GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:37
Tarih:23.12.2020

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 232 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 13'üncü maddesi üzerindeki önergemiz üzerine söz aldım. Genel Kurulu ve sizleri saygıyla selamlarım.

Şimdi, tabii, bu katı atıkların geri dönüşüm meselesi çok önemli, Türkiye milyarlarca dolarını burada heba ediyor maalesef. Fakat AK PARTİ birçok konuda çok kötü performans gösterdiği gibi, bu konuda hele hiç performans göstermedi, karneniz tamamen zayıf. Yani şu andaki bu kanun teklifiyle getirilen düzenlemelerin de herhangi bir etkisinin olacağını çok fazla düşünmüyorum.

Ancak benim bugün üzerinde durmak istediğim esas konu, bugünkü Resmî Gazete'de bir Cumhurbaşkanı kararı yayımlandı, -3321 sayılı Kararname- burada, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nda bir değişiklik yapılıyor, daha doğrusu bir kıyak yapılıyor, ben onu gündemimize getirmek istiyorum. Yapılan şey şu -belli bir süre için bu yapılıyor- kararname diyor ki: Bankalar borçlanma kâğıdı, tahvil veya bono ihraç ederlerse bunlardan elde edilecek faiz gelirlerini de kademelendiriyor, sıfıra kadar vergiyi, stopajı düşürüyor. Ayrıca, bunların alım satımından elde edilen gelirlerde vergiler düşürülüyor. Vadesi veya elde tutma süresi bir yıldan fazla olursa burada da stopajı sıfırlıyor.

Şimdi, bunu nasıl bir ortamda yapıyor? Bugün, bir pandemi var, zaten ekonomik kriz var, millet zorda, esnaf sıkıntıda. Asgari ücretlinin yüzde 15'ten, yüzde 20'den vergilendirildiği bir ortamda, kirasını ödeyemeyen esnafın kira stopajının yüzde 10 olarak tutulduğu bir ortamda üst gelir grubuna, faiz geliri elde edenlere bir vergi kıyağı yapılıyor. Dolayısıyla bu anlamda çok manidar bulunduğu ortam.

Şimdi, arkadaşlar, dünyada sıfır faiz var diyoruz. Ülkemizde politika faizi yüzde 15, şu anda mevduat faiz oranları yüzde 18 civarında, kredi faizlerinin yüzde 30'lara yaklaştığı bir ortamda yani faiz geliri elde edenlerin kazancının, göreceli olarak baktığımızda, çok ciddi olarak yükseldiği bir ortamda, yani onların gelirlerinin zaten arttığı bir ortamda, onlara bir vergi avantajı sağlanıyor. Yani bu ne kadar mantıklı, ne kadar anlamlı bunu siz düşünün. Hem yüksek faiz oranlarından geliri arttı hem de vergilerini düşürerek onların gelirini bir miktar daha artıracak bir düzenleme yapılıyor, bunun mantığını anlamak mümkün değil.

Biliyorsunuz, bu pandemi sadece ülkemizde değil bütün dünyada gelir adaletsizliğini artırdı. Yani Türkiye'de de dünyanın diğer ülkelerinde de pandemiden dolayı çünkü sabit gelirli olanlar gelirini istediği gibi artıramıyor, küçük esnafların, efendim, iş yerleri kapalı, dünya kadar işsiz var, dolayısıyla gelir adaletsizliği arttı. Böyle bir ortamda dünyanın tartıştığı ne biliyor musunuz? Biz üst gelir gruplarından nasıl daha fazla vergi alırız da bu geliri azalan veya hiç geliri olmayanlara nasıl para transfer ederiz diye dünyanın bunu düşündüğü bir ortamda, Cumhurbaşkanının kararnamesi üst gelir gruplarına bir vergi kıyağı yapıyor. Yani bunu artık sizlerin aklına ve vicdanına emanet ediyorum; bu kabul edilebilir bir şey değil arkadaşlar.

Bakın, bütçe dediğimizde, vergi dediğimizde, bunlar bir tercihler sistemidir. 2021 yılı bütçe açığı, biliyorsunuz ki 245 milyar lira olarak öngörülüyor. Geçen yıl bütçede 100 milyar lira sapma olduğunu varsayarsak -hadi bu yıl biraz mali disiplin oldu ama en az bu 50 milyar, 100 milyar lira sapacaktır- 300 milyar liranın üzerinde bir bütçe açığının öngörüldüğü bir dönemde, gelir adaletsizliğinin arttığı bir dönemde, devletin vergiye ihtiyacının olduğu bir dönemde bir avuç -AK PARTİ'nin tabiriyle söylüyorum- faiz lobisine bir kıyak yapılmasını hangi vicdanla yapıyorsunuz, hangi akılla yapıyorsunuz? Bunun iktisadi mantığı da yok, bunun ahlaki mantığı da yok; dolayısıyla bu son derece yanlıştır.

Tabii, bunun niye yapıldığını da anlamak çok zor değil. Niye? Çünkü maliye tamtakır; hazine tamtakır; merkez bankası rezervleri bitmiş, eksiye düşmüş tamtakır; kamu bankaları ciddi risk altında, sıkıntıda; e, belli ki şimdi özel bankalar da borçlanmakta zorlanıyor, onların borçlanmasını kolaylaştırmak için bir kısım üst gelir gruplarına faiz kıyağı yapıyoruz; bunlar kabul edilebilir bir şey değildir. Biz zaman zaman, evet, AK PARTİ'nin politikalarını eleştirdik. Biz dedik ki: "Piyasayla restleşmeyin." Biz "Piyasayla restleşmeyin." dedik, siz piyasalara teslim oldunuz. Bu, piyasaya teslim olmaktır. Şu anda alınan kararlara dikkat edin, hepsi piyasanın talep ettiği ve acımasızca kararlar alınıyor, bu kararların Türkiye'yi iyi yere götüreceğini düşünmek mümkün değildir. Bir hatayı başka bir hatayla düzeltme gibi bir yolu tercih ettiniz. Bu yol, yol değil, bu yoldan dönmek lazım. Burada yapacağımız şey -tekraren söylüyorum- üst gelir gruplarının ve özellikle sermaye kazançlarının daha fazla vergilendirilmesini gündemine alması gerekir Hükûmetin de bu Meclisin de; bu yapılmıyor, bunun tam tersi yapılıyor. Üst gelir gruplarına vergi kıyağı yapılıyor "Altta kalanın canı çıksın." deniliyor, bunu kabul etmek mümkün değildir.

Ben Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)