GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:34
Tarih:17.12.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerinde partim İYİ PARTİ adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi selamlıyorum.

Sözlerimin hemen başında, üzüntü duyduğum bir konuya değinmek istiyorum. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu Ankara-Niğde Otoyolu açılışı için dün ilimiz Aksaray'daydı. Aksaraylılar Sayın Bakana, haklı olarak, yıllarca sözünü verdikleri ama bir türlü gerçekleştiremedikleri tren yolunu sordular. Bakan, vermiş olduğu sözleri tutamadığı için Aksaraylılardan özür dileyeceği yerde gülerek, hatta dalga geçerek "Hızlı treni yaparsak uzaya da yol isteyecekler herhâlde." diye kahkahalarla cevap veriyor. El insaf! El vicdan! Aksaray kurulduğu günden bu yana AK PARTİ'ye en yüksek desteği veren ilimiz. Ama Aksaray bunu unutmaz, Sayın Bakanın bu sözlerini tarihe not olarak düşürdük; seçim zamanı geldiğinde de kimin uzaya gideceği, kimin yaya kalacağı belli olacak.

Bugünlerde hepimize gelen bir selam var; bütçe görüşmelerinin yapıldığı şu günlerde evinin bütçesini sağlayamaz duruma gelen taşeronlar olarak, sizlere, arkadaşlarımızın insanca bir hayat sürmesi için verdikleri mücadele adına selamlarını iletmemi istemişler.

Hastanede yemek yapan, bulaşık yıkayan, diğer arkadaşları kadroya geçtiği hâlde kendisi kadroya geçmeyen, kapsam dışı kalan Fadime bacıdan selam var. Bazı KİT çalışanları kadroya alınırken şeker fabrikasında temizlik görevlisi olarak çalışan ve kadroya alınmama sebebini bir türlü anlatamayan Hüseyin kardeşimizden selam var. Karayollarında makine kullanan, iş bitim ihalesi usulüyle çalıştığı için kadro alamayan Suat ağabeyden selam var. İl sağlık müdürlüğünde şoförlü araç kiralama personeli olarak çalışan, kadroya geçemeyen Mustafa'nın selamı var. Kısacası, tüm güvencesiz, adaletsiz, yarından umutsuz taşeron işçilerinin hepimize selamı var. Devlet tüm kamu alacaklarını yapılandırdığı hâlde, faizinden vazgeçip bazı kesimleri rahata kavuşturduğu hâlde çiftçinin feryadına figanına kayıtsız kalmış ve çiftçinin tarım kredi kooperatiflerine ve kamu bankalarına olan borçlarını yapılandırmadığı için çile çeken, saçlarında yıldızlar artan çiftçi Çapan emminin de selamı var.

Bir yıl içinde girdi fiyatları yüzde 60 artarken çiğ süt fiyatlarına yüzde 20 zam yapılmıştır. Geçen yıl yem fiyatları ortalama 75-85 TL'yken bu yıl 110-120 TL olmuş; et fiyatları geçen yıl 32 lirayken bu sene 33 lira olmuş yani 1 lira artmış. Yem torbasına gelen zam 40 lira ama çiftçiye verilen, sütçüye verilen para belli.

Bir köylümüz, çiftçimiz, "Bizden şeker pancarını 350 liraya alıyorlar ama posasını bize 350 liraya satıyorlar." diyen hemşehrim Nusret'ten de selam var. Emekliler arasındaki maaş adaletsizliğini gidermek için yapamadığınız intibak düzenlemesi mağduru işçi emeklisi Mahmut ağabeyin selamı var. Binbir türlü zorlukla üniversiteyi bitiren, iş bulma hayaliyle çalmadık kapı bırakmayan, umutsuzluğun en koyu karanlığında hayallerini, ümitlerini kaybeden yaklaşık 2 milyon üniversite mezunu genç adına Hilal kızımızdan selam var. "Madem bana ihtiyaç yoktu, niye devlet beni okuttu? Neden benim en güzel dört yılımı çaldı; hayallerimi, gençliğimi elimden aldı? Bu saatten sonra ben ne iş yapabilirim?" düşünce yumağında yolunu izini kaybeden Tarih Öğretmeni Alperen'den selam var. Erkeklerin askerlik borçlanması gibi doğum borçlanması isteyen Emine Hanım'dan selam var. 3600 ek gösterge sözünü verdiğimiz, bu söze güvenerek bir nebze mutlu ettiğiniz Öğretmen Zafer Bey'den, Polis Memuru Fatih kardeşimden, Hemşire Zehra bacımdan, Din Görevlisi Yasin Hocamdan da selam var. Emekli olarak alacağı üç kuruş emekli maaşına karşılık, yine çalışıp üç beş kuruş daha ilave edip yoksulluk sınırından kurtulma sevdasıyla yanıp tutuşan EYT'li hemşehrimiz Rasim'in de selamı var. Hayvan hakları yasasını bekleyen kuzuların, kuşların, dünyanın en güzel gözlü yaratığı ve arkadaşlarının selamını da unutmayalım.

