| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 6'ncı Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 13.12.2020 |
HDP GRUBU ADINA ŞEVİN COŞKUN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlarken önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Sayın Selahattin Demirtaş, Sayın Figen Yüksekdağ şahsında cezaevlerinde tutulan binlerce yurtsever halkımızı selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar) Ayrıca, yaşı büyütülerek idam edilen 17 yaşındaki Erdal Eren'i de saygıyla anıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, 2020 yılı itibarıyla içinde bulunduğumuz ekonomik kriz karanlık bir tünelin sonundaki felakete yaklaşmakta olduğumuzu göstermiştir. Bu yönüyle siyasi ve kurucu fikirleri içeren bütçe tekliflerinin iktidarların tercihi olduğunu biliyor ve AKP, MHP ittifakının Türkiye halklarını bu bütçe teklifiyle de büyük bir çöküşe götürdüğünü bir kez daha ifade ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, 2021 yılı bütçe teklifinin Plan ve Bütçe Komisyonu aşamasındaki görüşmelerini Şubat 2020'den bu yana tüm dünyada devam eden Covid-19 salgının gölgesinde tamamladık. Bu görüşmelerde de sonuç her yıl olduğu gibi bu yıl da değişmedi. İktidar, halkın bütçesini halktan kaçırmayı, saraya, savaşa ve sermayeye aktarmayı uygun gördü. 2021 yılı merkezi yönetim bütçesi yaklaşık 1,3 trilyon liralık bir harcama ve 1,1 trilyon liralık bir gelirin; 245 milyar liralık bütçe açığının hedeflendiği bir iktisadi ve siyasi belge olarak Meclise sunulmuştur. Bu teklifin önemli onarıcı etkilere sahip olması beklenirken aksine toplumun temel ekonomik sorunlarının yok sayıldığı, harcamaların güvenlik politikalarına ve AKP iktidarının etrafında kümelenmiş sermaye çevrelerine aktarıldığı görülmektedir.
Değerli milletvekilleri, böylesi ciddi toplumsal etkilere sahip bir ekonomik kaynağın nasıl kullanılacağına ilişkin toplumun rızasının alınması ve ayrıca, bu işlemlerin her aşamada sıkı bir biçimde denetlenmesi gerekmektedir ancak AKP iktidarı bu teklifi, âdeta bütçe hazırlama sürecini halktan kaçırmıştır. Bu yönüyle, bütçe görüşmelerinin şeffaf ve katılımcı olmadığı açıktır.
Değerli milletvekilleri, iktidarın onlarca itiraza rağmen çıkardığı bir Sosyal Medya Yasası var. Facebook, Twitter, İnstagram gibi sosyal medya platformlarında son çare olarak sesini yükseltenlere bu yasayla ilk cezalar kesildi. Düşünce kuruluşu Freedom House'un yayınladığı "İnternette Özgürlük" Raporu'na göre Türkiye, 2020'de özgür olmayan ülkeler arasındaki yerini aldı. Raporda sadece mart ayında gazeteciler ve doktorlar da dâhil olmak üzere 400'den fazla kişi salgınla ilgili kışkırtıcı ve taciz edici sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Aynı zamanda, Türkiye'de internet özgürlüğünün -Hükûmetin sosyal medya platformlarını geçici olarak engellemesinin- ve Kürt illerinde yaşayan yurttaşların temel altyapı hizmetlerine ve araçlarına erişiminin de bu yıl daha fazla düştüğü ifade edildi.
Muhalif olan, iktidarı eleştiren her kesim halkı terörize etmekle suçlandı ve bitmedi değerli milletvekilleri, çok daha fazlası kapımızda; belki de yasanın bir getirisi olarak bu sosyal medya mecralarının, yani yurttaşların son nefes boruları da kesilecek ve bu Bakanlık buna dair tek bir söz kurmuş değil.
Değerli milletvekilleri, vergi alımlarında bir adım geri atmayan iktidar, yoksulun yediği ekmeğe dahi göz koyarken kendinden olmayana hizmet götürmemeyi de kendine hak görüyor, bölgesel eşitsizliği giderecek hiçbir çalışmaya imza atmıyor. "Kilometrelerce yol yaptık." diyenlere buradan sormak istiyoruz: Örneğin; bugün Erzincan'da, Maraş'ta Alevilerin yaşadığı köylere neden ulaşım sağlayabileceğimiz yollar yok? Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı kentlerde yol yapım ihaleleri neden sadece maddi ilişkilere dayanıyor?
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) - Maraş'ın bütün yolları yapıldı.
ŞEVİN ÇOŞKUN (Devamla) - Biz neden Muş'un bir yerinden başka bir yerine, hatta bir sokağından başka bir sokağına geçmekte güçlük çekiyoruz? Her seçim dönemi vadettiğiniz Batman-Sason-Muş yolunu neden şimdiye kadar bitirmediniz? Yıllardır bitmek bilmeyen bir başka yol, Batman-Diyarbakır yolu. Bölgenin belki de en fazla kullanılan yolunda her sene yeni bir ihale, her sene yeni bir yol yapım çalışması var ama ortada ne yazık ki tamamlanmış bir yol yok. Sayın Bakana sormak istiyorum: Orada yaşayan bölge halkı bu devlete vergi vermiyor mu? Orada yaşayan insanlar bu devletin yurttaşı değil mi? Bu ayrımcı, ayrılıkçı zihniyetiniz ne zaman sona erecek?
