Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 80 |
Tarih: | 20.03.2012 |
HASAN ALİ ÇELİK (Sakarya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinize iyi çalışmalar diliyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği bu araştırma önergesinin aleyhinde söz aldım.
Ben Karasuluyum. Sakarya'da Karasu'da yaşıyorum. Münir Bey'in de oradadır, köyde evi. Birlikte aynı bölgenin insanıyız.
Evet, burada kıyıda tahribat var, bir erozyon var. Bu erozyonunun da var oluş tarihi, limana bağlıyoruz. Karasu'da büyük bir liman yapılıyor. Bitti; ihale edilmiş, işinin tamamı biten bir konu. Bu biten işin sonunda da geri kalan kısmı tekrar özelleştirme marifetiyle bir başkasına iletildi, o da yapmaya devam ediyor. Yani ilçe, gelişme ve kalkınma yolunda, duble yoluyla, demir yoluyla -yeni bir proje- limanıyla, organize sanayi bölgesiyle, büyük sanayi kuruluşlarının sisteme katkısıyla hızla gelişiyor. Tabii, böyle bir konu da var. Bu konu nereden çıktı ve nedir diye bakmamız lazım.
2007 yılından sonra -yani liman faaliyetine bağlı ise diye düşünerek söylüyorum- liman faaliyetinden sonra hem limanın doğusunda hem de limanın batısında, sahilin bütününde bir kısmi erozyon söz konusu. Bu, kış dalgalarıyla da, Karadeniz'deki bu yoğun dalgaların da etkisiyle hakikaten şiddetini artırıp kıyıdaki bir kısım özel şahıs yapılarını da zarara uğrattı. Ama buradaki bu sorunun çözümü için bir adım atıldı mı diye bakmak lazım geldiğinde de; evet, bir adım atıldı. Özellikle DLH Genel Müdürlüğü, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü olarak -şimdiki ismiyle söyleyeyim- o zaman bu çalışmayı izledi ve bir tedbir olsun diyerek, teknik elemanların nezaretinde bölgede çalışma yürütüldü. Kıyıya dik mahmuzlar yapıldı, doğru. Bu mahmuzlar nispi olarak iyileşme sağlasa bile gerekli faydayı sağlayamadı. Ancak bütün bunlar sürerken, -2007, 2008, 2009- tekrar çalışmalar sürdürüldü, netice olarak da bu sıkıntının limanla bir bağlantısının olmadığı, aynı zamanda limanın batı tarafında da bir kıyı erozyonunun yaşandığı biliniyor. Dolayısıyla bir düzenleme çalışması yapılmak istendi tekrardan. Bu tekrar çalışmada da şu oldu, yine ilgili Bakanlığın gözetiminde -onların organizasyonunda bir çalışma yürütüldü- Ulaştırma Bakanlığı DLH İnşaatı Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmada da şöyle bir kurul faaliyet gösterdi: "Karasu Sahil Dalga Transformasyonu ve Kıyı Çizgisi Değişimi Sayısal Benzeşim Model Çalışmaları Raporu" diye ifade edilen bilimsel nitelikli, üniversite öğretim üyelerinin, kurumların teknik uzmanlarının -gerek DSİ'nin gerekse DLH Genel Müdürlüğünün teknik uzmanlarının- yaptığı çalışmalar neticesinde de bir çözüm arayışı sağlandı. Orada da şu yapıldı: Evet, kıyıya dik olan bu mahmuzların gerekli ve yeterli iyileştirmeyi sağlayamaması sonunda bu bölgede kıyıya paralel 27 adet dalgakıranın yapılması planlandı çünkü bu çalışmalar -az önce söylediğim gibi- bir bilimsel çalışmanın sonunda ortaya çıkan neticelerdir ve netice itibarıyla da kıyıya paralel bu 27 adet dalgakıranın yapılması kararlaştırıldı. 27 dalgakıran kıyıda değil, kıyıdan yaklaşık 80-100 metre içeride, su derinliğinin 1 metre ile 2 metre, 3 metre kadar kısımlarında dalganın şiddetinin absorbe edilmesi, dalga etkisinin erozyona fırsat vermemesi için yapılan teknik ve pratik bir çalışma olarak karşımıza çıktı. Hiç yapıldı mı? Evet, yapıldı. İlk başlangıç tarihi 2010 olan bu kıyıya paralel dalgakıran faaliyeti, 3 adet ilk yıl, 4 adet de 2011 yılında olmak üzere 7 adedi yapıldı 27 taneden. Belki burada şu söylenebilir: "27'si de hızlıca olsa." Evet, hızlıca olsa ama ülke imkânlarının dengeli kullanılması? Belki biz de arzu ediyoruz "Biraz daha hızlandırılabilir mi?" diye ve biliyorum ki ben sıkça görüştüğüm, konuştuğum Genel Müdürlük yetkilileri, evet, bu kalan 20 dalgakıranın da bu yıl bir kısmı, belki önemli bir kısmı bu yıl içerisinde tamamlanmak suretiyle bu dalgakıranları bölgedeki tahribatı azaltmış olacak.
