GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:29
Tarih:12.12.2020

HDP GRUBU ADINA DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, bu zulüm ve hukuksuzluk sonuç alamayınca şimdi de sosyal medya üzerinden partimizin kapatılması talimatları veriliyor. Değerli arkadaşlar, şunu bilin ki bu ülkenin sahibi siz değilsiniz, kimse de bize efendicilik oynamasın. (HDP sıralarından alkışlar) HDP bu ülkenin aydınlık geleceğidir, siz de olsa olsa karanlık geçmişi olursunuz. (HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Arkadaşlar, rica ediyorum, lütfen...

Sayın Demirbağ, sizi de arkada bir yerde oturtalım.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, ülkede muhalifler için adı konulmamış bir OHAL süreci devam ediyor. Bakın, muhaliflerin yapmak istedikleri demokratik etkinlik ve eylemler, ya pandemi gerekçe gösterilerek ya da il valiliklerinin on beş günde bir keyfine göre aldığı yasak kararı gerekçesiyle yasaklanıyor. Ama işin ilginç tarafı şu ki o kentte yasaklanıyor ama o kentte yaşayan AKP'liler ve onlara yakın STK'ler bu yasaklardan etkilenmiyor, onlar istedikleri zaman bu etkinlikleri yapabiliyorlar. Mesela maaşlarını almak için yürümek isteyen Atlasglobal işçileri gözaltına alındı. 25 Kasımda, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde kadınlar yürütülmedi. HES protestosu edenler, toprağını koruyan köylüler, işçiler, herkes bir şekilde bu şiddetin muhatabı oluyor.

Yine, bakın, gerçekten "Tuz kokmuş." diyebileceğimiz bir durumla karşı karşıyayız. Bakın, esnaf ziyareti yapmak isteyen bir milletvekilimizin karşısına bir polis memuru geçip "Sen esnaf ziyaretini yapmak için benden izin alacaksın." diyor. Yine Muş'ta yapmak istediğimiz basın açıklamasına polis gelip "Akıllı olun, burası Muş." diyebiliyor. Bu hadsizlik gücünü nereden alıyor? Gerçekten, mafya gibi ülkeyi yönetme pratikleri açığa çıkıyor. (HDP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, yine, diriler kadar bu çıplak şiddetten ölüler de nasibini alıyor. Tarihin hiçbir döneminde ölülerden hesap sorulmamıştır. Tüm kutsal metinler ve yeryüzündeki tüm inançlar cenazeye hürmetle yaklaşmıştır. İnsanlık tarihi, bir anlamda ölüye saygının da tarihidir. Çünkü ölünün ideolojisi yoktur, öldükten sonra hükmü de aslında yeryüzünden kalkmıştır ama maalesef bu iktidar döneminde defin hakkı engelleniyor, mezarlıklar hedef hâline getiriliyor, tahrip ediliyor. Bugüne kadar 13 tane mezarlık tahrip edildi. Garzan Mezarlığı'ndan 282 cenaze çıkarıldı ve Kilyos'ta bir kaldırıma toplu bir şekilde defnedildi değerli arkadaşlar.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Yalan, o da yalan.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Yani ölü bedene nefret kusmanın, mezarlıkları tahrip etmenin insanlıkta yeri yoktur. Sadece ölünün arkasından kalanlara, geri kalanlara tarifsiz acılar yaşatırsınız.

Yine, değerli arkadaşlar, 1990'ları aratmayan uygulamalara tanıklık ediyoruz. O dönem yani 1990'larda yapılan işkenceler, hak ihlalleri, faili meçhuller gizlenirdi, iktidarlar aleni bir şekilde bunları sahiplenmezdi. Ama maalesef bu, iktidar döneminde bu durumlar sahipleniliyor, destekleniyor.

Bakın, 11 Eylül tarihinde, Van Çatak'ta, 8 çocuk babası 50 yaşındaki Osman Şiban ile 7 çocuk babası 55 yaşındaki Servet Turgut tarlalarında çalışırken gözaltına alındılar, aileleri ve tanıkların beyanına göre bu 2 kişi işkence edilerek helikoptere bindiriliyor, iki gün sonra Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde komada oldukları bilgisi ailelerine ulaşıyor. Bu hastane raporunda "helikopterden düşme sonrası yaralanma" şeklinde bir tutanak da mevcut, yirmi gün sonra Servet Turgut yaşamını yitirdi. Bütçe Komisyonunda Bakana sordum "Servet Turgut nasıl öldü?" sorusunu, uzun uzadıya bir hikâye anlattı, hatta operasyonun tüm detaylarını anlattı.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Yalan söylüyorsunuz. Sesinizi çıkaramadınız, sesinizi! Bir tek cümle söyleyemediniz, bir tek cümle! Yalan söylüyorsunuz. (HDP sıralarından gürültüler)

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Detaylarını anlattınız.

