu esnaflar, sosyal güvenlik destek primi ödemelerine karşı büyük bir haksızlığa muhatap olmaktadırlar. Şöyle ki, BAĞ-KUR'lu işe başlarken vergi kaydını yaptırıyor, odaya kaydını yaptırıyor; emekli olduğu zaman sadece vergi kaydı silinip eğer odada hâlâ aktif görünüp kaydı oluyorsa, kaydı devam ediyorsa, sosyal güvenlik primi desteği borcu olarak, beş on yıl geçtikten sonra bir mahkeme kararıyla önüne ciddi manada bir tebligat geliyor. Dolayısıyla BAĞ-KUR'lu esnaflar bu durumdan oldukça rahatsızlar ve bu mağduriyetin giderilmesini talep etmekteler. Oysaki, Sayın Bakan, bu önemli sorunun çözümü noktasında, bu kanunun yapımı aşamasında, bu tasarıda ciddi bir fırsat var önümüzde. Türkiye'deki esnaf ve sanatkârların bu sorununu çözmek, bu kanunu herkesin destek vereceği şekilde yeniden düzenlemek gerekmekte. Bu insanlar bunu her platformda her defasında dile getirmelerine rağmen ancak üvey evlat muamelesi görüyorlar.

Hepimizin bildiği gibi, Türkiye'deki sağlık sisteminde Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamı altında BAĞ-KUR'lular ve sigortalılar tek bir çatı altında toplanıyormuş gibi görünmelerine rağmen BAĞ-KUR'lu esnaf ve sanatkârlarla SSK'lılar arasında ciddi ayrımcılık yapılmaktadır. Bu ayrımın mutlak suretle kaldırılması gerekmektedir. Bu ayrımı kaldırmanın yolu? Aslında bu kanun tasarısı bize fırsat vermiş olmasına rağmen bu düzenleme içerisinde yer almamıştır.

İnsanlar Sosyal Güvenlik Kurumuna çalıştıkları dönem içerisindeki primi niye ödüyorlar? Emekli olduklarında emekli ikramiyesi almak, emekli maaşı almak, artı, sağlık giderlerinden istifade etmek için. Oysaki bu düzenleme içerisinde sağlık hizmetinden yararlanma noktasında SSK'lılarla BAĞ-KUR esnafı arasındaki bu farkın giderilmesi gerekiyor.

Bir de Türkiye'nin gündeminden hiç çıkmayan prim borcu affı veya yapılandırması kanun içerisinde yer alıyor. Bu elbette olumlu bir şey ancak bir esnaf yıllardır primini düzenli olarak ödemekte ise bunları da "pozitif ayrımcılık" adı altında ya bir kademe yükseltmenin veya BAĞ-KUR emekli ikramiyelerini artırmanın veya emekli olduklarındaki maaşı sembolik de olsa yüzde 5, yüzde 10 civarında artırmanın, diğer BAĞ-KUR'lu esnafın da zamanında primini yatırmasına vesile olacağını unutmamak gerekiyor.

Yine son olarak şunu da ifade edebilirim ki BAĞ-KUR esnafının sorunları arasında düzeltilmesi gereken çok durum var. İşsizlik sigortasından, sigortalılar istifade ederken, ekonomik olarak bitmiş durumda olan, iflas eden bir BAĞ-KUR'luya işsizlik fonundan destek primi ödenmemesi de önemli sorunlardan birisidir.

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Öz.