| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 16.12.2020 |
HDP GRUBU ADINA FATMA KURTULAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe teklifinin 8'inci maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu bütçe döneminde de karşımızda duran tablo, tepki gösterdiğimiz ahval önceki dönemle aynı. On sekiz yıldır aynı anlayışa hizmet eden, politik argümanları haklıyı suçlu konumuna düşüren ve buradan da varlığını sürdüren anlayışın bir yıl daha devam masraflarını önümüzde görüyoruz.
Bu bütçe, yurttaşın canını en çok yakan meselelerine derman olmayacak kalemler bütündür. Günden güne artan giderine, daha cebine girmeden buharlaşan gelirine, haklarıyla, insan onuruyla sürdürmeye çalıştığı hayatına katkı bu rakamlar içinde yer almıyor. Enstrümanlar aynı olunca yaratacağı etkinin farklı olmasını beklemek de elbette abesle iştigaldir. Yurttaşa yaramayacak bu bütçe, yine yandaşa, ranta, savaşa kaynak olacak. Artık kimse inkâr edemez, çöküyoruz.
İnsanlar ellerine "iş, aş" yazıp intihar ediyor. Göz göre göre çöküyoruz. Bu bütçe, çöküşün bütçesidir. Ekonomik çöküşe engel olmayacak, yoksullukla, açlıkla cebelleşen halka derman olmayacak. İnkâr edilemez diyoruz çünkü tablonun ne kadar ağırlaştığının farkındayız. Bir yanda her gün kendi rekorunu kıran döviz kurları, diğer yanda açlık sınırında ve altında yaşayan en az 9 milyon insan. Bir yanda Covid-19'la arasında sadece bir maske bulunan yurttaş, diğer yanda salgın ile yurttaş arasında bir duvara dönüştürülmüş "Covid-19 meslek hastalığı sayılsın." talepleri ve çığlıkları duyulmayan sağlık emekçileri. Bir yanda 12 milyona varan işsiz ordusu, diğer yanda her türlü eşitsizliğin özellikle salgın döneminde tüm çıplaklığıyla ortaya çıktığı eğitim sistemi. Bir yanda bütçe teklifiyle yine ihya edilen sermaye sahipleri, diğer yanda günde ortalama 5 kişinin hayatını kaybettiği, haklarını aramak için yollara düşen, tekmelenen, gözaltılarla sindirilmeye çalışılan emekçiler.
Değerli arkadaşlar, adalete inanç, toplumu her alanda bir arada tutabilmenin, birlikte yaşamı tesis etmenin temelidir ancak siz, yarından beklentisi olmayan bir toplum yaratmak için elinizden geleni yapıyorsunuz. Bunu da adalete inançsızlığı derinleştiren politikalarınızla sürdürüyorsunuz.
Bakınız, bütçe görüşmeleri sırasında bir Bakan, Kemal Kurkut cinayetini, Van'da 2 yurttaşın helikopterden askerlerin arasına atılıp linç edilmesini savundu. Tahir Elçi davasının seyri, Mustafa Kabakçı'nın sandalye üzerindeki ölümü, Adli Tıbbın "Cezaevinde kalamaz." raporlarına rağmen tahliye edilemeyen 82 yaşındaki Mehmet Emin Özkan ve 1.564 hasta mahpusun cezaevlerinde tutulmasıyla adalete inançsızlık derinleşiyor. Sıra lafa gelince mangalda kül kalmıyor, "Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun." diyorsunuz ama kıyamet kopmuyor arkadaşlar; her türlü vahşet, yaşam hakkı ihlali rahatlıkla işlenirken, yargının gözleri açık, terazisi bozukken, kıyametsizlik, icraatlarınız sayesinde toplumun kıyameti olmaya devam ediyor. Bugün kurulmuş olan düzen adaletsizlikle oluşturulmuştur, adaletsizlikle de sürdürülmektedir. İşte bu yüzden, adaletsizliğe itiraz, bu çürümüş düzene itirazdır.
Değerli milletvekilleri, siyasi iktidar eski ortaklarıyla, demokrasinin, adaletin mumla arandığı bir düzen yarattı. "Darbe mekaniği devrede." uyarılarımıza rağmen cemaat örgütlenmesinin devletin her kademesine yerleşmesi sağlandı. Göz göre göre gelen darbe girişimini "kandırıldık" mağduriyetine dönüştürdünüz. Şimdi de tekrar, ama bu kez farklı ortaklarla toplumu dizayn etmeye çalışıyorsunuz. Sürekli paralel yönetiyorsunuz. Önce paraleliniz cemaatti, şimdi de başka ortaklarla yönetiyorsunuz. Çıkarlarınızın çatıştığı anda da topluma hep "Kötü arkadaş kurbanı olduk." diyorsunuz.
"İnfaz düzenlemesi" adı altındaki af yasasıyla çeteleri ve kadın katillerini salıverdiniz. Meclis kürsüsünden yapılan mafya güzellemelerine çanak tutuyorsunuz. Bu elimizdeki bütçenin örtülü ödeneğinden çetecilere para aktaracaksınız. Örtülü ödeneği, bu yasa dışı faaliyetleri sürdürmek için kullanacaksınız.
Bütün ortaklıklarınızla Türkiye'nin başına getirdikleriniz, aşırı para ve koltuk hırsınızdan kaynaklanıyor. Cemaatle, Türkiye'yi birbirinize pay ettiniz, parsellediniz. Susurluk, sayenizde, kanlı canlı toplumun karşısına çıkabildi. Kaçanlar ile sözde kovalayanların suçüstü yakalandığı Susurluk çetesinin hesap vermesini engellediniz, akladınız.