Değerli milletvekilleri, ulaştırma ve altyapı sorunlarımızın en önemlisi, internet erişilebilirliğidir. 16 Mart 2020 itibarıyla eğitime ara verilmiş, daha sonra Millî Eğitim Bakanlığının uygulamaya koyduğu Eğitim Bilişim Ağı yani EBA'yla öğrencilerin evlerinden televizyon ve internet aracılığıyla eğitim alması hedeflenmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığının açıkladığı istatistiklere göre: 2019-2020 yılında devlet okullarında toplam 18 milyon 241 bin 881 öğrenci eğitim gördü. Bu öğrencilerin yalnızca yaklaşık 8 milyonu 31 Ağustos itibarıyla ne yazık ki en 1 kez EBA sistemiyle ders alma imkânına sahip oldu. Bunun en önemli nedenlerinden biri altyapı eksikliğidir. Kırsal kesimler başta olmak üzere birçok bölgede okumaya çalışan öğrencilerimizin internete erişimi ne yazık ki sağlanamıyor.
Sayın Bakan, velilerimiz bizi arıyor ve öğrencilerin ne kadar zor durumda olduğunu bize aktarıyor. Sadece altyapı yetersizliğinden kaynaklı -internet çağı dediğimiz bir dönemde- eğitime devam edemeyen öğrencilerin varlığı dahi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının utanç tablosu olmaya yeterdir.
Değerli milletvekilleri, bu ülke çok vahim olaylara tanıklık etti. İhmallerden kaynaklı, son yıllarda yaşanan tren kazalarında da görüldüğü üzere, demir yolu inşaatı altyapı çalışmaları ne yazık ki yetersiz. Seçim propagandası olacak diye alelacele, zamansız açılan hatlar onlarca canımızı kaybetmemize neden oldu. Bunlardan en can alıcı olanı, 2014 yılında yaşanan ve 41 kişinin yaşamını yitirdiği Pamukova tren kazasıdır.
Yine, Temmuz 2018'de meydana gelen, 7'si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği, 238 kişinin de yaralandığı Çorlu tren kazasının 4 Kasımda duruşması görüldü. Bu katliama ilişkin haklarında kamu davası açılan 4 sanığın yargılanması sürerken ne yazık ki Devlet Demiryolları bu davaya mağdur olarak müdahil olma talebinde bulundu. Anayasa Mahkemesi önünde acılı aileleri coplatanlar, iki buçuk yıldır mahkeme kapılarında acılı aileleri perişan edenler yargılanmıyor. Bu katliamın tek sorumlusu "tasarruf" adı altında yol bekçiliğini kaldıran ve hatalı sinyalizasyon sistemini övenlerdir. Halkın bütçesini yandaşa reva görenler insan hayatı söz konusu olduğunda tasarrufa gitmeyi daha uygun görüyor. Buradan biz bir kez daha sesleniyoruz: Bu katliamda yaşamını yitiren 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel'in katilleri yargılansın. (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, 2020 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'na göre, Ulaştırma Bakanlığının kamu-özel iş birliği projelerinde şirketlere 8,3 milyar lira ödenek ayrılmıştı. Bu tutarda köprü, tünel ve otoyolların yanı sıra çok sayıda havalimanı ve tren garı ödemesi bulunmasına rağmen İstanbul Havalimanı için yapılan ödeme bu hesaplama içerisinde bulunmamaktadır. Yine, 2019 yılının ilk yarısında, sadece Yavuz Sultan Selim Köprüsü için iş yapan konsorsiyuma hazineden 1 miyar 450 milyon lira ödenmiş, yılın ikinci yarısı için ödenecek tutarın ise 1 milyar 650 milyon lira civarında olacağı hesaplanmıştır. Bu ödemelerle, şirkete yurttaşların cebinden bir yıl içinde ödenen para 3 milyar 50 milyon lirayı bulmaktadır yani ilgili köprü ve yolları hiç kullanmayan yurttaşın vergileriyle devlet, müteahhitlere 3 milyar 650 milyon lira ödeme yapmıştır. Milyarlarca lira müteahhitlere dağıtılırken, Cengiz Holding kendisine 47 milyonluk jet alırken bu ülkenin yurttaşlarına düşen ne? Ne yazık ki eline "aş" ve "ekmek" yazıp yaşamına son vermek. İşte, sizin iktidarınızın yurttaşına reva gördüğü budur. (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, peki, bütün bu yolsuzlukları, hukuksuzlukları ve her türlü ihlali bulup açığa çıkartan, haberini yapan özgür basın çalışanlarına reva görülen ne? Tutuklanmak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - En son, Van'da Servet Turgut ve Osman Şiban'ın işkence edilerek helikopterden atıldığını tüm dünyaya duyuran Mezopotamya Ajansının muhabirlerinden Adnan Bilen, Cemil Uğur, Dindar Karataş, Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve gazeteci Nazan Sala iki ay önce tutuklandı. Bu ve benzeri onlarca haberden kaynaklı yüzlerce gazeteci ne yazık ki gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek şu an cezaevlerinde tutuluyor. Onlar haber yapmasaydı biz bilmeyecektik. Halkın haber alma hakkını ve basın çalışanlarının gazetecilik faaliyetlerini durduramayacaksınız. Kalemini Ape Musa'dan devralan özgür basın çalışanlarını susturamayacaksınız.
Konuşmamı sonlandırırken cezaevlerinde tutuklu bulunan tüm özgür basın çalışanlarını buradan bir kere daha selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)