GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:33
Tarih:16.12.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesiyle ilgili olarak İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu ve yüce Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.

Üzerinde söz aldığım 8'inci madde, 2020 yılı Bütçe Kanunu'ndaki 8'inci maddeye bir fıkra eklemiş, bu fıkra mali kontrol hükümleri çerçevesine uygundur.

Değerli milletvekilleri, on gündür 2021 yılı merkezî yönetim bütçesini görüşüyoruz. Halkımız bu bütçeden memnun değil. Şikâyetlere bakacak olursak AK PARTİ hükûmetlerinin atamalarda yıllardan beri liyakati ve ahlakı esas almadığını, devlete yol gösterici rolleri olan önemli kurumları kapattığını ya da işlevsiz hâle getirdiğini; takip ettikleri ekonomi, tarım, siyasi politikalarının yanlış olduğunu, kendi çiftçilerimize verecekleri destek yerine ithalat yoluyla yabancı çiftçilere destek verdiklerini, çiftlerimizi Tarım Kredi Kooperatiflerinin ve Ziraat Bankasının eline bırakarak canından bezdirdiğini; vatandaşlar arasında ayrım, ötekileştirme yaptığını, bazılarına ise özel ayrıcalık tanıdığını, devletin birçok kurumlarını cemaatlerin ya da tarikatçıların menfaatine çalışan kişilere teslim ettiğini, yıllardan beri kamu kaynaklarını israf ettiklerini, eğitimin niteliği konusunda gereğini yapmadıklarını, mesleki ve teknik eğitime önem vermeyip gençlerimize istihdam imkânı sağlamadıklarını, gerekli altyapı olmadan üniversite açtıklarını, bu üniversitelerin yarısından fazlasına bilimsel olarak yetersiz profesörleri rektör olarak atadıklarını, işsizliğe çare bulamadıklarını, 10 milyonun üzerinde işsizler ordusu olduğunu, 1 milyon 100 bine yakın üniversite mezununun işsiz olduğunu, yandaş müteahhitlere her türlü desteği verdiklerini ancak esnafa, köylüye, memura, çiftçiye acı reçete vadettiklerini, salgın sürecini iyi yönetemediklerini, sağlık çalışanlarının yaptıkları fedakârlıklara karşı hak ettikleri ödemeyi yapmadıklarını, coronadan vefat eden sağlık çalışanlarına "şehit" ifadesini dahi çok gördüklerini, atama bekleyen 60 bin öğretmenin atamasını yapmadıklarını, asgari ücret konusunda açlık sınırını esas alarak çalışan nüfusun yüzde 43'ünü teşkil eden asgari ücretlileri mağdur etmeye devam ettiklerini, imalat sanayimizin belkemiğini oluşturan KOBİ'lerin önemli bir bölümünün ayakta durmakta zorluk çektiklerini, yap-işlet-devret modeliyle yapılan araç geçiş garantili köprü ve yollar, hasta garantili şehir hastaneleri ve yolcu garantili havalimanlarını yapan 5 müteahhite yaptıkları ödemeleri bu fakir milletin omuzuna yüklediklerini, insanlara IBAN numarası verip yardım toplanan bir ortamda müteahhitlerin dolar garantili gelirlerine dokunulmadığını; tek cümleyle, hakkı, hukuku gözetmediklerini görüyoruz. Had safhadaki işsizliğin sonucu olarak yan kesicilik, hırsızlık, uyuşturucu kullanımının arttığı, psikolojik sorunlarla boğuşan bir gençlik ve huzursuz bir toplum olduk. Bu sorunlara ilave olarak bir de kamudaki israf eklendiğinde bütçeler açık vermekte, borcu borçla kapatarak vatandaşlarımıza ayrıca faiz yükü yüklenmektedir. 2021 yılında ödeyeceğimiz faiz 179,5 milyar TL olup toplanacak gelir vergisine aşağı yukarı eşittir.

Türkiye'nin dışarıdan görünen tablosu da her yıl bir önceki yıla göre daha kötüye gitmektedir. Uluslararası endekslere göre, 2019 Mart ayında, yolsuzlukların önlenmesi sıralamasında 128 ülke içerisinde 57'nci sıradayken, Temmuz 2020'de 60'ıncı sıraya geriledik. Yönetimde şeffaflık sıralamasında 94'ten 97'ye, temel haklarda ise 122'nci sıradan 123'üncü sıraya geriledik. Sayın Cumhurbaşkanımız bu durumun farkına varmış olacak ki ekonomi ve hukukta reform yapılacağından yine iki gün önce bahsetti. Bu, olumlu bir gelişmedir, ümit ederim lafta kalmaz; toplumumuzun en çok ihtiyacı olan ekonomideki yapısal bozukluk giderilmiş ve adalet ve hukukun üstünlüğü sağlanmış olur.

Değerli milletvekilleri, yeniden bütçeyi irdelersek bu bütçe diyor ki: Üniversiteler yetersiz bütçeyle yollarına devam edecekler. İşsizliğe çare yok; pahalılığa, enflasyon artışına çare yok; esnafa, çiftçiye, köylüye, emekliye yeteri kadar destek yok; daha önce söz verilen EYT'lilere çare yok; öğretmenlere, din görevlilerine, polislere ve sağlık çalışanlarına 3600 ek gösterge yok. Bu bütçe diyor ki: Antep fıstığı üreticisine, şeker pancarı üreticisine, buğday üreticisine destek yok.