Devlete ait kara yolları ve köprülerden oluşan kamu alacakları yapılandırılırken, kamu-özel iş birliğiyle yapılan başta Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve diğer yollardan borçlu bulunan insanlar hakkında bir yapılandırma yapılmamasını sindiremeyen, anlam veremeyen Şoför Haydar dayıdan da selam var. En çok gazi ve şehit veren, üç ay rapor geçtiğinde sözleşmesi feshedilen, bir türlü kadroları verilmeyen, orduevlerine alınmayan, ancak hanımının doğum yaptığını raporla ibraz ettiğinde doğum iznine ayrılan uzman çavuşlarımızdan da selam var.

Şu günlerde hepimize gelen çok mesaj var. Bunlardan bir tanesi de sayıları 100 bini aşan, 30 dalda sağlık teknikeri var. Bu sağlık teknikerlerine baktığımızda pırıl pırıl, 15-18 yaş arasında, zeki, çalışkan çocuklar. Anneleri, babaları bunlar bir an önce mesleğe dâhil olsunlar, ekmeğini kazansınlar diye bu meslek gruplarına göndermişler. Bunun yanında devletin de teşvikiyle bir yığın özel sağlık meslek liseleri açılmıştı. Burada yetişen gençlerimiz işe alınmamışlar ve kontenjan bekliyorlar. Fizik tedavi teknikerleri var, acil tıp teknisyenleri var, diş teknikerleri var, anestezi var. Var, var, var... 30 dalda bu insanlar iş bekliyor, aş bekliyor.

Yine, okullar kapalı olduğu için hiçbir şekilde satış yapamayan kırtasiyeciler, aylardır kontak açamayan servis şoförlerinin selamları var. Yine, "Bu dünyada tek bir şeyi değiştirebilseydin o şey ne olurdu?" sorusuna ilk sırada "Adaletsizlik ve eşitsizlik." diyen 24 milyon kişiden biri olan ve kendilerini Z kuşağı olarak isimlendirdiğimiz 19 yaş altı gencimizden biri olan Oğuz Kaan'dan da hepinize selam var. Ankara'da İŞKUR önünde hem iş kuyruğuna girip hem de evine ekmek götürmek için evde demlediği çayı satan Mahmut'tan da selam var. Yine kamuda 4/A, 4/B, 4/C, 4/D, süreli sözleşmeli, süresiz sözleşmeli, adını sayamadığımız ve aynı işi yaptıkları hâlde özlük hakları aynı olmayan kamu çalışanlarının da selamları var. Amatör liglerin başlama tarihinin belirsizliğini korumasından dolayı sekiz aydır ücret alamayan, bebesine süt götüremeyen, alternatif işlere yönelen ama o alanda da iş bulamayan, boyacılık yapan, simit satan amatör futbolcu kardeşlerimizin, gençlerimizin adına da Futbolcu Mehmet'in selamı var.

Bugüne kadar vergi, SSK primi gibi devlete karşı tüm görevlerini yerine getiren, getirmediği zaman ihalelere giremeyen, bildiğimiz 5 müteahhidin dışında devlete iş yapan müteahhitlerin kamudan alacaklarının yüzde 80'i maalesef ödenmemiştir. Bu müteahhitler iş yaptığı illerde kasaplara, akaryakıtçılara, sanayideki esnafa borçlarından dolayı zor durumdadır. İşçi çıkarma yasağı olduğundan dolayı işçilerini çıkaramamış ve maaşlarını ödeyemez hâle gelmiştir. Bu insanlar diyor ki: "5 müteahhide, garantili iş yapan müteahhitlere para varken niye bize para verilmiyor, bunun merakı içerisindeyiz."

Bir selam da çok kıymetli Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'den var. Yüzleşmemiz gereken gerçeklerden biri de asgari ücret konusudur. Çünkü asgari ücret, evine ekmek götürmekte zorluk çeken 10 milyondan fazla haneyi ilgilendirir. Çünkü asgari ücret, en küçükten en büyüğe bütün şirketlerimizi ilgilendirir. Asgari ücret, zor durumda olan esnafımızı ilgilendirir. Asgari ücret, iş bekleyen 5 milyondan fazla insanımızı ilgilendirir, kayıt dışında çalışmak zorunda kalan 10 milyona yakın vatandaşımızı ilgilendirir. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Mevcut durumda brüt asgari ücret 2.943 lira. Sayın Genel Başkanımızın ve partimizin önerisi şudur: Brüt asgari ücret 3 bin liraya yükseltilsin, asgari ücretle çalışanımıza brüt kazancın tamamını ödeyelim. İşverenimiz çalıştırdığı asgari ücretli vatandaşımızın gelir vergisini ve SGK primini devlete değil, çalışanına versin. Devletimiz de çalışanlarımızın gelir vergisini ve Sosyal Güvenlik Kurumu primini üstlensin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

AYHAN EREL (Devamla) - Böylece asgari ücretle çalışan vatandaşımızın eline net 3 bin lira geçsin.

Çok kıymetli AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarım, bunlar benim selamım değil, vatandaşın sizlere selam yoluyla iletmek istediği mesajlar. Halkın arasına, halkın içine girdiğinizde gerçekten yani politikaüstü bir söylemle sizin yaşadığınız gerçekler ile halkımızın yaşadığı gerçekler maalesef örtüşmüyor.

Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)