| Konu: | YARGILAMA SÜRELERİNİN UZUNLUĞU İLE MAHKEME KARARLARININ GEÇ VEYA KISMEN İCRA EDİLMESİ YA DA İCRA EDİLMEMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT ÖDENMESİNE DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 09.01.2013 |
FEHMİ KÜPÇÜ (Bolu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 342 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 8'inci maddesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6'ncı maddesi kapsamında, uzun yargılamaya ilişkin ihlallerin ülkemizde uzun yıllardır devam ettiğini ve konunun iç hukuk düzeninde yapısal ve sistematik bir problem oluşturduğunu, bu konuya ilişkin önünde bulunan çok sayıda davanın askıda olduğu, bu sebeple pilot karar prosedürünü uygulayacağını belirtmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2011 yılı sonu itibarıyla ülkemiz aleyhine toplam derdest başvuru sayısı 15.940 olup bunların yaklaşık 2.500 adedi uzun yargılama iddiasına ilişkindir. 2012 itibarıyla da 3.500'ü bulacağı tahmin edilmektedir.
Değerli milletvekilleri, güncelliğini de koruyan bu davalarla ilgili 3 Mart 2012 tarihinde Taha Akyol'un "İşte pilot dava" başlıklı yazısında da belirtildiği gibi, otuz beş yıllık kadastro davası devam eden Ümmühan Kaplan ve benzeri davalar da maalesef mevcut olup Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindedir. İşte bu kanun tasarısıyla bu aksaklıkları iç hukukumuzda çözüme bağlamak ve gereğini yerine getirmek için bu kanun tasarısı hazırlanmıştır.
Son yıllarda hızla sürdürülen yargı reformuna rağmen yargılamalar makul sürede sonuçlanmamaktadır. Ümmühan Kaplan örneğinde olduğu gibi ilgililer AİHM'e başvurarak yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6'ncı maddesini gerekçe göstermektedirler ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhine çok sayıda ihlal kararı bulunmaktadır. Dolayısıyla, tasarıyla ihlal kararı verilmeden önce uyuşmazlığın çözülmesine ilişkin bir model geliştirilmektedir.
Böylece;
1) Her yıl önemli miktarlarda tazminat ödeme yükümlülüğünün önüne geçilecek,
2) İnsan hakları alanında uluslararası toplumda oluşan ülkemizle ilgili olumsuz görüşler izale edilmiş olacaktır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 39'uncu maddesi "Dostane Çözümler" başlığını taşımaktadır. Tasarıyla öngörülen modelde, uyuşmazlık hakkında AİHM bir karar vermeden iç hukukta iz düşüm oluşturularak uyuşmazlıkların çözülmesi amaçlanmaktadır.
Komisyonun etkin bir şekilde çalışabilmesi ve vatandaşlarımızın en kısa sürede haklarına kavuşabilmesi amacıyla yine komisyonun idari bir kurul şeklinde teşekkül ettirilmesi amaçlanmaktadır. Zira, sıkıntı, zaten yargının makul süreler içerisinde uyuşmazlıkları çözümlendirememesinden kaynaklıdır. Komisyonun yargıyı denetleme yetkisi olmayıp AİHM'in emsal kararlarını gözetmek suretiyle tazminata hükmedecek, yargılama mercisinin kararıyla ilgili herhangi bir kararı vermeyecek ve değerlendirmede bulunmayacak, tabiri caizse, sonuç odaklı, hızlı işleyen bir usulü benimsemesi söz konusudur.
Yine, komisyon inceleme yaparken yargılama fonksiyonu ifa etmeyeceğinden taraf teşkili ve husumete ilişkin bir inceleme de yapmayacaktır. Tasarı ile AİHM kıstası temelinde yargılama sürelerinin uzunluğu ile sınırlı olacaktır. Tazminat ödeme suretiyle başvuruların neticelendirilmesi modelidir.
Benim söz aldığım 8'inci madde de, komisyona yapılan müracaat ve müracaatın sonucunda komisyonun kesinleşen kararının bir örneğinin ilgili adli veya idari merciye gönderilmesini düzenlemiştir.
Değerli milletvekilleri, ezcümle, bu kanun tasarısı ile uluslararası platformda oluşan olumsuz kanaatleri izale etmek, hızlı, adil ve makul sürede yargılanmaya ilişkin sonuç odaklı bir iç hukuk düzeni ve çözümü öngörülmüştür. Şüphesiz bu kanun tasarısıyla ilgili takdir, taltif yüce Meclise aittir.
Ben, şahsım adına bu kanun tasarısının yasalaşmasını murat eder, tekraren bu vesileyle heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Küpçü.