Yine, helikoptere binildiğini, Bakan, Servet Turgut'la Osman Şiban'ın helikoptere bindirildiğini söyledi, sonra ne olduğunu açıklayamadı.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Osman Şiban ifadesini verdi müfettişe, helikopter yoktu.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biz bir kez daha buradan soruyoruz: Servet Turgut'a ne oldu? (HDP sıralarından alkışlar) Biz ne olduğunu biliyoruz ama failler bulunana kadar, sorumlular cezalandırılana kadar biz bu soruyu hep sormaya devam edeceğiz.

Ben buradan bir kez daha bu ülkede yaşayan vicdan sahibi insanlara da seslenmek istiyorum: Yaşadığınız her yerde "Servet Turgut'a ne oldu?" sorusunu sorun ki bizlerin, hepimizin can güvenliği sağlanabilsin.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Bu yıl 28 sivil katletti PKK, 28 sivil. Bir tanesiyle ilgili bir şey demediniz.(HDP sıralarından gürültüler)

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Ya, Sayın Başkanım, bu nasıl bir şey ya?

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Bu fail bulunmadığı müddetçe hiçbirimizin can güvenliği yoktur.

Değerli arkadaşlar, yine, kayyum ve tecrit rejimi olan AKP'nin belediyelerimize yönelik yaptıklarını vekilimiz anlattı, ben uzun uzadıya anlatmayacağım.

Bu, kayyum gerekçelerinden bir tanesi de cinsiyet eşitlikçi, yine kadın özgürlükçü sistem olan eş başkanlık. Gerçekten eş başkanlıktan niye rahatsızlık duyduğunuzu anlamadım yani bu sorunun cevabını akıl, vicdan olarak biz cevabını veremiyoruz.

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Kadın hakları size kalmışsa vay halimize!

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Yine, bakın, eş başkanlık sistemini siz terörize ediyorsunuz ama bizim eş başkanlarımız seçime eş başkanlık sistemi üzerinden girdi, bunun propagandasını yaptı, halk sandığa giderken bunu bilerek gitti, bunun için oy kullandı.

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Ölü seviciler kadın haklarını savunamaz.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Siz halkın iradesinin üstünde değilsiniz. Hani, siz "halkın iradesi" diyordunuz sürekli, on sekiz yıl boyunca bunun propagandasını yaptınız; o zaman, Kürtlerin iradesi irade değilmiş. (HDP sıralarından alkışlar)

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Anneleri ağlatanlar kadın haklarından bahsedemez.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, yine, eş başkanlık sistemini siyasi partilerde siz resmileştirdiniz; merkezde olunca sorun değil, yerelde olunca suçmuş.

Bakın, biz şuna inanıyoruz: Eğer bu koltukta kadın özgürlük mücadelesinden gelen bir kadın oturmuş olsaydı, biz, bugün burada bu sorunları, bu hak ihlallerini konuşmuyor olacaktık. Kadın sisteminden, kadın yönetiminden korkmayın. (HDP sıralarından alkışlar)

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Dağa çıkarılan kız çocuklarından bahset.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Yine, değerli arkadaşlar, bir yıla yakındır partimizin Diyarbakır il binamızın önüne aileler oturtulmuş. Partimize yönelik bir algı oluşturuluyor ve partimiz hedef hâline getiriliyor, partimizin faaliyetleri engelleniyor.

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - 14 yaşındaki kız çocuklarını dağa...

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Bakın, HDP, sekiz yıllık bir partidir, sekiz; Kürt sorunu yüz yıllık bir sorundur, yüz yıllık. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Vicdanınız yok sizin, vicdanınız!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, rica ediyorum.

Sayın Ayvazoğlu, lütfen...

Tamamlayın sözlerinizi.

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Vicdansızlar.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Eğer siz gerçekten bu annelerin acılarını dinliyorsanız, acılarından anlıyor iseniz yapacağınız bir şey var; o da devirdiğiniz masayı yeniden kurmak, bu sorunu barış ve diyalogla çözmek ve Dolmabahçe mutabakatını esas almaktır ama maalesef, derdiniz bu değil. (HDP sıralarından alkışlar)

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Ağzınızda bu kelimeler çok yapmacık duruyor Hanımefendi.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Sizin derdiniz, HDP'ye savaş açmak, algı operasyonu oluşturmak, HDP'yi hedef hâline getirmek. Annelerin acıları üzerinden siyaset yapıyorsunuz, bu siyaseti yapmaktan vazgeçin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Yine, kendi halkını iç güvenlik sorunu gibi gören, hak ihlallerini meşru, açık, aleni savunan bu Bakanlığın bütçesini onaylamıyoruz, reddediyoruz.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)