GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:28
Tarih:11.12.2020

CHP GRUBU ADINA MAHİR POLAT (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Ticaret Bakanlığının alanı geniş, sorunları büyük, etkisi yok maalesef çözüm konusunda. Sayıştayın bulguları geçtiğimiz yıldan bugüne devam ediyor. Bu yıl da 14 tane muhasebe ve para kullanımıyla ilgili sorun tespit edilmiş, bunların çözümüyle ilgili Bakanlık hiçbir şey geliştirmemiş. Burada hazinenin birliği ve saydamlığı ilkesine aykırı davranan bir Bakanlıkla karşı karşıyayız.

Geçtiğimiz yıl ben Bakanlığa yine sormuştum, buradan yine tekrarlamak isterim. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğiyle yaptığınız gümrüklerin modernizasyonu ve yenilenmesiyle ilgili anlaşmadan doğan Bakanlığın haklarını neden Bakanlık hesaplarına değil de özel bir şirket hesabına yatırdığınızı Sayıştay size soruyor. Siz, Sayıştayın 2015'ten beri sorduğu bu soruya cevap verip bunu düzeltmiyorsunuz. Maalesef durum ortada.

Rifat Hisarcıklıoğlu çokça karşımıza çıkıyor bu günlerde. Değerli arkadaşlar, pandemiden dolayı on dört gün olan karantina uygulamasını on güne düşüren beyefendi, gümrüklerde de göreceğimiz üzere Hükûmete "tak" diyor, Hükûmet "şak" diye onun dediğini yapıyor.

Bakan Hanıma sordum ben bütçe konuşması sırasında gümrük müşavirlerinin sorunlarını, özellikle oda kanunuyla ilgili; 4458 sayılı Yasa'dan kaynaklı olan, geçici 6'ncı maddeden kaynaklı olan gümrük müşavirlerinin oda hakkını bugüne kadar vermediniz, neden vermediniz diye sordum ve belge gösterdim Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu'nun gümrük müşavirlerine bir kastı mı var diye. Bununla ilgili Bakanlığın bana verdiği cevap geçici 6'ncı maddeyi aynen anlatmak oldu.

Sayın Bakan, gümrük müşavirliğiyle ekmeğini kazanan herkes yirmi yıldır geçici 6'ncı maddeyi ezbere bilirler ve sizin bununla ilgili bana gönderdiğiniz cevap ciddiyete yakışmadı. Devlette devamlılık olsaydı, orada Bakan Yardımcısı yerine müsteşarınız olsaydı bana bu cevabı verdirmezdi. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Yine, gümrük müşavirlerinin 1615 sayılı Kanun'dan kaynaklı kesintisiz sınav hakkı, sonsuz sınav hakkı vardı. Siz bunu yirmi yıldır 3 sınava endekslediniz; 3 sınav.

Değerli arkadaşlar, burada serbest meslek erbabı olan arkadaşlar var, avukatlar var, muhasebeciler var, hanginizin hayatı 3 sınavla sınanıyor? Bunun da haklarımızın geri verilerek sınırsız sınav hakkına... Yapamıyorsanız bile bu haklarımızın yükseltilmesi gerekiyor.

Yine, Kabahatler Kanunu'ndan dolayı gümrük müşavirlerine ilave cezalar uygulanıyor. Bu, aslında kanunlara aykırı bir durum. Dönemin Bakanı Hayati Yazıcı ile Gümrük Müşavirleri Derneğinin bir araya gelmesi sonucunda, bunun böyle olmayacağını Hayati Yazıcı Bey sağ olsun ifade etmiş ve aynen demiştir ki: "Bir koyundan iki post çıkmaz." Siz şu anda bir koyundan üç tane post çıkarıyorsunuz. Nasıl? (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) 21/5/2020 tarihli yazınızla hem ithalatçı firmaya hem gümrük müşavirine hem de gümrük müşavirinin bağlı olduğu firmalara ceza uyguluyorsunuz. Lütfen, bunu da göz önünde bulundurmanızı, ortadan kaldırmanızı istiyorum.

Bir de sokağa çıkma yasakları döneminde "Dış ticaret açısından gümrükler çalışacak." demiştiniz. Sayın Bakan, genelgelerde gümrük müşavirleri ve yanında vekâletle çalışan arkadaşların sokağa çıkmasıyla ilgili bir düzenleme yok. Bu düzenlemenin de hızlıca yapılması gerekiyor.

İhracatçılarla ilgili herkes konuşuyor. İhracatın 500 milyar dolara çıkacağını anlatıyoruz falan. Bunlar güzel rakamlar, böyle pembe hayaller. Bunları başarabilmek için ne yapmamız gerekiyor? Türkiye'nin tam kapasitesini kullanması gerekiyor. Kapasite kullanımı yeterli mi? Hayır, katma değeri yüksek ürün ihraç etmemiz gerekiyor. Bunun için katma değeri yüksek ürün üretecek işletmeleri açmamız gerekiyor. Bu yok. Maalesef ihracatçıların da sorunları var, bunlarla ilgilenmenizi istiyoruz. Örneğin, Rusya'ya Türkiye inanılmaz imtiyazlar verdi yani savunma sanayisini, S-400'leri biliyorsunuz. Nükleer enerjiyle ilgili tanıdığımız imtiyazlar da ortadayken ne hikmetse domates ihracatlarının 200 bin ton olan domates kotasını kaldırtamıyoruz Sayın Bakan.

Yine, ihracatçıların DFİF alacaklarıyla ilgili alacakları hak ediliyor, Merkez Bankasına yazılıyor, Merkez Bankası "Fonda para yok." diye ödeyemiyor. Bununla ilgili de çalışma yapmanız gerekiyor.

Yine, önemli konulardan bir tanesi, Uzak Asya'da "RCEP" diye bir oluşum oluştu, Çin'in, Japonya'nın, Kore'nin içinde bulunduğu, dünya ticaretinin üçte 1'ini yönetecekler. Bunlarla hızlıca temas kurmak zorundasınız ve bunların Batı'ya açılan kapısı biz olabiliriz. Yatırımı ve ticareti çekmek istiyorsanız serbest şehir olarak İzmir'i ilan edebilirsiniz Değerli Bakan. (CHP sıralarından alkışlar)

Yine, ithalatı engelleyerek dış ticaret açığını engelleyemezsiniz. 27 Nisanda bir şifahi uyarıyla tüm ithalatları kırmızı hattan muayeneye gönderdiniz. Burada hem bulaş riskini artırdığınız gibi hem de ithalatla uğraşırken ihracatı da sekteye uğrattığınızı eğer arkanızda bir müsteşar olsaydı size söylerdi Değerli Bakanım.

Kısaca, Helal Akreditasyon Kurumu üzerine de birkaç kelam etmek gerekiyor. 2017'den beri kurulmuş bir kurum, kullandığı bütçe bu yıl itibarıyla 30 milyonu geçecek, vermiş oldukları akreditasyon 4; 400 civarı da belge vermişler. Biz, menşe ispat belgelerine 6 lira ödüyoruz. Bu bütçeyi toplam işe böldüğümüz zaman 60 bin liranın üzerinde birim iş başına bir kaynak çıkıyor.

Değerli arkadaşlar, dikkatinizi çekiyorum, birim iş başına 60 bin lira... Haramzadelerin bütçesinin, Helal Akreditasyon Kurumunun durumu budur diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)