GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 8'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:32
Tarih:15.12.2020

CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile gelir bütçesi üzerinde partim adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Arkadaşlar, maalesef, sarayın mutfağında hazırlanmış, yıllarca şikâyet ettiğiniz faiz lobisinin değirmenine su taşıyan bir bütçeyi görüşüyoruz. Sayın Erdoğan, 19 Haziran 2018'de yaptığı konuşmada: "Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil, bizim geleceğimizi biz belirleyeceğiz. 24'ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şununla, bununla nasıl uğraşılır göreceksiniz." dedi, hepiniz hatırlamışsınızdır bu konuşmayı. 2014 seçimlerinde de "Bize oy verin, Türkiye'yi uçuracağız." demişti; peki, uçtu mu?

Kısa bir karşılaştırma yapmak istiyorum: 1980'lerde Güney Kore ve Türkiye'nin ekonomik göstergeleri benzerdi. Hatta o tarihlerde Türkiye'nin gayrisafi yurt içi hasılası Güney Kore'den tam yüzde 33 fazlaydı. Bizde kişi başına millî gelir 2.169 dolar, Güney Kore'de ise 1.711 dolardı. 2019'da bizde kişi başına millî gelir 9.042 dolar, Güney Kore'de ise 31.762 dolardır. Güney Kore insana, üretim ekonomisine yatırım yapmış ve geldiği yer ortada. Bizde durum ne? Saray, kamu-özel iş birliği projelerine, yandaş müteahhitlere yatırım yapmış, 1 liraya mal edilecek iş 5 liraya gerçekleşmiş. Türkiye'nin değil ama yandaşın uçtuğu kesin. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı bütçe sunuşunda "Strateji ve Bütçe Başkanlığı kalkınma yolculuğumuza yön veren rotayı temsil etmektedir. Bütçenin girdilerden ziyade sonuç odaklı bir yaklaşımla hazırlanmasını hedefledik." dedi. Peki, bu rotayla gemiyi karaya oturttuğunuzu görmeniz için daha ne yapmamız gerekiyor? Bu bütçeyle sözde karşı olduğunuz faiz lobisini besliyorsunuz. Faiz ödemeleri 180 milyara, bütçe açığı 245 milyara gelmiş dayanmış, bütçe açığı millî gelirin yüzde 4'ünü aşmış. Türkiye, yüksek faizle borçlanan bir ülke hâline getirilmiş. Neyi var neyi yoksa mirasyedi evlat gibi yok pahasına elden çıkarılmış bir ülke hâline getirdiniz Türkiye'yi. Aynı hataları tekrarlayarak farklı sonuçlar elde edemezsiniz. Yaptıklarınız Osmanlı Dönemi'nde tekrarlanan hataların benzeridir. 1800'lerin ikinci yarısından itibaren neredeyse kapitülasyon verilmeyen ülke kalmamıştı, 1860'tan sonra "borcu borçla kapatma" anlayışıyla devlet borçlandırılmıştı. Sonuç ise genç cumhuriyetin sırtına binen Düyun-ı Umumiye olmuştur.

Değerli arkadaşlar, tüketici kredisi ve kredi kartı borçları yılbaşından bu yana 239 milyar lira arttı. Döneminizde vatandaşın kredi kartı ve tüketici kredisi borçları nedeniyle bankalara ödediği toplam faiz 591 milyar liraya ulaştı. Erbakan yaşasaydı size ne derdi biliyor musunuz? "Sizi gidi faizciler sizi." derdi. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, sonuç odaklı mı olmak istiyorsunuz? Sonuç: İŞKUR'a kayıtlı işsiz sayısı 2003 yılında 587 bin iken 2019'un Ekiminde 4 milyona çıkmıştır. Sonuç: Vatandaşın bankalara olan borcu 2002 yılında 6 milyar lira iken Kasım 2020'de 829 milyara çıkmıştır. Sonuç: İktidara geldiğiniz 2002 yılında 95 bin çift boşanırken 2019 yılı sonunda 155 bin çiftin boşanmasıdır. Sonuç: Kasım 2002'de 1,67 lira olan doların bugün 7,86; 1,66 olan euronun 9,56 olmasıdır; on sekiz yılda Türk lirasının yağ gibi erimesidir. Ve sonuç: Yükselen enflasyon, artan işsizlik nedeniyle vatandaşımızın karşı karşıya olduğu yoksulluk, umutsuz gençlik, mutsuz esnaf, mutsuz çiftçi, mutsuz emekli ama mutlu yandaşlardır. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu bütçe israfın, lüksün ve şatafatın yani uçan, kaçan, yüzen yazlık ve kışlık sarayların bütçesidir. Bu bütçe "İtibardan tasarruf olmaz." diyen ve vatandaşını açlığı mahkûm eden bir Cumhurbaşkanlığının bütçesidir.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)