| Konu: | Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 23.12.2020 |
METİN ERGUN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan teklifin 14'üncü maddesi hakkında İYİ PARTİ Grubu olarak verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama biz Milaslıları sevindiren güzel bir haberi sizlerle paylaşarak başlamak istiyorum. Muğla'mızın en önemli bitkisel ürünlerinden birisi olan Milas zeytinyağının Avrupa Birliği tarafından coğrafi işaretli Türkiye'de 5'inci ürün olarak tescil edildiğini öğrendik. Bu konuda emeği geçen Milas Ticaret ve Sanayi Odasının Değerli Başkanı Reşit Özer'e, yönetim kurulu üyelerine, Muğlalı ve Milaslı hemşehrilerimiz adına teşekkürlerimi iletiyor, tebrik ediyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Milas zeytinyağı üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Muhterem milletvekilleri, çevreyle ilgili bir teklifi görüşüyoruz ama bu teklifte acil çözüm bekleyen çevre sorunlarına karşı sadra şifa bir düzenleme göremiyoruz. Hâlbuki, Türkiye'nin çok ciddi çevre sorunları vardır. Her yıl on binlerce vatandaşımız hava kirliliğinden dolayı erken yaşta hayatlarını kaybetmektedir. Mesela, Avrupa İklim Eylem Ağı'nın raporuna göre, Muğla'da 3 termik santralin sebep olduğu hava kirliliğinden dolayı otuz yedi senede 45 binden fazla vatandaşımızın hayatını erken yaşta kaybettiği hesaplanmaktadır. Yer altı ve yer üstü sularımız büyük oranda kirlenmiş durumdadır. Ülke olarak su stresi yaşayan ülke kategorisinden su fakiri bir ülke kategorisine girmek üzereyiz. Topraklarımızı erozyonla kaybettiğimiz yetmiyormuş gibi, siyanürle ve çeşitli kimyasallarla âdeta bilerek yok ediyoruz. Her şeye rant gözlüğünden baktığı intibasını veren iktidarın acımasız politikaları sebebiyle ormanlarımızı ve tarım arazilerimizi kaybediyoruz. Yani âdeta intihar edercesine doğayı ve çevreyi yok ediyoruz.
Muhterem milletvekilleri, hem ülkemizi hem de dünyayı ciddi şekilde etkilemeye başlayan iklim krizinin artık içinde bulunuyoruz. İklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkan kuraklık ve susuzluk riski tüm Türkiye'yi kuşatmış durumdadır. Mesela, Edirne'de Meriç Nehri'nde su seviyesinin düşmesi sonucu kum adacıkları ortaya çıkarken Karadeniz'de yağış miktarları geçmişe göre yarı yarıya azalmıştır. Yine, İzmir'de geçen kasım ayında metrekareye 92 kilogram yağmur düşerken bu yıl 1,5 kilogram yağmur düşmüş ve barajların dibi görünür olmuştur. Kısacası, Anadolu susuzluktan âdeta kavrulmaktadır. Çiftçi buğdayını ekemezken zeytin ve incirler dalda kurumuştur. İktidar, iklim değişikliğinin sebep olduğu kuraklık, sel ve aşırı sıcak tehlikelerine karşı harekete geçmek yerine bu riskleri artıran bir siyaset izlemektedir. Mesela ormanları ve sit alanlarını kurutma pahasına madencilik faaliyetleri teşvik edilmektedir; filtresiz termik santraller yıllarca görmezden gelindiği gibi, yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızı kirleten endüstriyel tesisler de görmezden gelinmektedir.
Sayın milletvekilleri, konuşmama son vermeden evvel, iktidarın çevre siyasetinin bir laboratuvarı hâline gelen seçim bölgem Muğla'dan da bahsetmek isterim. İktidar gözlerini Muğla'ya dikerek "Hangi kıyıdan, hangi ormandan, hangi sit alanından ne gibi rant sağlayabiliriz?" diye tüm gücüyle âdeta savaş vermektedir. TEMA Vakfına göre, Muğla'nın yüz ölçümünün yüzde 59'u, ormanlık alanların ise yüzde 65'i maden ruhsatlı hâle gelmiştir. Bu haritada gördüğümüz gibi, bütün sarı, kırmızı ve kahverengi olanların tamamı ruhsatlı alan. Denetimsiz maden ocakları Milas gibi beldelerimizi tehdit etmeye başlamıştır. Âdeta akıllı orman yangınlarıyla dolaylı olarak yağmalanan Muğla'nın beldeleri artık doğrudan imar değişiklikleriyle, madencilik çalışmalarıyla ve sözde kıyı projeleriyle ranta ve talana kurban edilmek istenmektedir. Bugün de Akyaka'da, Gökova'da, Bodrum'da ve Muğla'nın her bir köşesinde aynı oyun oynanmaktadır.
İYİ PARTİ olarak iktidara bir kez daha sesleniyoruz: Muğla'yı sizin rant projelerinize kurban ettirmeyeceğimizi aklınızdan çıkarmayın ve bir an önce elinizi cennet Muğla'mızdan çekin. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)