GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:28
Tarih:11.12.2020

CHP GRUBU ADINA İSMET TOKDEMİR (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Rekabet Kurumu bütçesiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bizleri izleyen vatandaşlarımızı ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Piyasa ekonomisinin dayandığı temel ilke, ekonomik ilişkilerin rekabet odaklı olduğu varsayımıdır. Rekabet Kurumunun görevi, mal ve hizmet piyasalarında rekabeti engelleyici, bozucu, kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamalar ile piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını engellemektir. Özü itibarıyla Rekabet Kurumu, güçlü ve egemenlerin yani büyük sermaye sahiplerinin kendi aralarında anlaşarak zayıfı ezmelerini ve sömürmelerini engellemekle yetkili kurumdur. Rekabet kurumları dünyanın her yerinde vardır ve son derece önemli kurumlardır. Rekabet Kurumunun en önemli özelliği bağımsız olmasıdır, bağımsız. Şu anda kurumun bütün üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından atanmış, böylelikle kurumun üyeleri tamamen siyasallaşmış, kurum bağımsızlığını yitirmiş ve işlevsiz bir hâle gelmiştir.

Son kanun değişikliğiyle kuruma yapısal tedbir yetkisi verilmiştir. Böylelikle, iktidar, şirketlere müdahale edebilecek ve yandaş şirketler lehine işleyen düzen daha da belirgin hâle gelecektir. Kurum tarafından uygulanan idari para cezası yaptırımlarıyla oluşturulan bu keyfî düzende iktidar, dengeleri kendi lehine oluşturmuştur. Bu tehdit, piyasada denge bırakmamıştır. Türkiye'de kurullar özerkliğini yitirirken başta medya ve ticaret olmak üzere, Rekabet Kurumu piyasadaki büyük çaplı tekelleşmelere yıllarca seyirci kalmıştır.

Rekabet Kurumu özellikle basındaki tekelleşmeyi görmüyor mu? Birbirleriyle ilişkili olan, aynı havuzdan beslenen üç-beş holdingin çıkardığı gazeteler ve televizyonlar Türkiye'deki en büyük tekelleşmeyi oluşturmuştur. Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi, Basın İlan Kurumu eliyle devlet zarara uğratılıyor. Bakınız öyle gazeteler var ki tirajı yok, adını bilen de yok ama 50 bin satmış ve 50 binin üzerinden Basın İlan Kurumundan da ödeme alıyor. Bunlarla ilgili bir araştırma, bir soruşturma var mıdır? Türkiye'de şu anda bir rekabet ortamı var mı? Bütün kamu ihalelerini 5 yandaş müteahhit alıyor. Basına karteller hâkim. Bu şirketlerin patronları da aynı zamanda basının patronu. Tam bir hâkimiyet almış başını gidiyor. Bu şirketler denetleniyor mu? Asla denetlenmiyor. Hiç soruşturma yapılıyor mu? Asla yapılmıyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Salgını kontrol altına almak, salgının ekonomik ve sosyal etkilerini telafi etmek için yeterince kaynak olmadığını söyleyenler, bugün geçiş ya da hasta garantisi verdikleri projelerin ödemelerini aksatmadan yapıyorlar. Özel sektörün KDV alacaklarını zamanında ödemeyen, biyomedikal sektörün alacaklarını ödemeyen ya da öderken şirketlerden zorla ciddi miktarda iskonto isteyen Hükûmet, garantili projelere musluğu sonuna kadar açıp ödeme yaparak rekabet ortamını bozmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bugün tüm ekonomik toparlanma çabaları ya da reformlar yabancı yatırımlar üzerine kurgulanmıştır. Hukuk reformu girişimleri bile yabancı yatırımcının ülkemiz hakkındaki negatif algısını düzeltmeye yöneliktir. Türk ekonomisinin dışa açılımı ve Türk sanayisinin rekabet gücünün artırılması bakımından son derece önemli bir yere sahip olan Rekabet Kurumunun bağımsızlığını sağlamak zorundayız. Tek kişinin hâkim olduğu devlette bu tür kurumların bağımsız, şeffaf ve denetlenebilir olması asla mümkün değildir. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bakanlar ve bürokratlarda olduğu gibi Rekabet Kurumu Başkanı ve üyeleri de kendilerini bu göreve atayan Cumhurbaşkanının gözünün içine ve ağzından çıkan söze bakmaktadır. Sınırsız denetleme ve cezalandırma yetkileri olan Rekabet Kurumunun bağımsız olması şarttır.

Sözlerimi tamamlarken buradan devlet olmaktansa millet olmayı tercih etmiş, yüreği vatan ve millet sevgisiyle çarpan medeniyetler şehri Hatay'ın bir evladı olarak seslenmek istiyorum: Hatay'ımızda son günlerde Covid-19 artış oranı yüzde 125 oranına ulaşmıştır. Bu artışın sebebi nedir? Hataylı hemşehrilerim Covid-19 artışları nedeniyle çok endişelidir. Test ve filyasyon ekipleri yetersiz, hastanelerin yoğun bakım üniteleri dolu, test sonuçları çok geç açıklanıyor. Hatay'ımızdaki artış oranlarının önüne geçilmesi için Hatay'ın takibe alınması gerekmektedir. Hafta sonu uygulanan kısıtlamalar yetersizdir. Hemşehrilerimiz ekonomik olarak mağdur edilmeden, daha fazla can kayıplarına sebebiyet vermemek için en az iki hafta süreyle tam karantina uygulamasına geçilmelidir.

Her şeyin başı sağlık diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)