GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:34
Tarih:17.12.2020

CHP GRUBU ADINA KANİ BEKO (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 bütçesi, ülkemizde, milyonların salgın sürecinde ekmek ve gelir kaybı yaşadığı, işsizliğin arttığı, esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaştığı, işçilerin kıdem tazminatı başta olmak üzere neredeyse bütün haklarının hedefe konulduğu koşullarda hazırlanmıştır. İşte bu süreçte hepimizin gözü kulağı Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yürüttüğü görüşmelerdedir. 10 milyona yakın asgari ücretli işçi, ailesiyle birlikte açlık sınırı altında yaşarken Komisyondan insan olmaktan kaynaklanan temel ihtiyaçlarını giderecek bir maaş beklemektedirler.

Asgari ücretle çalışan işçilerin hazırlamış olduğu örnek bir tablo: Aylık giderleri; kira 1.500 lira, elektrik 250 lira, su 150 lira, doğal gaz 600 lira, ulaşım 250 lira, mutfak 1.000 lira, eğitim 400 lira, sağlık yok -asgari ücretlinin hastalanmaya hakkı da yok- sosyal etkinlik yok, çay ve kahve yok. Toplam 4.150 lira, asgari ücret ise 2.324 lira; açlık sınırı 2.500 lira, yoksulluk sınırı ise 8 bin lira.

Asgari ücretle çalışan 10 milyona yakın işçinin hepsi sanki bekârmış gibi, 1 işçi için hesap yapılmaktadır. Asgari ücret belirlenirken işçinin ailesi de dikkate alınmalı, en azından 4 işçi için hesaplanmalıdır. (CHP sıralarından alkışlar)

OECD verilerine göre asgari ücretin satın alma gücü açısından Türkiye, OECD ülkeleri içerisinde 18'inci sırada yer almaktadır. Ayrıca, Türkiye, Avrupa ülkeleri içerisinde asgari ücreti en düşük ülkeler arasındadır. 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarıyla 25 altın alınabilirken 2020'de yıllık net asgari ücretle sadece 10 cumhuriyet altını alınabilmektedir. Bir yılda doğal gaza yapılan yüzde 40 oranındaki zam sonrası, asgari ücretle çalışan, kışın birinci derece yakınlarıyla aynı evi paylaşmaktadır.

Adalet halkın ekmeğidir, işçilerin de geleceğidir. (CHP sıralarından alkışlar) Asgari ücret kararını verenlerin adil ve vicdanlı olmasını bekliyoruz. Unutmayalım ki asgari ücret sadece işçilerin meselesi değil, asgari ücret bir memleket meselesidir. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu nedenle diyorum ki: Asgari geçim indirimi, asgari ücretin dışında kalmalıdır, asgari ücretten kesinlikle vergi alınmamalıdır, işçi ve memur ayrımı yapılmamalıdır. Tek asgari ücret olmalı, işçi memur ayrımı ortadan kaldırılmalıdır. Asgari ücretle çalışan işçilere de Şeker ve Kurban Bayramı'nda en az birer maaş tutarında iki ikramiye verilmesi için Meclis gerekli adımları atmalıdır.

Değerli milletvekilleri, açıklanan son işsizlik verilerine göre geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyona yükselmiştir, bu rakam 95 ülkenin nüfusundan fazladır. Covid-19 ve ekonomik krizin iş gücü piyasaları üzerindeki tahribatı ağır bir biçimde sürmektedir. İşsizlik Fonu'nun yüzde 90'ını amacı dışında kullandınız, 135 milyar liranın sadece yüzde 10'unu işsiz kalan işçilere verdiniz; bu, Anayasa'ya aykırıdır. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde, hayatlarını çalışarak kazanan fabrika işçileri, küçük esnaf, seyyar satıcılar, çiçekçiler, müzisyenler, düzensiz ve günübirlik işlerde çalışanlar, tüm dünyayı saran ve yayılma hızı ülkemizde de her geçen gün devam eden coronavirüs salgını nedeniyle zor durumda kaldılar.

Alınan tedbirler haklı olabilir ancak bunlar pek çok sektörü bitirip bu sektörlerde çalışan milyonlarca emekçiyi evlerine ekmek alamaz duruma getirmiştir. Devletin özellikle koruması gereken en korumasız, güvencesiz kesimlerin başında gelen sendikasız olan işçiler, küçük esnaf, seyyar satıcılar, çiçekçiler, müzisyenler, düzensiz ve günübirlik işlerde çalışan 5,5 milyon vatandaşımız maalesef gelirini kaybetmiştir.

Buradan uyarıyorum: Genel sağlık sigorta primini ödemeyen 5 milyona yakın vatandaşımız 2021 yılında, borçları ertelenmezse birinci derecede yakınlarıyla birlikte devlet ve üniversite hastanelerinde tedavi olamayacaklardır. Bu bütçenin asıl gündemi bu olmalıdır.

