| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 23.12.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; zincir marketlere karşı mahalle esnafının korunması hakkındaki önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Mahalle esnafı, bakkalı, kasabı, manavıyla oluşan, lokal bir çevrede hizmet yürüten belli bir esnaf grubudur. Esas olarak, mahalleliyle ilişkileri zincir marketlerden çok farklıdır. Bugün zincir marketler çevrelerine tamamen yabancıdır, müşteriyle aralarındaki ilişki mal alıp satmaya dayanır ve metalik bir yapısı vardır; çalışanları da çok defa mahalle dışındandırlar ve mahalleye yabancıdırlar. Oysa, klasik anlamda bildiğiniz mahalle esnafının hizmet sunduğu çevreleriyle olan ilişkisi çok farklıdır. Mahallelinin cebinde ödeyecek parası olmadığı zaman kolaylık sağlar, ufak tefek sorunlarına aşinadır, bunlara çözüm getirir ve aralarında manevi bir bağ oluşur. Zincir marketlerden daha da fazla personel çalıştırırlar, böylece istihdama katkıları da fazladır. Aynı zamanda, yanlarında çalıştırdıkları insanlara öğretmenlik yapar, onları hayata yetiştirirler.
Global dünyada küçük işletmelerin gelişip büyümesi şeklinde bir dönüşüm yaşanmaktadır. Ekonominin barometresi olan 2 milyon 250 bin esnafımızın en büyük yaralarından birisi budur. Maalesef bunlar gelişememiştir, kendi aralarında organize olamamışlardır ve piyasada bir boşluk oluşmuştur, bu boşluk da global sermaye tarafından doldurulmuştur.
Esnafın korunup geliştirilmesine yönelik Anayasa'mızın 173'üncü maddesi, uygulanarak esnafa daha fazla hissettirilmelidir. Beş yıl önce çıkan Perakende Yasası'na daha fazla işlerlik kazandırılmalıdır. Zincir marketlerin mantar gibi çoğalmasına kurallar konularak küçük esnafın ayakta kalması sağlanmalıdır. 2012 yılında toplam 13.415 yerel ve ulusal zincir market var iken, bu sayı 2020 yılında 34.045'e çıkmıştır. Yerel ve ulusal zincir marketlerin kuralsız büyümesi hem ekonomik dengeleri bozuyor hem de küçük esnafın yok olmasına sebep oluyor.
Büyük perakendecilerle rekabet etmek zorunda kalan küçük işletme niteliğindeki esnafın durumu özellikle son yıllarda daha da olumsuz hâle gelmiştir. Hipermarket ve süpermarketlerin şehir merkezinde kurulmaları yakın çevrede bulunan küçük esnafın pazar payının neredeyse ortadan kaldırılmasına ve iş yerlerinin kapatılması sonucunda işsizliğe neden olmuştur. Aynı şehirde ve bölgede çok fazla sayıda kurulmalarının yanı sıra, çalışma gün ve saatlerinde de bir kısıtlama bulunmayışı sorunun daha da büyümesine yol açmıştır.
Mali serbestleşmeyle artan sermaye hareketliliğinden yararlanmak için ülkeler, dış yatırımlara fırsat sunmaktadır. Yabancı sermayeye hazır bulunan gelişmiş ülkelerdeki piyasa yapısı gelişmemiş ülkelere göre daha müspettir ve gelen sermayeye daha fazla koruma sağlamaktadır; dolayısıyla bunlar, yatırımı daha fazla çekmektedirler. Gelişen ülkeler gelişmemiş ülkelere göre dış sermaye yatırımlarına -örneğin zincir marketlere- daha fazla sınırlandırma getirebilmekte, sermayenin talebine göre değil de kendi sosyoekonomik yapılarına göre sermaye yatırımına izin vermektedirler. Örneğin Fransa'da, Almanya'da, İtalya'da sınırlandırmalar vardır; hiçbir yerde zincir marketler ülkemizde olduğu kadar serbest değildir.
Yine, dünyadaki pek çok ülke gibi ülkemizde yabancı sermayeye birtakım kolaylıklar getirilmiştir. Örneğin, ülkemizde kurumlar vergisi 1986 yılında yüzde 46 iken günümüzde yüzde 20'ye kadar düşmüştür.
Ülkemizde maddi getirisi pek çok şüpheye açık olan zincir marketler ve süpermarketlerin ayrıca sosyal yapıya da katkısı olmadığı açıktır. Mahalle esnafımızın yaşadığı zorluklarla var olma mücadelesi verdiği bugünlerde tüm bu durumların gerektirdiği gibi ele alınarak, zincir marketlere karşı mahalle esnafımızı güçlü tutmak için alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması yapılmasını arz ve talep ediyoruz.
Teşekkür eder, saygılar sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)