Tabii, neticenin alınıp alınmadığını da sizlerle paylaşmak istiyorum. Netice alındı. Orada yaşadığımız için söylüyorum, yarım adacıklar neredeyse oluştu. O dalgakıranın önünden kıyıya, sahile yürüye yürüye gidip gelebilirsiniz. Bu dalgakıranların boyu da 100 metre civarında, öyle küçük bir şey değil, bir yapı, deniz yapısı. Kıyıya dik mahmuzların da oradan kaldırılıp başka bir yere atılması gibi bir olay söz konusu değil. Aksine, oradaki kıyıya dik mahmuzlar, evet, o işlevini yerine tam olarak getiremediği için hemen oradan alınıp kıyıya paralel olan dalgakıran inşaatında kullanılmak suretiyle çözüme yaklaşılmış, çözüm için de gerekli adımlar atılmakta ve atılıyor da.
Şimdi ne oldu? Bu kıştaki şiddetli Karadeniz dalgaları hakikaten orada bir kısım evleri yıktı, birtakım sorunları oluşturdu ama Karasu'da Milliyetçi Hareket Partisinden bir Belediye Başkanımız var. Belediye Başkanımızın notları var, o da takip ediyor. Zaman zaman sorun da yaşıyoruz. Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu gazetecilere yaptığı açıklamada diyor ki: "1995 yılında yapımına başlanan limanın açık mendireğinin tamamlanmasından sonra sahil erozyona uğradı." Erozyonu önlemek için DLH'nın 12 adet kıyı tahkimatı yaptığını ifade eden İspiroğlu "Karasu bunların bir faydasını görmedi. Liman ile sahil şeridinde 2 kilometrelik bir alanda 100 metreye yakın bir sahili ve kumumuzu deniz yuttu. Kıyıda bulunan iskânı ve ruhsatı olmayan 20'ye yakın binayı da dalgalar yıktı." dedi. Devam ediyor, diyor ki: "İlk defa açıkta kıyı tahkimatı yapılıyor. DLH bunu ilk kez Karasu'da uyguluyor. Daha önce Hollanda'da yapılmış, faydası görülmüş ve aynı sistem Karasu'da uygulanıyor. Tamamı yapıldığında sahilimizde bundan sonra bir erozyon olmayacak. Sahildeki ruhsatsız binaları da yavaş yavaş temizliyoruz. Dünyanın en güzel kumu Karasu'da. Bunlara da izin vermeyeceğiz."
Bir başka şey söylüyor, bu da bir gazete haberi yine yerel bir gazetede. Milliyetçi Hareket Partisine ben bunu şunun için söylüyorum: "Kendilerinin adamı da mı böyle söylüyor?" diye. AK PARTİ'den bir belediye başkanımız değil, Milliyetçi Hareket Partisinden bir belediye başkanımız. Sayın Belediye Başkanımız şöyle diyor: "'Yıkılan evler zaten kaçaktı. Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu geçtiğimiz günlerde dalgalar tarafından yıkılan sahildeki evlerin kıyı kenar çizgisindeki kaçak binalar olduğunu söyledi." Şu anda -isterseniz burada bir ilgisi olan varsa sorsun- Küçük Karasu köyü? Yaklaşık bu mesafe 4-5 kilometre civarındadır Karasu merkezine, bu dalgaların etkin olduğu, erozyonun etkin olduğu yere. Orada, şu anda, Küçük Karasu köyü sahillerinde birkaç gündür -bugün değil- sekiz on tane kamyonla, kepçeyle kıyıdan kumlar alınıp başka bir faaliyete yönlendiriliyor. Şu anda da sorulabilir ama benim aldığım bilgi de bu doğrultudadır. Dolayısıyla biraz da bizim bunları yapmamamız lazım. Kıyıyı korurken bir yandan taş dolduruyoruz, kıyı tahkimi yapıyoruz, dalgakıran yapıyoruz, bir yandan da kıyıyı boşaltıyorsak, o güzel kumları boşaltıyorsak tenakuzdayız, hatadayız, yanlıştayız gibi bir bakışla kendimizi sorgulamamız lazım diyorum.
Bu çalışmanın, bu faaliyetlerin hem Karasu'ya hem Sakarya iline hayırlar getirmesini diliyorum.
Araştırma komisyonuna "Hayır." oyu vereceğimi çünkü bu komisyonun yapması gereken işleri zaten DLH Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülmekte olan faaliyetler çerçevesinde görüyorum, yapılıyor. Geri kalanların da -20 tanesi kalmış, 7 tanesi yapılmış- bu yıl önemli bir bölümünün yapılacağını ifade ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çelik.