Bu akladıklarınızın asıl size tehdit olduğunun farkında mısınız? Sırtlarını ortağınıza yaslayarak yeni paralel iktidar olduklarını ilan edenleri aklamaya devam ediyorsunuz. "Mafya artıklarının devamı" rolünü bu Meclis çatısı altında oynayanları desteklemeye devam ediyorsunuz. Darbe mekaniğinin hâlâ aktif olduğunun farkında mısınız? Demokrasiyi, adaleti bu ayaklar altına alışınızda başımıza bombalar yağmasının önünü açtığınızın farkında mısınız?
Değerli arkadaşlar, ortağınızla birlikte öyle bir yargı düzeni kurdunuz ki mahkemeler size yarayan kararları vermek için her yolu mübah görüyor; gerektiğinde Anayasa'yı ve yasaları hiçe sayıyor, gerektiğinde aynı suçlardan birden fazla kez yargılamalar yapıyorsunuz, gerektiğinde tarafı olunan sözleşmeleri yok sayıyorsunuz. Yargının HDP'den sorumlu ayağının icra tablosu, iktidarın, 6 milyon oy alan ve Türkiye'nin 3'üncü büyük siyasi partisi olan HDP'yi intikamla sindirme çabasının ne kadar devasa olduğunu gösteriyor. Barış umudunun yeşerdiği masayı devirdiğiniz tarihten bugüne, bir kez daha ve yeni ortağınızla partimize, partimizin tabanına ve bileşenlerine yönelik soykırım operasyonlarını yoğunlaştırdınız ve hâlâ devam ediyor. Bugün itibarıyla, 26'ncı Dönemde 6, 27'nci Dönemde 1 olmak üzere, Eş Genel Başkanlarımız dâhil, toplam 7 vekilimiz cezaevinde; 37 belediye eş başkanımız tutuklu ve bu dönemde de 2 milletvekilimizin yani Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın vekilliklerini düşürdünüz. Şimdiye kadarki gözaltı sayıları 16 bini aşmış durumda, toplam tutukluluk sayısı 5 binin üzerinde, sürgünde yaşamak zorunda olanları saymıyoruz bile. Bu vesileyle, zulmünüzden dolayı sürgün yollarında yitirdiğimiz sevgili İbrahim Ayhan'ı bir kez daha saygıyla anmak istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Kürt iradesine tahammülünüz yok, yargıyı Kürt iradesine baskı aracı olarak kullanıyorsunuz. TBMM çatısı altında Kürt'ün iradesine saldırma yarışı içindesiniz. Bu yarış içinde kendinizi koyduğunuz hâl ciddiye alınacak bile değil. Halkın bir arada, eşit, adil ve özgür bir biçimde yaşaması yönündeki en büyük engelsiniz. Cezaevlerini, sadece HDP'lilerle değil, muhalif bütün kesimlerle doldurdunuz.
Kadın cinayetlerine sürekli yenilerinin eklendiği bir ilin, Mersin'in vekili olarak "On bir ayda öldürülen 361 kadının failleri hak ettikleri cezayı aldı mı?" diye sorsam, cevabınız tabii ki yok. Kadınlar kırımdan geçirilirken, failler ödüllendirilirken kadınları korumayan politikaların üretildiği kurumlara devasa bütçeler aktarıyorsunuz. Kadınları koruyacak politikaları üretmek şöyle dursun, kazanımlarımızdan nafaka hakkımızı; bedenimiz, kimliğimiz ve emeğimize yönelik her türlü saldırıya karşı güvencemiz olan İstanbul Sözleşmesi'ni bile kaldırma gayreti içindesiniz. İşte tesis ettiğiniz adalet, işte yargınız.
Sayısını gittikçe artırdığınız cezaevleri bu ülkenin kanayan yarası. Ebru Timtik ve Mustafa Koçak sizin iktidarınızda "adalet" diye diye öldü, hatırlıyor musunuz? (HDP sıralarından alkışlar) Özgürce konser vermek için girdikleri ölüm orucunda yaşamını yitiren Grup Yorum üyeleri Helin Bölek ve İbrahim Gökçek'i hatırlıyor musunuz? İmralı tecridi en büyük hukuksuzluk alanı oluşturuyor. Tecrit, savaşta ısrar demektir. Şu an cezaevlerinde açlık grevleri var. Bedenlerini ortaya koyarak seslerini duyurmaya çalışanları hatırlıyor musunuz, farkında mısınız?
Değerli arkadaşlar, çürüme böyle böyle başlar. Faşizm, talan, çatışma, inkâr, yasaklar ve çözümsüzlük çöküşe götüren sebeplerdir. Bu çürüyen sistem kısa zamanda çökecek. Şunu unutmayın ki halkların iradeleri birlikte yaşamın koşullarını oluşturacak. Ne kadar saldırsanız da demokrasi güçleri ve HDP'liler her geçen gün büyüme ve güçlenmeye devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
FATMA KURTULAN (Devamla) - Onların temsilcileri işte burada, dimdik ayakta; sözlerini söylemeye, halk düşmanı politikaları ifşa etmeye devam ediyorlar. (HDP sıralarından alkışlar)
Bu çöküşün bütçesine karşı halktan yana, yoksullardan yana bir bütçe mümkün diyoruz. Demokrasiyi, hukuku ve insan haklarını; eşit, adil ve özgür bir yaşamı şiar edinmeye devam edeceğiz. Kürt sorununun çözümünün de ekonomik krizin çözümünün de bu ilkelerle gerçekleştirileceğini biliyoruz. HDP olarak halk lehine, halk için, halktan yana bir bütçenin oluşması için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)