Önemli bir konu: Siyasi partilerde olduğu gibi sendikalarda da baraj sistemi devam etmektedir. Haziran ayında 15 sendikanın yetkisi bitti. Meclisten yeniden yetki alamazlarsa 50 bin işçi, ailesiyle birlikte 250 bin kişi mağdur olacaktır. OECD ülkeleri arasında sendikalaşmada son sıradayız. Sendikal hak ve özgürlüklerin önü açılmalı, siyasi ve sendikal barajlar kaldırılmalıdır. Sendikalar darbelere karşıdır, demokrasiden yanadır. Ülkemizde 10 milyona yakın sendikalı ve örgütlü işçi olsaydı Türkiye darbeler ülkesi olmazdı. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, Recep Tayyip Erdoğan ve saray Türkiye ekonomisinin yüzde 5-6 oranında büyüdüğünü söylemektedir. Madem öyle, peki, neden ülkemizde 10 milyona yakın işsiz var? Neden işçi sağlığı, iş güvenliği önlemleri için bütçe ayırmadınız, bugüne kadar 25 bin işçinin ölümüne sebep oldunuz? İşçilerin ölümüne neden olanların kalbi kurusun, kalbi kurusun, kalbi kurusun diyorum! (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)

Başta Soma, Ermenek madenleri olmak üzere ülkemizin birçok iş yerlerindeki iş cinayetlerinden ders almadınız. Bugün iş cinayetlerinde Avrupa'da 1'inci, dünyada maalesef 3'üncü durumdayız. Yürümek isteyen madencileri dövdünüz, hak ettikleri maaşları vermediniz.

Sağlık emekçileri ve çalışanlar corona virüsüne karşı bizi korumak için hayatını ortaya koyarken onları şehit saymadınız. Dünya Sağlık Örgütü ve ILO "Corona meslek hastalığıdır." demesine rağmen, siz kabul etmediniz. Neden 620 bin sağlık emekçisine görev vermediniz? Neden 500 bin öğretmenin ataması yapılmadı diye 100'e yakını intihar etti? Neden 30 bine yakın sosyal hizmet uzmanı iş bekliyor? Neden kamuda 14 bin engelli açığı varken engellilerin atamasını yapmadınız? Neden Samsun'da işsiz olan bir yurttaşımız "iş, aş" diyerek intihar etti? Neden biliyor musunuz? Çünkü 5'li çeteye para vermekten kasada para kalmadı, para kalmadı! (CHP sıralarından alkışlar)

Sevgili mücadele arkadaşlarım, saray on sekiz yılda 18 işçinin çalışacağı bir fabrikanın temelini bile atamadı.

Emeklilerimizin durumu ise: 13 milyon emekli vatandaşımız var; 8 milyonu açlık sınırının altında yaşıyor, 5 milyon emekli ikinci bir işte çalışıyor, geri kalan emekliler de iş arıyor. Asgari ücretin de altında yani 1.500 TL maaş alan, yaşam mücadelesi veren milyonlarca emeklinin dörtte 1'i seyyar satıcılık yapıyor.

Değerli milletvekilleri, başını yastığa koyan milyonlarca insan geceleri aç yatarken saraya ballı börek verdiniz, millete kuru ekmek yedirdiniz, 5'li çeteye de peşkeş çektiniz.

3,8 milyon kredi borcumuz varken 125 milyar doları Merkez Bankasından bir gecede nereye gönderdiniz? 5 milyon dolar Tunus'a para verdiniz, Suriyelilere 300 milyar lira verdiniz, emeklilikte yaşa takılanlara hak ettikleri 10 milyarı vermediniz. Şimdi, EYT'liler diyor ki: "Edirne'den Kars'a, Jüpiter'den Mars'a; Türkiye Büyük Millet Meclisinde adalet varsa, çıksın artık bu yasa!" (CHP sıralarından alkışlar)

Bu bütçe halkın bütçesi değildir, bu bütçe sarayın bütçesidir. Bütçede işçiler, köylüler, esnaflar, öğrenciler, engelliler, emekliler, EYT'liler, dullar, yetimler ve işsizler olmadığından dolayı biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu bütçeye "Hayır." diyoruz, "Hayır." diyoruz, "Hayır." Diyoruz! (CHP sıralarından alkışlar)

Son olarak, 2021 yılı bütçe gelirleri, 1 trilyon 101,1 milyar liradır; bütçe giderleri, 1 trilyon 346,1 milyar liradır. Bu bütçe açığı 245 milyar lira olarak öngörüldü. 922,7 milyar lira vergi topladınız. Bu vergileri kimden aldınız, kimlerden aldınız? İşçiler, memurlar, köylüler, esnaflar, çiftçiler ve yurttaşlardan aldınız. Meksika Devlet Başkanı var olan tek Başkanlık uçağının, "Ülkede bu kadar yoksulluk varken binmeye utanırım." diyerek 120 milyon dolara satmış olduğu tek Başkanlık uçağının parasını hazineye bırakmıştır. Bizdeyse uçan sarayla birlikte, sarayın 16 adet lüks uçağı vardır. Sorduğumuzda ise AKP'liler diyor ki: " Uçaklarla, lüks makam arabalarıyla biz sarayın itibarını koruyoruz."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

KANİ BEKO (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bize göre bu ülkenin itibarı, sevgili mücadele arkadaşlarım, saray değil, makam arabaları değil; bu ülkenin itibarı Nazım Hikmet'tir. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bu ülkenin itibarı Uğur Mumculardır. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bu ülkenin itibarı Bahriye Üçoklardır. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bu ülkenin itibarı Deniz Gezmiş'tir. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bu ülkenin itibarı Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızın lideri ve Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'tür. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Teşekkür ederim.