Bölgesel kalkınma projeleri GAP, KOP, DOP, DOKAP'la ilgili bir gelişme yok, ödenekleri 2020'yle hemen hemen aynı, ne zaman bitirilecekler belli değil. Bir defa daha söylemek istiyorum: Bu projeler Türkiye'nin tarımda can damarıdır. Bu projeleri bir an önce bitirin ki bölgemizdeki insanlarımız rahat etsin, göç dursun ve Türkiye tarım ürünleri ihracatında Hollanda'ya yetişsin; bölgeler arası gelir dengesizliği azalsın, diğer bir deyişle, millî gelirden aldıkları pay artsın. Ama bu bütçede sosyal yardım artırılmış; bu da zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan neoliberal sistemde yardıma muhtaç vatandaşlarımızın sayısının artacağına işarettir. Netice olarak, bu bütçe, beceriksizliğin ve israfın ülkeyi getirdiği durumu acı bir şekilde yansıtıyor. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, toplumun önemli hastalıklarından biri gösteriş, lüks ve israftır. Geçmişten bir örnek vereceğim: İstanbul'un fethinin ardından hocalarına ve devlet ileri gelenlerine bir iftar veren Fatih Sultan Mehmet'in sofrayı Bizans sarayından ele geçirilen altın yemek takımlarından kurması üzerine, Hocası Molla Gürani'nin Fatih'e dönerek "Ümmete haram olan Mehmet'e ne zaman helal kılındı? Senin idarende yaşayan ahali böyle altın sofralarda, altın taslar içinde sunulan çorbalarla mı iftar açıyor? Nedir bu gösteriş merakı? Bizans imparatorlarına benzemeye çalışıyorsan bil ki onları bu gösteri ve gösteriş mahvetti." sözünü aklınızdan çıkarmayıp lükse ve gösterişe son verin; itibarı lüks ve gösterişte aramayın.

Değerli milletvekilleri, toplumda dikkat edilmesi gereken bir diğer hastalık ise çıkar ve yarar beklediği ya da kendisinden çıkar sağladığı yetki sahiplerinin doğrusuna eğrisine bakmadan yaranmak isteyenlerin mevcudiyeti. Buna da bir örnek vereceğim: Sultan İbrahim bir gün Sadrazamı Sultanzade Mehmet Paşa'ya dönüp "Senden önceki sadrazam bazen bana itiraz ederdi ve 'Bu yaptığın iş doğru değildir.' derdi. Senden hiç böyle bir söz işitmedim, bunun sebebi nedir?" demiş. Sultanzade'nin cevabı şöyle: "Siz yeryüzünün halifesi ve Allah'ın dünyadaki gölgesisiniz. Kalbinize zuhur eden şeyler Allah'ın ilhamıdır. Sözle ve fiille sizden hata olmaz ki itiraza mahal ola. Görünüşte doğru değil gibi görünen işlerin altında bir hikmet vardır, o bize malum değildir."

Değerli milletvekilleri, unutmamak gerekir ki Osmanlı da dâhil olmak üzere devletlerin çöküşünü hazırlayan hep Sultanzade gibiler olmuştur. Onun için başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere yöneticilere sesleniyorum: Sizin hatanızı görmeyenlere değil, mantıklı eleştirenlere itibar edin.

Değerli milletvekilleri, Almanya, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünün çiçek hastalığına karşı ürettiği Modified Virüs Ankara'yla coronavirüs aşısı üretmeye başladı. Alman Hükûmeti, Dessau'da Ankara virüsüyle aşı üretmeye başlayan biyoteknoloji firması IDT'ye 114 milyon avro yardım gönderdi ve ilk etapta 5 milyon aşı sipariş etti. MVA'nın sadece çiçek hastalığında değil, sıtma, SARS, ve AIDS gibi hastalıklardan korunmada geliştirilen bir vektör virüs özelliğine sahip olduğu belirtiliyor.

IDT Biologika biyoteknoloji şirketi üretimle ilgili onayı aldı ve deneylerinde 3'üncü aşamaya geldi. Alman Bilim ve Araştırma Bakanı, 750 milyon avroluk yatırımla harekete geçen şirketin, corona aşısını geliştiren BioNTech ve CureVac'tan sonra 3'üncü Alman şirketi olacağını duyurdu.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü 1928 yılında Atatürk'ün talimatıyla kurulmuş, çok değerli aşı çalışmaları yapmış ve maalesef hiçbir neden gösterilmeden 2011 yılında kapatılmıştır. Eğer Hıfzıssıhha kapatılmasaydı, Türkiye'nin Covid-19 mücadelesi daha başka olurdu; belki de aşı üreten ilk ülkelerden biri olurduk. Şimdi Hıfzıssıhhayı kapatanlara soruyorum:

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Başkan, bir dakika...

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

Buyurun.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - "Mutlu musunuz?"

2021 yılı bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu ve yüce Türk milletini saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)